Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '11

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Kalkınma Ajanslarında değerlendiricilik

Son 2 yıldır, Kalkınma Ajanslarının bağımsız değerlendiricilerle ilişkisini gözlemliyorum. Öncelikle sizlerle bağımsız değerlendiricilerin ne yaptığını açıklayayım ve sonra bu konudaki zaafiyetin Ajansları nerelere götürebileceğinden bahsedeceğim.  

Bir bağımsız değerlendirici, adı da üzerinde Ajanstan bağımsız çalışan ve geçici süre ile Ajanslara, projeler bazında tecrübesini aktaran kişidir. Kısaca; hibe programlarında yarışan projeleri notlayan, hibe alıp, alamayacağına karar veren kişidir. Bu bağlamda bakıldığında; işi çok zordur. Öncelikle birkaç saat içerisinde projeye, projeyi i yazanlardan daha fazla hakim olmak, bölgeye katkısını değerlendirmek durumundadır. Önüne gelen konuya ilişkin, geçmiş tecrübelerini ortaya koymalı, projenin yönetsel, finansal, organizatif, sürdürülebilirlik gibi her boyutunu incelemeli ve adil olmalıdır. Bu nedenle, iş tecrübesi olmayan, projecilik tecrübesi olmayan kişilerin yapmaması gereken, bıçak sırtı bir iştir.  

Şimdi sorunlara bakalım: Her yönden de sorunlar vardır; gerek bağımsız değerlendiriciler, gerek Ajans idarecilerinin tutumları ve gerekse yerel paydaşlar açılarından.  

BD olarak adlandıracağımız Bağımsız Değerlendirici, kendini yazdığı yorumlarla ifade eder ve arkasında sadece değerlendirme belgelerini bırakır ve ayrılır. Eğer bir proje bilgili, tecrübeli ve adil kişilerce değerlendirilmemişse ya da bu bilgi, değerlendirme belgelerine yansımamışsa, başvurucu sonuçlara itiraz ettiğinde bu durumu tespit edip;  

1. Ajansın BD seçimlerini eleştirebilir ve Ajans Yönetim Kurulu’na BD seçimlerine katılmaları konusunda lobi yapabilir. Genel Sekreterliğin bu konudaki dikeyliği önemlidir; kesinlikle BD seçimlerine yerel paydaşların katılımı tercih edilmez; aksi taktirde projeyi veren ve hibeyi alacak projeleri değerlendiren aynı tarafta olur, “bağımsızlık” kaybolur.  

2. Ajansın bilgisiz/tecrübesiz kişilerce değerlendirme yaptığını yayar ve Ajansın güvenilirliğini, konuya vakıflığını zedeler. Ajans, yerel paydaşlar tarafından destek görmemeye başlar ki, bu sonu olur; çünkü Ajansın asli işi, yerel paydaşların talepleri ve maddi katkıları doğrultusunda bölgeyi kalkındırmaktır.  

Bir başka tehlike; Ajansın BD’lere projeyi eleme mekanizmaları hatta başvurucuya karşı bir kalkan muamelesi yaptığında gelir. BD’lerin her biri, kendi uzmanlık alanlarında “gerçekten uzman” olmaları ön şarttır, yukarıda da bahsettiğimiz gibi piyasada kendini kanıtlamış oldukları için seçilmişlerdir. Bu nedenle Genel Sekreter, BD’cilerle tanışmalı ve üst görüşlerini uzmanlara doğrudan aktarmalı ve bölgelerini daha güçlendirmek konusunda onların tecrübelerinden faydalanmaya açık oldukları göstermelidir. Her bir BD, Ajansı’n güçlü bir bölge için işbirliği yaptığı ve danışman tutsa bu kadar tecrübeyi biriktiremeyeceği birer fırsattır. Aksi şekide şekilde davranılmadığında, BD, kendisini yararsız hissedip, sadece basitçe eleme yapar, parasını alır ve çeker gider. Zayıf değerlendirilen projeler, uygulama sırasında sorunlar yaratır. Uygulamada ve yaygınlaştırmada başarısız olan projelere aktarılan hibelerin bölgeye etkinliği yine bölge tarafından sorgulanmaya başlar. Ajansa maddi destek verenler, bir süre sonra etkisini göremedikleri Ajansa desteklerini çeker. Ajans yine yerel paydaşın desteğini yitirdiğinde, ölür.  

Son olarak;” parayı veren düdüğü çalar” atasözünde olduğu gibi, yerel paydaşlar, kendi projelerinin geçmesi ve hibe alabilmesi için Ajansı çeşitli otoritelerce, politik, ekonomik çıkar hesapları nedeniyle etkilemeye çalışır. Genel Sekretere, bir takım projelerin isimleri verilir ve olur da, Genel Sekreter, bu ismi verilen projeleri hak etmediği halde, gerek BD’e etki yaparak gerekse BD’e rağmen geçirirse, bölge de yine dedikodular türer ve kendi adamlarının projelerini geçiriyorlar düşüncesi oluşur. Bu noktada da Genel Sekreterin dik durması ön şarttır. Bu dedikoduların doğruluğuna kanaat getiren bölge yine bir zaman sonra desteğini çekecektir.  

2006 yılında yönetmeliği çıkan ve 2008’in ikinci yarısından itibaren çalışmaya aktif başlayan Kalkınma ajanslarını daha emeklerken, yürümüyor diye beslemekten kaçınmayalım. Yerel paydaşlar, Ajans yönetimi ve BD değerlendiricilerin hepsinin Ajansların geleceği üzerinde elbirliği ile bu sürece olumlu etki yapmasını sağlayalım. Bölgelerimizin kalkınmasında lokomatif olacak kurumları basit çıkarsal hesaplara kurban vermeyelim.  

 

Bu Yazı, Bursa Hakimiyet Gazetesi Insan Kaynakları için hazırlanmıştır.  

 
Toplam blog
: 68
: 2603
Kayıt tarihi
: 27.05.11
 
 

Çoklu paydaş ortamında çalışma yeteneği, özellikle inovasyon ve kümelenmeyi teşvik etmek için kamu k..