- Kategori
- Güncel
Kalkınma iktisadiyatından bütünsel gelişme yaklaşımına
wellesleyedu
IMF ve Dünya Bankası’nın yeniden yapılandırılması çok sesli bestelerle gündemde. Borcun borçla çevrimi, kalkınma tayfında kırılmalar yarattı. Kamu mali açıklarının kevgire çevirdiği bütçe yelkenleri artık kolay kolay döviz girişiyle şişmiyor, ilkin Latin rüzgarı ters esti; konkordato veya moratoryum teklif ediyor. O arada, çevrecilik, enternasyonal bir değer haline geliyor.
On iki yıldır, Yeni Bir Dünya Düzeni arayışı var. Küreselleşmeyi kutsayanlarla kınayanlar yol ayrımlarının çıkmazını kavradıkça senteze yaklaşırlar. O sentez, otomasyon ile sendikacılığı, yenilikçilik ile taklitçiliği, emek ile malların serbest dolaşımını, gümrüklerin yapısı ile yeni borsaların sınırları aşmasını tartışıyor.
Yeni siyasetin mavi beyaz iliklenen yakaları temsili elzem. Kapitalist, liberal ya da sosyalist, sosyal demokrat kodların temelleri değilse de ara başlıklarına değğin yığınla takviye edilecek husus var. Teknolojik gelişme eksenli bilgi toplumu yaşamsallığı yitirmekte olan her şeyi içine alıp, merkez dışına itiyor, yerine yensini konmasa da eski üretim ilişkilerinin hurdaya çıkması bundan.
Bununla birlikte yaman sömürü devam ediyor. Silahları satmak içi mi savaşlar çıkıyor, savaşlar çıktığı için mi silahlar daha iyi pazarlanıyor, bu, aşı ve mama bulamayan ana ve çocukların yanıtını arayabilecekleri bir soru değil. Yalnız ekonomik anlamda da değil... Küçülme, mikro milliyetçilik, etnik mızmızlanma, ayrımcılık homurdanmaları akortsuz karşılıklar bulacak ve en gelişmiş demokrasilerde tiranlık ruhunu hortlatacak derinlikte.
Böyle bir ortamda Türkiye demokraside iyileşme, ekonomide gelişme, toplumsal yaşamda yenileşme adına hem kendine bakacak hem de Dünya’daki değerlerle uyum sağlayacak bir takvim yapabilmek zorunda. Belki büyük lafazanlıklarla değil gündelik işleri en iyi yapan insanlarıyla katma değerini yaratmak ve istikrar içinde kalkınmak zorunda.
Kalkınma iktisadiyatının gelişme tanımının içine yerleştiği, gelişmenin de salt ekonomik değil, siyasal, sosyal, kültürel boyutlarıyla bütünsellik yaklaşımı içinde tanımlamalar ve programlar gerektirdiğini bilerek.. İleriye yürümek! İşte Türkiye’ye düşen Dünya’nın yeni düşü bu olsa gerek!