Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '07

 
Kategori
Futbol
 

Kalli varsa, ben Cimbom'luyum

Kalli varsa, ben Cimbom'luyum
 

Galatasaray'ın Çaykur Rizespor'u yenmesinin ardından TRT 1'de maçın özetini izlemek için bekliyordum. Birden iş "Kral Hakan"ın Metin Oktay'ın rekorunu kırmasının destanını yazmaya dönüştü. Tanju'nun rekorunun egale edilmesi de buna eklendi. Destan yazma içgüdüsü, herhalde Hakan Şükür ile aynı gönül bağlarının taşınmasından olsa gerek, Türkiye'de yeni döneminde teknik direktör olarak ilk resmi maçına çıkan Kalli'ye (Karl Heinz Feldkamp) sorulan ilk soruyu da oluşturdu.
Ne yalan söyleyeyim; kapatayım televizyonu yatayım diye düşündüm Ta ki, Karl Heinz Feldkamp konuşmaya başlayana kadar. Adam tuttu, benim için golü attıranlar da golü atan kadar önemlidir, dedi. Destan yazma eğilimini Alman mekanikliği ile kırdı attı. İleriye dair soruya da Zürih'i ezeriz geyiği ile dönmektense, şimdilik tek düşündüğüm iyi bir yemek ve şarap diyerek yanıt verdi.
80'ini aşmış teknik direktöre sadece oyanttığı futbol için değil; habercilik anlamında verdiği ders için de saygı duydum. Medyanın önünde figüranlık yapmayan birisinin, takımdaki gruplar karşısında da figüran durumuna düşmeyeceğine inandım; ya da en azından bu inanma ihtiyacımı gidermeyi tercih ettim.
Sonra Hakan Şükür çıktı; annesinin geçen seneki hastalığından, kendi kişisel sorunlarından bahsetti. Bu şekilde örtülü olarak geçen sene şampiyon olamadık çünkü ben rahatsızdım demiş oldu. Ama şimdi sağlığına kavuşmuştu ve umutlanabilirdik. Sonra muhabir, Şükür'ün çocuklarından gelen mesajdan bahsetti; ne zaman fırsat bulmuşlarsa. Sonra da kendisiyle ilgili hedefi olmadığını, tek hedefinin Galatasaray'ın başarısı olduğunu söyledi.
Bu konuşmanın psikolojide ders olarak okutulması gerektiğini düşünüyorum.
Galatasaray'dan başka kimsenin konuşturulmasına gerek duyulmadı. Herhalde zaman yoktu.
Ancak en azından Mehmet Demirkol, bu goller bonservisini ne kadar yükseltir diye sorma fırsatı buldu. Hakan, bu soruya, futbolu Galatasaray'da bırakacağını da içeren uzun bir cevap verdi. Ben o sırada Mehmet Demirkol keşke Galatasaraylı olsa diye düşünüyordum. (Bir Fenerlinin yüzünden Galatasaray'a daha fazla bağlandığımı yazmam komik oldu.)
Başında olduğu ekibin damarlarına işleyen iş ahlakı, paylaşım ve anlayışı verebilen liderler vardır. Bunlar aslında o ekibin içinde ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Kalli'nin, geçmişte Derwall'in yarattığı başarının bir benzerini yaratacağına bu özelliği nedeniyle gönülden inanıyorum.
Bir de ekiplerin içinde gibi görünen ama önünde ya da üstünde olmaktan tatmin olanlar var. Onların sahada olanından da tribünde olanından da bahsetmek istemiyorum.
Ama şunu yazayım: Kalli varsa ben Cimbom'luyum.
 
Toplam blog
: 38
: 987
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1968 İstanbul doğumluyum. Hayatım boyunca elemelerden geçerek önce Kadıköy Anadolu Lisesi'ni, sonra ..