Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '12

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

Kalp gözü, Aşk Reklamı ve talihsiz Sevgililer

Kalp gözü, Aşk Reklamı ve talihsiz Sevgililer
 

Talihsiz sevgililere uğur getirsin.


Talihsiz sevgililer deyince neler gelmiyor ki insanın aklına... Platonik aşıklar, yol gözleyenler, tek taşı olmayanlar, tek taş almaya hazır olup da alabileceği bir sevgilisi olmayanlar. Tüm sevgililer günü mağdurları, bu yazı sizin için.

Reklamcılık dehasının sergilendiği yegane günler, sevgililer günü, yılbaşı ve anneler günü. Neredeyse pek çok şirket reklam bütçelerinin tamamını ayırıp hanımların, gençlerin ve çocukların kalbini ele geçirmek için inanılmaz güzel reklamlar yapıyorlar. Reklama uyup hediye alacak müşteri kitlelerine ulaşmak için gözümüzün değdiği her köşede de bu reklamları sergiliyorlar. İyi güzel hoş, hatta çok çok hoş.

Sevinerek gördüm ki bu sabah google bir fark katmış olaya. Kısacık bir animasyon ile olayın özünü anlatıyor. Animasyonda ip atlayan bir kız var, bir de onun kalbini kazanmaya çalışan bir delikanlı. Delikanlı ilk olarak bir gül ile geliyor kıza, kız şöyle bir bakıyor, yüz vermiyor ve tekrar ip atlamaya devam ediyor. Sonra delikanlı çukulata, kıyafet, oyuncak, bir sürü yığınlarca hediyeler ile kızı etkilemek için çabalıyor, lakin nafile. Kız ip atlamayı öyle seviyor ki, o hediyelerin hiçbiri ilgisini çekmiyor. Sonunda çocuk çaresizce elinde bir ip ile geliyor. O da ip atlamaya başlıyor kızın yanında. Kız birden bire duruyor, gülümsüyor ve yanına geliyor, birlikte ip atlamaya devam ediyorlar.

Kazanılmaya çalışılan kalbe giden yola yanlış yönden girilirse, elbette ki o aşkın sonu hüsran oluyor. Çok güçlü duygular ile doluysa o kalp başka yollar da denemeyi göze alabiliyor. Bu yoldaki tüm çabalar kutsal, yarı yolda kalmak ise en büyük acı. Öyle ki, reddedilmek tüm aşıkların en büyük korkusu. Kim bilir kaç aşk bu korkuya yenik düşüp kalplere gömülüyor. O korkuyu yenip sevdiğini kazananlara ise selam olsun.

Bir kalbin diğerini görmesini sağlamak: dünyadaki en güzel manevi yolculuk. O yol ise yalnızca kalp gözü denilen o sırlı göz ile görülen bir alem. Rengarenk açan çiçekler, yaşanan baharlar, gizemli patikalar ve türlü türlü maceralar ile dolu bir alem. Belki de bu nedenle kimi aşıklar için bunları yaşamak bir bağımlılık haline bile gelebiliyor, aşka aşık olmak dedikleri bu olsa gerek.

Kimileri için sevgililik kavuşulunca açılan çiçekler gibi güzel, kimileri için ise öyle değil. Umut ile gitmekte oldukları yolda pek çok yanılsamalara şahit olanlar ile dolu dünya. Bu hiç bitmeyecek gibi gelen zamanların her günü ayrı bir çile ise sevgililer günü de bu çilenin en zor günü. Talihi yaver gidip sevgilisi olanlar için bayram olan bu güzel gün, reklamlar nedeniyle sevgilisi olmayanlara eziyet günü haline geliyor. Promosyon, tek taş, çok çiçek hiçbirine diyeceğimiz yok, aşk reklamı yapanlar hariç. Sahte roller ile sahneye kendini atan, “en çok seven aşık” baş rollerinde oynayanlar, lütfen durun.

Tıpkı sigara, alkol ve diğer zararlı bağımlılıklar gibi bu sahneler de -en az onlar kadar belki daha da fazla- olumsuz etkilere sahip. En büyük hediyeleri almanın, en güzel mekanlarda yemek yemenin, en şaşalı yerlere gitmenin sevgililikle ne ilgisi olabilir?

Gerçek sevgililik gösterişle değil, muhabbetle kurulmaz mı? Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül dost ister kahve bahane diyenler boşuna mı söylemişler. Gönlünüze dost olacak sevgililikler dilerim. Sevgililer gününüz kutlu olsun.

Muhabbetle kalınız.
 
 

 

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..