Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kalp kırmak

Geçen günlere veya yaşadığımız günlerde de üzülenler olabilir. İnsan nasıl üzülür veya daha doğru soralım, insanlar niçin üzülürler? Genelde değer verdiklerini kaybettiklerinde veya çok önemsediklerine hasret kaldıklarında üzüntü duyarlar.

Birde ummadıkları kişilerden, umulmadık sözleri duymak veya davranışlara maruz kalmakla insanımız üzülür, kalbi kırılır.

Hele rekabet ortamında ki konuşmalarda kalp kırmak daha riskli oluyor. İnsanların kalbini kırmak an meselesi olur. Gergin zamanlarda sakin olabilmek gerekir. Kalp kırmak demenin ne demek olduğunu bilmeyen kişiler karşısındakileri hiç düşünmez. Düşünmediklerinden de nice kalpleri tamiri mümkün olmaz şekilde yaralamıştır da haberi yoktur. Her konuşulanlardan kendimiz sorumluyuz. Konuşmalarımızda dostlarımızı üzmemeli ve kalplerini kırmamalıyız.

Eskiden insanlar kalp kırmayayım diye kılı kırk yararken günümüzde çok basite alıyoruz. Her an herkes kalp kırmada yarışıyor gibi geliyor. Hele bugünlerde çok olabilir kalp kırmalar.

Kalp kırmayı küçük görmek, insanları hafife almaktır. Kalp kırılmasının önüne geçmek gerekir.

Bu gün evlerde ki huzursuzluğun nedeni kalp kırmamayı düşünmemizden kaynaklıdır. Anne evladının terbiye konusunda ki eksikliğini toplumun içinde konuşmaması icap ederken, terbiye aktarma adına cemiyetin içinde evladının tüm hatasını ortaya döküyor. Dolayısıyla çocuğunun kalbi kırılmış oluyor.

Hepimiz insanız, hatamızın da toplumun içinde söylenilmesi bizi sıkıyor. Hepimiz ortaya dökülen hatamızdan dolayı alınırız, kırılırız ve de güceniriz. İnsan olarak izzeti nefsimiz var. Kişiliğimize önem veriyoruz. Yaralanmak istemiyoruz.

Herkesin içinde rezil olmaktansa evlatlar şunu diyorlar; annem beni evde yalnızken anladığım dilden nasıl anlatacaksa anlatsın ama toplumun içinde de asla rencide olmayı kabullenemiyorum. Maalesef bizde aksine gururunu düşünmeden hareket ederiz. Gençlerimizin dediği önerisi anlatılabilir. Lakin yaşıtlarımın yanında, büyüklerin ortamında, misafirlerin huzurunda kalbimin kırılması dünyamı yıkar.

Anne kendince haklıyım diyerekten olumlu hal ve harekete yöneltme adına tüm bilgilerini, tecrübelerini söyler, söylemesinin yanlışlığını da kabul etmez; çocuk benim der ve de haklı olduğunu savunur. Hâlbuki yanlış yapmıştır. Toplumun içinde çocuğuna bazı sözleri söylemekle.

Bu güne kadar yapmış olduğu evladı adına yaptığı tüm güzellikleri, bir anda heba etti. Kötü olanlar insanları çok etkiliyor.

Günümüz insanının tavrına baktığımızda bunları söylememiz gerekirse gençlerimiz de çok kırılgan. Haddinden fazla içliler. Ufak olumsuz söz söyleyince alınganlık gösteriyorlar. Yüzlerini ekşitiyorlar, dedikleri olmadığında hemen küsüyorlar.

Anneler onlara diyor ki, ben sen kadarken şunu yapardım, öğrenciyse başarılarım vardı diye söyleniyorlar. Bakıyorsunuz çocuğunuz yüzü gerilmiş, memnun olmamış. Annenin niyetinde kötülük yok ama genç kötü anlıyor.

Tamam, kalp kırmayalım, kimseyi üzmeyelim, hoşgörülü olalım. Karşımızdaki evladımızda olsa bizim de görmek istediklerimizle donanmalıdırlar.

Önce çocuklarımızın olur olmadık konulara takılmamalarını, hayatın zorluklarının da olduğunu anlatmalıyız. Onların da hayata hazır olmaları için duygularının da sağlamlaşması gerektiğini öğretmeliyiz.

Önce bizler örnek olmalıyız. Çocuklarımızın her davranışının kanatlarımızın altında olduğu hissini vermemeliyiz. Aşırısı olan kırılganlıklar sağlıklı iletişiminde engeli olur.

Herkes ister evladıyla hayattan bahsetmeyi, gelecekle ilgili muhabbeti, ufak konuyu çok büyütür oldu gençlerimiz.

Aile büyükleri de haklı olarak, kendi dönemlerinden bahse giriyorlar. Aslında böyle ebeveynin kendilerinden konuşmaları genç nesli daha çok geriyor.

Niyetimiz karşımızda ki kişilerin, çocuklarımızın kalbini kırmamak olmalıdır. Niyetimiz saf olursa yaptığımız hatanın kasıtlı olmadığı anlaşılır ve de kalbi kırılan insan bizi anlar.

Niçin anlar niyetimizin kötü olmadığından. Kalp kırmanın Kâbe yi yıkmaya orantılı gören dinin mensupları daha dikkatli olmalıdır. Büyük insanlar kimsenin kalbini bırakın kırmayı, incitmezlerdi bile.

Kalp kırmaktan uzak yaşamalı, hayatta kolaylık olduğu kadar zorluklarında olduğunu unutmamak gerekir. Saygı ve sevgi karşılıklıdır.

Önce kalp kırmanın ağırlığını idrak etmeliyiz. En yakınımızın da, en uzağımızda ki insanlarında kalbini kırmayalım.

Sevdiklerimiz inde, sevmediklerimizin de kalplerini kırmaktan sakınmalıyız. Manen Kâbe yi yıkmaktır, kalp kırmak.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..