Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '09

 
Kategori
Bilim
 

Kalp ve kalbin halleri - 5. bölüm

Ancak insan bedeni, toprak, ateş, hava ve sudan yaratıldığından. İnsan bedeni bünyesinde bu maddeleri taşır.
İnsan yaşarken bünyesindeki bu maddelerin bedenine giriş çıkışlarını kontrol edip, bedende bulunan bu maddelerin bedendeki bulunma sebeplerine bağlı olarak doğal dengelerini bedeni içinde sağlayabilirse şayet, işte o zaman Allah’ın bizlere bahşettiği ilahi kaderde yazılı olan gerçek ömrü yaşarız. Aksi takdirde bir çok sebebi bilinmeyen ölümlerle gerçek hayata ait ömrü yaşamadan bu dünyadan göçüp gideriz.

Halbuki, sağlıklı yaşayıp normal hayat içinde asıl ömrümüzü sebepsiz yere tüketmeden yaşayabilmemiz için, verilen akla dayalı ilimle insan bedeninde bulunan doğadaki bütün maddelerin vücudumuza giriş çıkış dengelerinin bilimsel yöntemlerle sağlanıp korunmasıyla ancak mümkün olacaktır.

Kalp denilen bu merkez, aynı zamanda insanın hayır ile şer, melek ile şeytan arasında yani iyilik ile kötülük arasında sürekli mele kut alemine rahmani. Ya da şeytani aleme şer istikametindeki, yani her iki yöne de kalp atışı sayısınca sürekli akla dayalı pozitif yada negatif yönde fikir ve düşünce üretir.

Ürettiği bu fikir ve düşünceleri, aklına dayalı elde ettiği ilimle de değerlendirip muhakeme ederek kendi akli iradesi yönünde (doğru yada yanlış istikamette) karar alıp hayata geçirir.

Bu nedenle de insan, hem melek gibi iyi ve güzel huylu olup, onun gibi iyi ve güzel yaşayabilir. Ya da şeytan olup, onun gibi iki yüzlülük içinde, her zaman kötü huy ve karaktere sahip birisi olarak sürekli kötü ve çirkin yaşar.

Hatta bazen hayvanlardan bile aşağı bir varlık olarak da yaşayabilir.

İnsan, nefsine bağlı hareket ettiğinde, şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişir.

Şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişen bir insanda elbette şeytani bir benliğine sahip olur ki, o yönde kötü bir insan olur.

İnsan ruhi ben’liğini (egoizmini) terbiye etmek için, aklını besleyip gönül istikametinde hareket ettiğinde de, melekleşme yönündeki duygu ve düşünceleri gelişir.

O zaman da melek gibi, iyi huylu, güzel bir insan olur.

Demek ki, iyiliğin de kötülüğün de kaynağı kalptir. Her ikisi de aynı yerde, aynı bedende bir kalpte, bir arada bulunmaktadır.

O halde kalp, nefisten dolayı kötülüğün, (gönle bağlı) akıldan dolayı da iyiliğin kaynağıdır.

Demek ki, insanlar yaptıkları iyi ya da kötü her işi, kalplerinin iyi yada kötü haliyle yaparlar. Yani o anda kalpleri içinde barındırdıkları enerji yükünün ağırlığının yönü istikametinde hareket ediyorlar.

Kalplerinde oluşan enerji yoğunluğu negatif oluşmuşsa, benlikte oluşan duygu ve düşünceler de negatif yönde. Yok pozitif oluşmuşsa elbet o zaman da pozitif yönde oluşan benlikteki bu duygu ve düşünceler dışa olumlu yönde yansıyıp, şavkı karşımızdakine güzel akseder.

Bu da insanın; ya nefisle, nefsi yönde, ya da akılla, akli irade yönünde (kısacası her ikisi arasında tercih yapma ) karar verme yetisine sahip bir varlık olduğunun en bariz bir göstergesidir ki; bu da onun iyilikle kötülük (melekle – şeytan ) arasında yaratılmış bir varlık olduğunun en büyük işareti, göstergesidir. ./...

Cahit KARAÇ
 
Toplam blog
: 322
: 1004
Kayıt tarihi
: 08.03.08
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. Lise mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Ken..