Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kalsiyum hapı alırken sporun önemi!...

Kalsiyum hapı alırken sporun önemi!...
 

Hareket (spor) şart!...


Doktor var… Doktorcuk var!…

Yaklaşık on yıl kadar önce kanımda demir eksikliği bulundu. Olması gereken minimum değer 53 imiş. Benimki kaç çıktı dersiniz 37. Bu eksiklikten ötürü bende hiçbir belirti olmamıştı. Cildiye doktoruna gittiğimde sağ olsun doktor hanım bir söylemimden ötürü şüphelenip “size bir kan testi yaptıralım, kansız olabilirsiniz” diyerek yaptırmıştı. İki çeşitten oluşan 32 iğne, iğneler bittiğinde de yirmi tane minik şişelerde vişne şurubu şeklinde şuruplardan içtim. Sonrasında ölçtürdüğümde 71 e çıkmıştı değerler…

Özellikle bayanların sorunudur kansızlık. Regl olayındaki düzensiz kanamalar, miyomdu, kistti, kürtajdı derken vücuttaki kan oranı düşer haliyle. Bende olduğu gibi bir belirti göstermediğinde ise kötü sonuçlar da doğurabilir. Doktor bana “Bu tür kansızlıklar tedavi edilmezse sonu kansere bile yol açar” demişti. Belirli aralıklarla demir haplarından kullanmamı tekrarladı doktor

Bu hadiseden önceki yıllarımda (evlilik dönemimde) sürekli gittiğim doktorum (jinekolog) zaman zaman demir hapları vermişti, kullanmıştım. Demir hapını aldığım zaman süt ve süt ürünleri içeren yiyecekleri ilacı kullanma anımdan bir saat önce ve sonrasında yemememi tembihlemişti. Bu ürünleri yediğim takdirde ilacın etkisi olmazmış. Yani bu ilaçları reçeteye yazan doktorların bu ayrıntıyı mutlaka hastaya söylemeleri gerekirmiş. Baş hemşire muavinliğinden emekli olan ortaokuldan arkadaşım yıllarca bu ilacı kullandığını ama kullanırken süt ve peynir türü ürünleri birlikte aldığını söyledi. Ama.ilacı yazan doktor bu ayrıntıyı söylemediğinden yıllarca o ilacı boşu boşuna kullanmış oldu.

Altı ay kadar önce genel bir check up yaptırmak için doktora gittiğimde kemik erimesi (osteoporoz) olduğu belirlendi. Doktor süt ve süt ürünleri içeren gıdaları bolca almamı, güneşlenmemi, spor (en azından yürüyüş) yapmamı ve suda eriyen kalsiyum tabletleri yazdı reçeteye. Bir tertip kullandım. Sonra Amerika’da yaşayan oğlum Solgar’ın kalsiyum haplarından gönderdi bana. Onları almaya başladım. Bu arada benim bu rahatsızlığımı beyin cerrahı olan akrabama iletip beni aramasını ilgilenmesini söylemiş. Beyin cerrahı olan akrabam beni aradı:

- Sema ablacım ilacı düzenli kullanıyorsun değil mi?

- Evet Yaşar’cım kullanıyorum bazı günler bir bazen de iki tane alıyorum.

- Ablacım bu hapı aldıktan sonra hareket etmen yani spor yapman lazım biliyorsun değil mi?

- A a nerden çıktı Yaşar’cım şimdi bu, ne hareketi ne sporu, doktor böyle bir şey söylemedi ki bana?

- Ablacım bak bu ilacı aldıktan sonra hareket etmen lazım. Bağırsaklarda emilip kana karışması için hareket yani spor yapman (en azından yürümek) lazım. Yoksa aldığın ilacın hiçbir etkisi olmaz.

- Bu ilacı yazan doktorun bunları bana söylemesi gerekmiyor mu? Bana spor yapmamı önerdi ama ilacı aldıktan sonra mutlaka hareket etmemi söylemedi ki? Bu çok önemli bir ayrıntı, ben dört aydır bu ilacı kullandım, boşuna mı aldım yani?

- Evet maalesef boşuna aldın, hareket etmediğin takdirde hiçbir önemi yok aldığın ilacın.

- Peki bu kişiler Hipokrat yemini ediyorlar, görevlerini niye layıkıyla yapmıyorlar? Bu tür bir ilacı yazdıklarında kullanım yöntemlerini söylemezlerse ben nereden bileceğim, şimdi bu hangi akla mantığa sığar, yazık değil mi bana, dört aydır ben boşuna aldım bu ilacı.

- Olan olmuş artık, sen bundan sonra en azından evden çıkarken yani işe giderken al ilacı, yürüyüş en güzel spordur. En az yirmi dakika yürümen gerekli ki ilaç etkili olsun.

- Peki Yaşar’cım Allah ne muradın varsa versin, sen söylemeseydin ben bu ilacı bilmeden böyle kullanacaktım. İlacın hiçbir faydası da olmayacaktı bana…

Günlerce üzerimden atamadım olayın şokunu. Nasıl doktorlardır bu kişiler? İstedikleri kadar işleri yoğun olsun, bir günde şu kadar hastaya bakıyoruz desinler. Yaptıkları hareketin affı var mıdır? Benim sağlığım söz konusu, bana böyle bir ayrıntıyı söylemedikleri takdirde ilaç bende etki göstermeyecek ve kemik erimesi hızla ilerleyerek belki de bende kalça kırığı meydana gelecekti. Bir tarafta görevini layıkıyla yapan diğer tarafta önemli ayrıntıları hastaya söylemeyen doktorlar var. Velhasıl kelam “DOKTOR” var “doktorcuk” var


Kimi zaman karşılaştığım doktorlar geliyor aklıma, hastalığı ve verdikleri ilaçları en ince ayrıntısına kadar öyle güzel anlatıyorlar ki, yanlarından ayrılırken insanda minnet duygusu oluşuyor. Hiç bilmediğimiz konularda bilgilenmek, hastalığımız hakkında bilinçli olmak hoşumuza gider. Aslında olması gereken de bu değil midir? Kimilerine de soru sormaya korkar insanlar, öyle bir hava vardır üzerlerinde. Konuşurken cımbızla alırsınız lafları ağızlarından. Oysa ki paylaşmak ne güzeldir, üstelik bu paylaşım kişinin sağlığıyla ilintili ise şarttır da... Kafanızda binbir soruyla ayrılmak yerine aydınlanmak hoşunuza gitmez mi?...

Allah’ım bizi görevini layıkıyla yapan vicdanlı doktorlarla karşılaştırsın…

Sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..