Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '09

 
Kategori
Eğitim
 

Kamberli Köyü'nde kalkınma çabaları

Kalkınma önderleri/ köye hizmet yarışması (3)

Yazarı: Halit Ender (Köy Muhtarı)

1939 yılında Hatay’ın Altınözü İlçesi’ne bağlı Kamberli Köyü’nde doğdu. İlkokul mezunu olan Halit Ender, 1963 yılından beri köy yönetiminde bulunmakta ve halen muhtarlık yapmaktadır (1969). Dışarıdan Ortaokul bitirme sınavlarına devam eden Ender, Lise ve Üniversite öğrenimini de dışarıdan tamamlama kararındadır.

Yazarı: M. Ayhan Bilge (Kaymakam)

1934 yılında Malatya’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. 1959 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Bölümünü bitirdi. Adapazarı Maiyet Memurluğu, Eflani Kaymakam Vekilliği görevlerinden sonra; Akçadağ, Altınözü, Bulanık ve Çelikhan ilçelerinde Kaymakamlık yaptı. 1963 yılında atandığı Altınözü Kaymakamlığı görevinde iken Devlet Planlama Teşkilatı tarafından bu ilçede başlatılan ''Toplum kalkınması pilot proje'' uygulamalarını yönetmiş olup, buradaki hizmet raporunda buradaki çalışmaları anlatıyor.

Çeşitli Toplum Kalkınması seminerlerine katılmış olan Ayhan Bilge, bu seminerlere sunduğu tebliğlerini ''Tatbikatta Toplum Kalkınması'' adlı bir kitapta toplamıştır.

M. Ayhan Bilge, 1964’te Devlet Planlama Teşkilatı tarafından ''Toplum Kalkınması Pilot Proje İlçeleri'' kaymakamları için düzenlenen İsrail gezisine de katılmıştır.

Kamberli Köyünde Halk ve Devlet Elele

1963 yılında Hatay’ın Altınözü ilçesi, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından Toplum Kalkınması Yönteminin Uygulama Alanı seçilmiştir. Bu yöntemle köylere hizmet götürme biçimi denenmiştir. Bu doğrultuda yapılan çalışmaların temeli, köylü ve yönetici işbirliğine dayanmaktadır. Bu uygulama için de, ilçeye bağlı Kamberli Köyü seçilmiştir.

KAMBERLİ KÖYÜ

Tarihçe: İlçenin Fatikli Mahallesinde oturan kabileler arasında oluşan husumetten kaçan Ali KAMBERLİ isimli kabile reisi şu anki Kamberli Köyü’ne yerleşerek, bu köyün meydana gelmesini sağlamıştır. Köyün coğrafi durumuna gelince; genellikle düzlük, vadiler ve küçük tepelerden oluşmaktadır. Köyde tipik Akdeniz İklimi hakimdir. Köyün içinden Hevliye isimli bir dere geçmektedir ve yer altı suyu ya da baraj bulunmamaktadır. Köy, Antakya’ya 18 km, ilçeye ise 10 km uzaklıktadır.

Ekonomik Durum: Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Köyün 13.600 dekarlık arazisi bulunmaktadır ama su olmadığından genellikle kuru tarım yapılmaktadır. Bunlar da zeytincilik ve meyve üreticiliğidir.

Bu kalkınma planından önce köyde, elektrik yoktu, telefon yoktu, kanalizasyon atıkları sokaklara akıtılıyordu. Köyün işlenmeyen arazileri ağaçsızdı, zeytinliklere gereken ilgi gösterilmiyordu ve modern tarım yapılmıyordu. Köyde birçok evde tuvalet yoktu, köylülerin şehre ulaşmasını sağlayan yol bakımsızdı ve kış günleri soğuktan; yaz günleri ise güneşin yakıcılığından koruyacak bir yolcu bekleme durağı da yoktu yol üzerinde. Aynı zamanda köylünün arazilerinin tapusu olmadığı gibi evlerin de tapusu yoktu. Yani köyde kadastro çalışması yapılmamıştı. Yine köylü içecek suyunu köy meydanındaki birkaç çeşmeden sağlıyordu ve bu su çok azdı. Bundan dolayı saatlerce su sırası beklemek zorunda kalıyorlardı.

Bu kalkınma planının amacı sayılan bu problemlerin köylü devlet işbirliği ile belli bir plan çerçevesinde çözülmesiydi. Bu kalkınma planının yöntemini ise, kendi hayat koşullarını ekonomik, sosyal ve kültürel yönlerden iyileştirmek isteyen köy topluluklarının giriştikleri gönüllü çabaların devletin her türlü olanaklarıyla desteklenmesidir.

Yöntemin amaç ve ilkelerine gelince;

- Köylülerin kendine güvenen ve girişken olmalarını sağlamak,

- Tarımda üretkenliğin arttırılmasını sağlamak,

- Boş duran işgücünün kullanılmasını sağlamaktır.

Bu bağlamda köylüye gerekli olan eğitimin verilmesi gerekiyordu. Bu da Halk Eğitim Merkezleri bünyesinde gerçekleştirilmiştir. Bu eğitimin sonucunda köylü artık sorunlarını ele alıp, önceliklerini belirleyebiliyor ve bu sorunlara çözüm yolları üretebiliyordu. Bunu da kendi gücünü kullanarak yapabileceğini öğrenmişti. Yine kendi gücünün yetmediği yerde devlete başvurmayı da öğrenmişti.

Bu kalkınma projesinin genel amacını özetleyecek olursak; devlet köylere hizmet götürürken ''Köylüye rağmen köylüyü kalkındırma değil; köylüyle birlikte köylüyü kalkındırma'' ilkesini benimseyecek, köylü de her şeyi devletten beklemeyecekti. Yani her iki taraf da kendi üzerine düşen görevi yerine getirecekti. Burada köylünün görevi köyünün sorunlarını belirlemek, elinden gelen maddi yardımı yapmak, gerekli iş gücünü sağlamak ve tüm bunları yaparken de hem samimi olmak hem de devletine güvenmekti. Devletin görevine gelince; devlet de köylüye gerekli malzemeyi, yetişmiş elemanı temin edecekti ve gerekli parasal yardımı yapacaktı. Tüm bular çerçevesinde o zamanki ilçe kaymakamı M. Ayhan BİLGE ve o zamanki köy muhtarı Halit ENDER önderliğinde bazı sorunlar belirlenmiş ve bu sorunların üstesinden gelinmiştir. Bu sorunlar şunlardır:

- Ana yolun onarılması ve asfaltlanması,

- Mevcut içme suyunun desteklenmesi,

- Toprakların tapuya bağlanması ve kredilerin arttırılması,

- Toprak veriminin arttırılması,

- Zeytinciliğin en iyi biçimde değerlendirilmesi,

- Tarımsal mücadele yöntemlerinin öğrenilmesi,

- Köy kanalizasyonu ve genel bir WC yapılması,

- Elektrik getirilmesi,

- İlçeye telefonla bağlanılması,

- Altınözü yol ayrımına kapalı bir yolcu bekleme durağı yapılması,

- Gerekli yerlerin ağaçlandırılması.

Önce, bu konular üzerinde köylü ve devlet katılışlarının neler olacağı belirtilerek en isabetli çözüm yolları aranmıştı. Program planlamayla kötün tüm sorunları ve bunların çözüm yolları ortaya konmuştur. Çalışmalar olanaklara ve sürelere göre düzenlenmiştir. Köy, ilçe ve il kaynakları tartışılmıştır. Köylü neyi, nerden, niçin isteyebileceğini öğrenir duruma gelebilmiştir.

Sorunların çözülmesi…

Köylülerce ele alınana projeler:

1- Kanalizasyon projesi,

2- Ağaçlandırma projesi,

3- Telefon projesi.

Bu üç projede köylü kendi imkanlarını maddi ve manevi olarak her yönden ortaya koymuş ve problemlerinin üstesinden gelebilmiştir. Bu üç projenin tüm masrafları köylüler tarafından karşılanmıştır. Artık köylü gücünün farkındadır ve her başardığı işten sonra bir diğerine daha istekli başlamaktadır.

İlçe yöneticilerinin desteğiyle köylülerin ele aldığı projeler:

1- Tarımsal çalışmalar. Bunlar şunlardır: Toprak veriminin arttırılması, zeytinliklerin bakımı, zeytin salamurası, tarımsal mücadele…

2- Elektrik projesi

3- Genel WC projesi

4- Yolcu bekleme durağı projesi

Bu dört projede ise devlet köylüyü teşvik etmiş, gerekli yetişmiş elemanı sağlamıştır. Köylü ise tüm maddi imkanlarını kullanmış, gücünün ve parasının yetmediği zaman devlete başvurmuştur. Devlet de gereken yardımı yapmıştır. Böylece birkaç sorunun daha üstesinden gelinmiştir.

Köylülerin desteğiyle yöneticilerin ele aldığı projeler:

1- Yol onarım projesi,

2- İçme suyu projesi,

3- Kadastro çalışması,

4- Banka borç artıklarının ödenmesini teşvik projesi,

5- Hizmetlerden yararlanma projeleri.

Bu beş projede ise, köylü bu sorunlarını devletin gerekli mercilerine iletmiş, devlet de her türlü kurum ve kuruluşuyla bu sorunları çözmek için seferber olmuş ve çözmüştür.

Bütün bu çalışmalardan sonra köylünün ekonomik, kültürel ve sosyal durumu oldukça gelişmiştir. Köy hem daha yaşanılabilir bir hale gelmiş, hem de çevresine örnek bir köy olmuştur.

Sonuç olarak, genellikle toplum kalkınması geleneklerimizde halen yaşayan, gönüllülük çerçevesinde toplu çalışmayı, işbirliğini, karşılıklı yardımlaşmayı sağlayan imece anlayışının bir benzeri olmaktadır. Bu nedenle yöntem, yöneticilerle köylüler tarafından kolaylıkla benimsenebilmektedir.

Amaçlarına göre uygulandığında toplum kalkınmasının etkili bir kalkınma aracı olacağı kanısındayız. Bu yöntemin il, ilçe ve köy kademesinde sosyal değişmeleri bir ölçüde sağlayabileceği izlenebilmiştir.

Kamberli örneğinde yöneticilerin köye hizmet yarışına girişebildiği sezilmiştir. Bunun örneklerini işbaşında verebiliyordu. Öte yandan köylüler her şeyi devletten bekleme alışkanlığından sıyrılabilmiştir. Bunların olumlu örnekleri görülmüştür.

Bu projelerle ilgili o zamanki muhtar Halit ENDER’ in bazı anekdotlarını aktaralım…

''Köylerde insanlar, bir şeye kolay kolay ikna olmazlar. Köylüyü bazı şeylere anlatarak ikna edemezsiniz. Bunun için bazı yollara başvurmak gerekir. Mesela kanalizasyon projesinde köylüleri inandırmada, konukseverliklerinden yararlandık. En sonunda onlara, eve gelen konuğa hela yerine çalılıkları göstermenin ayıp olduğunu kabul ettirdik. ‘Her eve bir hela’ dileğimiz gerçekleşmişti. Ancak köye, bir de lağım kanalizasyonu gerekliydi. Köylüleri bunun gereğine nasıl inandırmalıydı? Bunun için, üstü açık lağım kanallarına kırmızı boya atıldı ve köylüler bir süre sonra evlerdeki besin maddelerinin üzerinde beliren kırmızı benekleri görünce sinek ve lağımın zararlarını anladılar, kanalizasyon işine kendiliklerinden giriştiler. Böylece kanalizasyon işi de bir yıl içinde bitirilmiş oldu.''

Elektrik projesiyle ilgili olarak muhtar şunları anlatıyor…

''Kar altında çalışıyor ama kötümüzün bu geleneksel işbirliğinden doğan muhabbetin sıcaklığı içinde çalıştığımızdan üşümüyorduk. Kısa zamanda direkleri diktik, telleri gerdik ve lambalar takıldı. Açılış günü olarak 7 Şubat tespit edildi. O günün hazzını hiçbir zaman unutmayacak olan bizlerin yüzümüzde elektrik şavkı kadar aydınlık ve mutluluk vardı. Açılış törenine katılan 40 kadar kaymakam adayı, Hatay Valisi Nuri TEOMAN, vilayet daire müdürleri, bütün ilçe memurları ve çevre köylerden gelen hemşerilerimizi ağırladık. Köyümüzün şehir olması an meselesiydi. Valimizin şaltere basması ile bu muradımıza da ermiştik. Bu ışıkla beraber bütün yorgunluklarımız unutmuştuk. Göğsümüz gurur dolmuştu. Kıvancımız bize yarın için daha çok, daha güç sorunlarımızı çözecek kudret ve şevki vermişti.''

Son olarak muhtarımızın birkaç da tavsiyesi bulunmaktadır…

''Bütün bu tecrübelerimizin ışığında köy kalkınması için şu tavsiyelerde bulunabilirim:

- Örnek çalışmalar ve bu çalışmaların sonuçları bütün çevre köylerinde tanıtılmalı ve ortaya çıkan geçerli çalışma yöntemleri duyurulmalıdır.

- Böyle bir mücadelede ilgili devlet memurlarına köylülerin güven beslemeleri şarttır. Başarıya ulaşmada bunun da büyük rolü vardır. Onun için bu konuda da gerekli tedbirler alınmalıdır. Bizim kaymakamın köylüyü taşeronun insafına terk etmesi gibi bir durum asla yaratılmamalıdır.

- Devletin teknik elemanları da işinin ehli olmalıdır. Bizi kullanılmayacak malzeme ceremesine sokan bir mühendis örneği hiçbir zaman görülmemelidir.

- Müteahhitler birkaç mühendis tarafından denetlenmeli, böylece işin daha sağlam ve aldatmacasız yapılması sağlanmalıdır.

- Sıraya alınmış bir köy işi politik sebeplerle de olsa sıra atlanmadan bitirilmelidir. Aksi takdirde köy önderlerinin şevki kırılıyor ve onları bir daha teşkilatlandırma olanağı kalmıyor.

- Bir önceki resmi yetkilinin el attığı işler sonraki yetkililer tarafından kösteklenmemelidir.

Halk gücü ile devlet gücü birleştirildiği takdirde tüm sorunlarımızın çözümünün gün meselesi olduğuna inanan Kamberli Köyü sakinleri insanca yaşama imkanlarına bu inançla yapılan bir kalkınma mücadelesi sonucunda kavuşmuşlardır.''

Alpaslan Kurt


 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..