Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '07

 
Kategori
Dostluk
 

Kamelyamdaki dostlarım

Kamelyamdaki dostlarım
 

İki blog arasına kurulmuş kamelyam var.. ahşaptan yapılmış.. uzun dar bir yoldan giriliyor içine. Etrafı çimlerle çevrili. Ve hanımeller dolanmış kamelyayı oluşturan çıtalara. Güller, aslanagızları, yıldız çiçekleri ekili çimlerin arasına.. ne zaman canım sıkılsa oraya giderim. Bergomotla harmanlanmış bir termos dolusu çayımla.. ince belli bardagımla.. Ve evin içinde gezinirken bile yanımda taşıdıgım antenli küçük radyomla.

Orası huzur verir bana. Hanımellerinin açmaya yüz tutmuş dallarını incelerim, hepsi birden açmaya kalktıgında ortaya saldıgı kokular muhteşem olur. Evlere giresi gelmez insanın o güzelliği bırakıp da.

Ögrenciler paydos olunca akşam üstleri bir adım ötemdeki okuldan.. cıvıl cıvıl çocuk sesleri ortalıga yayılır. itişip kakışmalarını, yüksek sesle şarkılar söylemelerini dinlerim yüzümdeki tebessümle. Karşı apartmandaki komşumuzun enalttaki markete seslenip sepet uzatmasını izlerim.. her gün balkonda oturan komşumun küçük oglunun ince sesli kahkahalarını dinlerim. Annesi sus diye işaret eder parmagı ile ama o dinlemez.. kahkahalarını çıglıklara çevirir sanki inadına, sesi bütün sokağa yayılır.

Kamelya sevdamı paylaşırım bazen dostlarımla.. dost olmak, dost olabilmek ve dost kalabilmek ne zordur. İnce bir oya gibi, dantel gibi işlenir. Yavaş yavaş oluşur.. gelişir dostluklar. Bazısı kırılgandır hassastır.. bazısı dobradır.. bazısı umursamazdır. Bazısı patavatsızdır, agzından çıkanı kulagı duymaz. Anlayabilmek ne kadar zordur aslında herbirini. Ben dostlugu lezzetli bir yemege benzetirim. Yemegi yaparken içine gerekenden fazla ya da eksik birşey koyarsınız da, hani o yemegin lezzeti gider ya.. işte onun gibi birşey..

Bugün kamelyamı onbir yıllık dostumla paylaştım.. hergün görüşmüyoruz ama, kaldıgımız yerden devam etmeyi biliyoruz. Birbirimizi dinlemeyi biliyoruz en önemlisi. Dinlemek çok önemli.. dinlemeyi bilebilmek, susarak dinleyebilmek. Lafı kesmeden, kendinden birşeyler anlatmadan, gözlere bakarak dinlemek. Seni önemsiyorum anlamını verebilmek gözlerimize..

Orada en eski dostumla otururken, birbirimizi dinlerken.. bergomot kokulu çayımızı yudumlarken.. küçük radyomdan musiki sesleri taşarken.. Rüzgar hafiften esip, yagmur damlalarını hanımellerine bırakırken küçük tıpırtılar halinde, cep telefonum çalmaya başladı.. yenilerde kazandıgım güzel bir dosttu arayan. CANISI.. yazıyordu telefonumun ekranında. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. O sendin.. iyi ki geldin..o ortama o kadar çok uydun ki.. bulundugum ortam kazanılması.. kurulması epey zaman almış sonuna kadar dostluk kokan bir ortamdı. Ve sen o ortama o kadar çok uydun ki. Çok yakıştın.. hiç ters durmadın. sanki aramızda olmalıydın, sanki eksiktin de tamam oldum.

Uzaklarda olmak hiçbirşeyi degiştirmez.. uzaklıklar yakın olur bir nefesle.. bir paylaşımla.. sıcak bir söylemle.

Canısı.. çok önceden hatıra defterleri tutardık hani.. okuldaki arkadaşlarımıza hatıralar yazdırırdık okulun kapanmasına yakın. hatıra defterlerimiz el el gezerdi.. Birşeyler yazardık sayfalara işte.. sayfanın en sonuna da güzel sözler yazardık birbirimize hatırlıyor musun? Çok eski bir okul arkadaşım bana şunu yazmıştı ve çok hoşuma gitmişti.. çok duygulanmıştım.. belki sen de bilirsin..

Gece perdesini indirip,
Bir yıldızla iğnelendiği zaman..
Unutma,
Ben yine senin dostunum.
Çok uzaklarda da olsam..

Yaa canısı.. işte böyle:)))

Sevgi'Yle..



DİPNOT:
yav ben başka bir şey yazacaktım aslında.. bak laf nereye geldi. neyse:))

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..