Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmasını öngören yasa neden iptal edildi?

Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmasını öngören yasa neden iptal edildi?
 

Kamu Denetçiliğini kurumsallaşmasına ilişkin yasanın iptali bir kez daha hukukun toplum için değil, devletin için bir araç olarak algılandığını gösterdi.

Yasa AB Eşleştirme projesi kapsamında Maliye Bakanlığı bünyesinde yürütülen çalışmaların son aşamasını içeriyordu. Bu proje kapsamında öncelik verilen 5018 sayılı yasa, kamu kesiminin kayıt altına alınmasına ilişkin; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemek amacıyla Aralık 2003’te yayınlandı ve 2005 yılı Ocak ayında tamamı yürürlüğe girdi. ( 5018 sayılı Kanuna ekli (II) Sayılı Cetvelin B) Özel Bütçeli Diğer İdareler bölümüne "29- Kamu Denetçiliği Kurumu" ibaresi eklenmiştir. )

Bu yasanın uygulaması ile kamu kesiminin tüm mali yapısı kayıt altına alınmaya ve kurumsal yapıya çeki düzen verilmeye çalışılıyor.

Kamu Denetçiliği Kurumu bu sürecin tamamlayıcısı olacakken oy birliği ile iptal edilmesi akıl almaz bir gelişme. İdareyi denetleme işlevi Anayasanın 125 ve diğer maddelerinden anlaşılacağı üzere yargı üyelerine aittir. Oysa “ombusmanlık” “Kamu Denetçiliği” kurumunun amacı yargıya yardımcı olmak amacı ile yargı ve vatandaş arasındaki iletişimi geliştirmek adına idarenin eylem ve işlemlerine yönelik denetim değil inceleme görevi üstlenmesinin yanı sıra hizmetin iyileştirilmesine yönelik bir çeşit vatandaş katılımını, denetimini içermekteydi.

Bu Kanunun amacı; gerçek ve tüzel kişilerin idarenin işleyişi ile ilgili şikâyetlerini, Türkiye Cumhuriyetinin Anayasada belirtilen nitelikleri çerçevesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygı, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmak üzere Kamu Denetçiliği Kurumunu oluşturmaktı. Bu paragraf aynen kanunun 1. Maddesi.

Görevi ise: Madde 9- Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, Türkiye Cumhuriyetinin Anayasada belirtilen nitelikleri çerçevesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygı, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.

Ancak; istisnalar,

a) Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile re'sen imzaladığı kararlar ve emirler,

b)Yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler,

c) Yargı faaliyetlerine ilişkin işlemler ile yargı mensuplarının işlem ve eylemleri,

ç) Türk Silâhlı Kuvvetlerinin salt askerî hizmete ilişkin faaliyetleri,
Kurumun görev alanı dışında bırakılmıştı.

Eşleştirme projesi kapsamın bir çok kamu kurumu ve pilot seçilen üniversite personeline Fransız, İngiliz, Türk denetçi ve mali uzmanlar tarafından eğitimler verildi; orta ve üst düzey yöneticiler değişik AB ülkelerindeki eğitim çalışmalarına katıldılar. Bu projenin maliyeti AB tarafından karşılandı. Kamu denetçiliği aşamasına kadar bu çalışma ve eğitimlerin çoğunda heyecanla bende bulundum. Çünkü kamuda stratejik yönetim, açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetim alanlarında AB standartlarına hızla ulaşmayı amaçlayan bir sureci kapsıyordu. Ancak yaşanan gelişmeler 5018 sayılı yasada dâhil, sürekli iptaller, yasanın gidiş gelişleri, iyi niyetle gece gündüz çalışan bir çok bürokratı bezdirdiği gözlemlenebiliyordu.

Yüksek mahkemeye başvuran malum “halk partisi” CHP .

Yasa bizlerin, vatandaşların kamu yönetimi karşısında hak ve özgürlüklerini korumak, yönetimin her türlü eylem, işlem, tutum ve davranışlarını incelemek-araştırmak üzere uluslararası standartlarda bir kurumsallaşma getirmekte idi. Bu iptal basında kısa haberlerle geçildi, gündemin yoğunluğu nedeniyle de dikkatlerden kaçtı.

Bu gelişme vatandaş için, devletin başkanlığı, silahlı kuvvetleri, yasama yetkisi ve yargısı dışında kalan faaliyetlerinden dahi şikâyetçi olamazsın, sadece tabi olacaksın durumunun bir kez daha tescillenmesidir.

Topluma ait olacak hiç gelişme desteklenmiyor, sahip çıkanda yok.

İptal gerekçelerine ilişkin tahminler; TBMM`ye bağlı, `idare`nin eylem, işlem, tutum ve davranışlarını inceleyip, araştıran bir kurum oluşturulması anayasaya göre olanaklı değildir.

Yargı ve teftiş neyinize yetmiyor. İdarenin eylem ve işlemlerinin yargısal denetim dışında incelenip araştırılması, ancak yürütmenin “kendi içinde” oluşturacağı denetim kurum ya da birimleriyle olanaklıdır, şeklinde olabilir. Ya da bunca müfettişi biz boşuna mı yetiştirdik.

Yani devletin varlık sebebi biz değiliz, biz devlet içiniz, biz çalışalım vergi ödeyelim birileri kendi kendini denetlesin, biz şikâyet dahi etmeyelim. Hele bu AB bir şey istiyorsa üstüne de yardım yapmışsa mutlaka bir hinlik vardır; iptal.

Ombudsman araştırmalarını ekseriyetle şikayetlere dayanarak yapar; ancak kendi inisiyatifi ile de araştırmalar başlatabilir. Ombudsman, kötü yönetim (yetersiz veya yanlış yönetim) durumlarını inceler. Kötü yönetim, bir kurumun kanuna uygun davranmaması, iyi yönetim ilkelerine saygı göstermemesi veya insan haklarını ihlal etmesi halinde söz konusu olur. Bazı örnekler:

· idari usulsüzlükler

· haksızlık

· ayrımcılık

· yetkiyi kötüye kullanma

· cevap vermeme

· bilgi vermeyi reddetme

· gereksiz gecikmeler

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..