Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '14

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Kamuda iş sağlığı ve güvenliği

Kamuda iş sağlığı ve güvenliği
 

Kamuda İş Sağlığı ve Güvenliği


6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu kanuna dayalı olarak,  İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmeliği, İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirilmesi Yönetmeliği, Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları hakkındaki Yönetmeliği, Kişisel Koruyucu Donanımların İş yerlerinde Kullandırılması Hakkındaki Yönetmeliği ve  Acil Durumlar Hakkındaki Yönetmeliği gibi bir çok Yönetmelik çıkarıldı ve   bu kapsamda çeşitli yükümlükler getirildi. 

Diğer taraftan, 6495 Sayılı Torba Kanunun 56 maddesinde, 6331 Sayılı Kanunun 38 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi’nin  İş Güvenliği Hizmetlerini ve desteklenmesini içeren  6 ve 7 nci maddeleri, 4857 Sayılı İş Kanunun Mülga 81 inci Maddesi kapsamında çalışanlar hariç,  Kamu Kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 1/7/2016 tarihine ertelendi.

Kamu kurumlarının hemen hemen tamamı az tehlikeli ve sanayiden sayılmayan iş yerleri olması nedeniyle, söz konusu tarihe kadar İş Yeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı görevlendirme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durum, kamu kurumlarında İş Sağlığı ve güvenliği hizmetlerin etkin bir şekilde yerine getirilmesine, önemli engel oluşturmuştur. Özellikle A İş güvenliği uzmanlığı belgesine haiz teknik personelin hatırı sayılır  kısmı kamuda bulunması ve bunların mevcut yasal engeller nedeni ile  İş Sağlığı ve güvenliği hizmetlerin dışında zorunlu kalması önemli bir sorun olarak ortada durmaktadır.

6331 Sayılı Sağlığı ve Güvenliği Kanun  gereği kamu kurumları yerine getirilmesi gereken İSG hizmetlerini kurum personelinin eliyle yürütememektedir.Bu nedenle, sözkonusu hizmetleri genellikle Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine (OSGB) yaptırılmakla birlikte, İş sağılığı ve güvenliği hizmetlerinin takibi, idaresi ve gerekli danışmanlığını kurum bünyesinde, İş Güvenliği Uzmanı belgesine sahip teknik personelin, ilgili mevzuat gereği idari olarak asli görevi yanında görevlendirme yapılmaktadır. Bu görevlendirme bir kısmı gönülülük esasına bağlı iken bir kısmıda idari bir tasaruf olarak görevlendirme yapılarak işveren vekili ile bu belgeye haiz teknik personelide  ciddi sorumluluk ve yükümlüklerle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Bu kapsamda görevlendirilen İş Güvenliği Uzmanı ve İşveren vekili ile ilgili bir çok soru oluşmaktadır. Söz konusu Kanunun 8. maddesinin 7. fıkrası gereği İş Güvenliği Uzmanı ücret alamadığı gerekçesi ile dava açarsa ne olur? Maliye bütçesinde karşılığı olmayan bir ödeme nasıl karşılanacak yoksa bu görevlendirmeyi yapan yetkililere rücu mu edilecek? Kurum idarecisi açısından; İSG hizmetlerini yerine getirmeyen kurumlara iş müfettişi idari para cezası yazacak mı? Yazarsa kime yazacak? Kurumun yöneticisi mi ödeyecek? Yoksa tüzel kişiliği mi? Eğer tüzel kişilik ödeyecek ise bütçedeki karşılığı olmayan para nasıl ödenecek? Buna benzer birçok sorunun cevabı bulunmuş değil…

Kamu kurumlarında İSG hizmetleri açısından önemli başka bir sorun ise, Kurumların kuruluş mevzuatlarında (Kanun, KHK, Yönetmelik, Tebliğ, Yönerge vb.) İSG hizmetlerinin yer almaması nedeniyle, idari olarak yapılacak görevlendirme ve işlemlerde ciddi tereddütler yaşanmaktadır.

Her ne kadar 6331 sayılı kanunun 30. maddesi gereği çıkarılan yönetmelikler kapsamında İş yeri Sağlığı ve Güvenliği Birimi oluşturulur denilse de ihtiyaç duyulan personelin teminindeki sorunların yanında, birimin gerekliliği, ciddiyeti ve önemine dair ilgili kurumlarda gerekli olan farkındalığın oluştuğu, oluşturulduğu söylenemez. Kamu kurumlarında İş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşması, yaygınlaştırılması önemli bir sorun olarak ortada durmaktadır. Bunun nedenlerinden biri maddi ve manevi olarak bir çok sorumluluk ve yükümlülük gerektiği düşünülen  İSG hizmetlerinin mevcut görevlerin yanında istenilmemesi ve sahiplenilmemesi diğeri ise  toplumsal  hafıza ve algıda İş sağlığı ve güvenliğinin sadece İşçi ve sanayi sektörüne yönelik bir uygulamanın olduğudur.

 İSG hizmetleri kapsamında görevlendirmeler (İşveren Vekili, İş Yeri Hekim, İSG Uzmanı, Kurul üyeleri), genellikle en üst idarecinin idari tasarrufu ile yapılmaktadır. Emsal ülkelerde olduğu gibi İş sağlığı güvenliğine ilişkin Kanun, öncelikle Özel sektör anlayışı Patron (İşveren)-çalışan üzerinde kurgulanması nedeniyle, Kamu Kurumlarında İşveren vekili olarak görevlendirilen idareci ve diğer çalışanların değişmesi durumda İSG hizmetlerinin devamlığı ve sürekliliği açısından,  sorunlar yaşanması muhtemeldir.

Özetle; 6331 Sayılı Kanunda tüm çalışanların kapsama alınması ile Kamu Kurumlarında yeterli iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşmadığı, oluşması içinde uzun zamana ihtiyaç olmakla birlikte, halihazırda  kurumların ilgili Kanun gereği bir çok yükümlülüklerin yerine getirme zorunluluğunun bulunmasıdır...

Kamu kurumlarında iş güvenliği uzmanı belgesine haiz teknik personelin, gerek kamuda gerek ise özel sektörde İSG hizmetleri içerisinde yer almasının sağlanması, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşmasına büyük ivme kazandıracaktır. Kamu kurumlarında iş güvenliği uzmanlarının etkin bir şekilde yer alması için, kurumlara kadro ihdas edilmesi kamuda İSG hizmetlerine olumlu yönde katkı sağlayacaktır. Ancak, kurumlara bu kadroların verilmesi durumda bütüncül bir yaklaşım içerisinde, 6331 sayılı kanunda belirtilen ve ilgili personelin kurumunda hangi ünvan ve kadroda çalıştığına ve hangi kurumda hangi mesleğin yoğun olduğuna bakılmaksızın, İş Güvenliği Uzmanı belgesine sahip tüm mesleklerin (Mühendis, Mimar, Teknik Öğretmen, Fizikçi, Biyolog, Kimyager vb.) İş Güvenliği Uzmanı kadro ve unvana geçişinin önü açık olmalıdır. Kısıtlayıcı hiç bir hükme yer verilmemelidir. Gerekli niteliğe ve yeterliliğe sahip tüm çalışanların veya çalışmayanların bu kadrolara yapılacak sınavlar sonrası başvurulması sağlanmalıdır. Çünkü halihazırda ilgili belgeye sahip ve kanunda geçen tüm meslek mensupları, kurumlarında İSG hizmetlerine gerek idari  görevlendirmelerle gerek ise isg-katip sistemi üzerinde katkı sağlamaktadırlar. Aksi durumda yürürlüğe girdiğinden bugüne,  gerek kanun düzeyinde ve gerek  ise alt mevzuat açısından sıklıkla değişime uğrayan ve bir kısım tartışmalara maruz kalan İSG hizmetleri, yeni tartışmalar başlatılmasının yanısıra mağduriyetler ortaya çıkaracağı gerçeğidir. 6331 sayılı kanunun iş Güvenliği uzmanlığı için öngördüğü niteliği, yeterliliği, kurumlarca çıkarılacak alt mevzuatlarla sadece belli mesleklere ve unvanlarla sınırlandırılmamalı,  aksi durumda Kamuda İş Sağlığı Güvenliği hizmetleri ciddi yaralar alacağı gibi telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

Tüm bu soruların ortadan kaldırılması ve kamu kurumlarında etkin bir iş sağlığı ve güvenliği ortaya koymak için, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 5510 sayılı SGK kanunu, 657 Devlet Memurları Kanunu ile 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Kuruluş Kanunun 25. Maddesi ile sivil savunma hizmetleri ile ilgili Kurumların Kuruluşları hakkındaki Kararnamelerin ve bunlara bağlı alt mevzuatın, 6331 sayılı kanununu ilgilendiren kısımları ile ilişkilendirilmesi, çelişkilerin ortadan kaldırılması, yorumlanması ve uygulanması önem arz etmektedir. Bunun için, Kamu Kurumların farklı Yönetim ve Bütçe durumlarını da dikkate alınarak, “Kamuda İş Sağlığı ve Güvenliği Rehberi”nin yayımlanmasına acil  ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun yanında “Kamuda İş sağlığı ve Güvenliği Çalıştayı” yapılması da bu hizmetlerin daha etkin verimli bir şekilde uygulanmasını sağlayacaktır.

Sonuç olarak, çalışanların can güvenliğini ve sağlığını korumak üzere çıkarılan ilgili Kanunun uygulamasında kamu kurumları öncü ve iyi uygulama örneği olması gerekirken, bir kısım İSG hizmetlerin kanunla kamuda ötelenmesi, bu konudaki çalışmalarda zorunlu olarak özel sektörü öncü kılmıştır. Hâlbuki çalışanın istihdamı noktasında kamu iş yerleri en yoğun kitleyi teşkil ve temsil etmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde İSG hizmetlerinin gelişimi, bu kültürünün oluşması, uygulanması Kamu Kurumları önemli rol almıştır. Dolayısı ile; İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde gerekli tedbir önlemlerin alınmasında en fazla ihtiyaç duyulan yerler kamu personelinin çalıştığı alanlardır. Bundan sonra yapılacak, yasal düzenlemeler ve diğer uygulamalarda belirtilen hususların dikkate alınması, “Güvenli ve Sağlıklı”  İSG hizmetlerinin yürütülmesine katkı sağlayacaktır.

 

 

Not: Yazının tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

 

 
Toplam blog
: 15
: 2553
Kayıt tarihi
: 30.03.09
 
 

Malatya doğumluyum... Makine fakültesi mezunyum... ..