Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kan bağışıyla tanışmak

Kan bağışıyla tanışmak
 

Resimdeki kana en yakınız belki de siz ihtiyac duyabilirsiniz. Ne duruyorsunuz?


-Hemşire hanım, iyi günler. Kan vermek için gelmiştim, ne yapmam gerekiyor.

-İyi günler. Şu formları eksiksiz doldurup tekrar bana veriyorsunuz.

-Peki, teşekkürler.

Ben ve yanımdakiler dışarıya çıkıp bir masa buluyoruz. Herkeste bir telaş bir an önce formaliteler bitip kan verilmeli diye düşünüyoruz ve bir yandan formu(*) dolduruyoruz. Saat 09:30 ilk sorudan başlıyorum ve bende bir kahkaha kopuyor. “Bugün kendinizi kan verecek kadar iyi ve sağlıklı hissediyor musunuz?” İyide hissetsem kötüde hissetsem buraya geliş sebebim anneme kan vermek için. Ne kadar iyi hissedebilirim ki değil mi?(J) Soru 1’i geçtik diğerlerini işaretlemeye devam. Neyse benim çabuk bitti işim. Yanımdakiler de verdiler. Hemşire tek tek bakıyor ve inceliyor. -Ameliyat olan ....... isimli şahıs kim?

Hemen yeğenimi çağırıyorum. -Burun ameliyatı olmuştum diyor.

Hemşire: En son ne zaman?

Yeğenim: Haziran ayında.

Hemşire: Siz veremezsiniz. Yeğenim üzgün, anneannesine kan vermek için koştu geldi Ankara’ya. Onu eledik. Sıra diğer yeğen Ahmet’te, onunkine bakıyor hemşire ve soruyor.-Aşı olan kim ve ne aşısı?

Ahmet: Kene aşısı diyor. Aslında üzerinde kene gezdiği için her ihtimale karşı olmuştu ama yinede kabul edemeyiz diyor hemşire. Bunu da eledik kaldık mı ablamla ben. Güyya 3 ünite kan vermek için gelmiştik hastaneye. Geliş sebebimizi söylemedim bu arada. Annemin diz ameliyatı için geldik. Hastanenin kuralı en az iki ünite kan verecek kişi ile geliniz diyor. Biz üçüncüyü nereden buluruz diye düşünürken, -Üçüncü gereklimi diyorum, hemen.

Hemşire: Gerekip gerekmeyeceği ameliyat bitince belli olur duruma göre alırız.

Bir arkadaşı arıyorum: hemen geleyim, diyor. Gerekirse arayacağımızı gelmesine gerek olmadığını söylüyorum. Konuşup anlaşıyoruz.

Bu arada bir hasta yakınının telaşı üzüyor bizi. Bilecik’ten gelmiş ve üç ünite kan gerek diyor hemşire ve de en zor buluna kan grubu 0 rh (-) negatif. O araştırmak için çıkıyor.

Hemşire: Karnınız toksa başlayalım, diyor. Tok olmasına tokta bir tansiyonlara bakıyor ikimizin de düşük. Haydaaaa! Bir şeyler yiyin, tuzlu ayran içip bir saat sonra tekrar gelin sözüyle bizde bir telaş ayran, meyve suyu, tuzlu çubuk Allah en verdiyse yiyoruz. Bir saati ediyoruz tansiyonlar ölçülüyor neyse tansiyon normale yaklaşmış. Birer ünite kan veriyoruz. Hayatımda ilk kez değişik bir duygu yaşıyorum. Biraz uzanıyoruz bize meyve suyu ve kek veriliyor. Yaklaşık bir saat sonra da ameliyata giriyor anneciğim. Ameliyatı beklemek ayrı bir heyecan ve endişe. 3 saat sonra ameliyattan çıkıyor annem kendinde değil tabiî ki sayıklama hallerinde. Bir saat sonra kendine geliyor. Ağrı kesiciler derken, iyi temennilerle ablama emanet edip çıkıyoruz hastaneden.

Annemin bahanesiyle kan vermenin ne güzel bir duygu olduğunu hissediyorum. Ama prosedür oldukça fazla, bunun da gerekli olması güzel tabi. Sağlıklı insan sağlıklı kan ve hayat demek. Birde kan hücrelerinin yenilenip güçlenmesi de var tabi.

Kan verince ben ve ablam problem yaşamıyoruz. En az üç ay sonra verilebiliniyor tekrar. Sağlıklı olduğum sürece vermeyi de istiyorum. İnsanların çaresizliğine şahit olmak çok üzücü çünkü. Hayatta bir şeyler sebep oluyor başka bir şeylere. Sonucu iyi ya da kötü ne olursa olsun insan hayatı için yapılan en güzel yardım. Bu arada söylemeyi unuttum benim ve ablamın kan grubu A rh (+) pozitif, kolay bulunabilse de bazen 4 kişiye güvenirken iki kişi bile kalabiliyoruz, çok fazla güvenmemek gerek. Hayat bir var bir yok, o yüzden kan verebilecekseniz sağlıklı olan herkesi kan vermeye davet ediyorum. ihtiyacı olan insanların bir an önce çaresizliklerinin giderilmesi ümidiyle hepinize sağlıklı günler.

(*) Formdan bir örnek: http://www.kanbankasi.gen.tr/kan-vermeye-uygunmusunuz.php

 
Toplam blog
: 82
: 1963
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Müzik ve amatör fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. Yazma isteği içimde vardı. Mutlaka bir gün düşünce..