Kanal D "Çocuklar Duymasın"dan Vazgeçti!

Öyle ya, geçtiğimiz sezon yayınlandığı Pazar günleri bile şahane reytingler alamayan Çocuklar Duymasın 'ı, Kanal D neden yeni sezon da Çarşamba gününe koysun ki?

Hem de Diriliş ve Sen Anlat Karadeniz 'in yayınlandığı güne...

Bunun başka bir açıklaması olabilir mi?

Şu an bile dizinin karşısında sadece Nefes Nefese var ve ancak ikinci olabiliyor.

Nefes Nefese Total ve AB'de 4 bandında birinci, Çocuklar Duymasın 3 bandında ikinci...

Düşünsenize sezonun en güçlüleri sahaya çıktığında ne hale düşeceğini...

Mümkün değil yola devam etmesi.

İMKANSIZ!

Sanki işin yapımcısı Birol Güven de bunu biliyormuş gibi, Çocuklar Duymasın 'ın senaryosunun içini iyice boşalttı.

Zaten vasattı, şimdilerdeyse sürünür hale geldi.

Gönül, Tuna ve çocuklar üzerinden yürütmeye çalıştıkları bir hikaye var ki, çalışmıyor.

Instagram'a resim koyma ile sezonu açtılar, dün akşam da çocukları yaz tatilinde telefondan uzaklaştırma ve sosyalleştirme çabası içine girdiler.

Günümüzde çocuklu her  evde yaşayan bir sorunun, televizyonda izlenmesi için peşine takılabilecek bir özelliğinin olması gerekir.

Hani mesela komik olaylar silsilesine çevirirsiniz, o zaman seyredilir.

Ama o da yok.

Oturdular ailece sosyete mantısı yaptılar.

İki çocuklu bir evin belgeselini çekiyorlarmış gibi...

Eeeeee...

Neyini izlemeliyiz biz bunun?

İzleyip "bak bizim çocuktan o evde de var, yalnız değiliz, yaşasın" mı dememizi bekliyorlar?

Ki televizyonu kapatıp çocuğunuzla iki iletişim kursanız daha çok gülersiniz, net bilgi.

Eğer senaryo yazmak böyle bir şeyse, bugün itibariyle herkes otursun, "bir evin güncesi" isimli kendi senaryosunu yazmaya başlasın.

Gelelim Havuç mevzuna...

Çocuklar Duyması 'nda bu sezonla birlikte, Havuç'un evlilik hikayesi devreye girdi.

Ama ne girme...

Kamera arkasında nasıl bir üretim problemi yaşanıyorsa artık; Havuç'un evlilik macerasını, ablası Duygu'nun evlilik macerası ile birebir aynı yapmışlar.

Temcit pilavı gibi pişirip pişirip önümüze koyuyorlar.

Balık hafızalı bir milletiz ya, nasılsa hatırlamayız diye düşünüyorlar herhalde...

Dalga geçiyorlar bizimle, dalga!

O zaman damadın ailesi Egeli'ydi...

Havuç'un sevdiği kadın Karadenizli...

Tek fark bu.

Ne diyeyim ki ben şimdi...

Bir de Kükrek Kadriye var ki; bu sezon bildiğin Bir Demet Tiyatro 'nun Feriştah'ından arak bir hale getirilmiş.

Geçmişe hayal gibi gidiliyor ve seksi bir ses tonuyla olanları anlatıyor.

Şaka gibi...

Ha bir de Hüseyin bölümü var; onların da dün akşam ki  mevzusu, kahveye klima taktırma çabalarıydı.

Komik desen komik değil, merak unsuru var desen eksilerde, karakter ilgi çekici desen o da yok...

Yani demem o ki; Çocuklar Duymasın bitmiş, okeye dönüyor.

Sonuç...

Ekim ayını görebileceğini sanmıyorum.