Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '11

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Kanal İstanbul

Kanal İstanbul
 

Hayal kırıklığı. Tek kelimeyle, Kanal İstanbul projesi bana göre hayal kırıklığı.

Tamamen siyasi bir proje sosyal bir projeyle ilgisi yok , sanıyorum sosyallik iddiası da yoktu. Büyük olasılıkla yandaşları güldürecek gibi görünmüyor mu? .

Deprem tehdidi altında her gece köpek seslerini duyunca donup kaldığımız, cebimizden deprem düdüklerini eksik etmediğimiz İstanbul’da Kanal İstanbul Projesi bana olumlu hiç bir şey söylemiyor.

Deprem için bir projeniz var mı? Deprem olalı da 12 yıl oldu. Bu bağlamda ne yapıldı? 500 bin ölü poşeti 2 milyona mı çıkarıldı? A, B, C planları neler?

Ama belediye site bahçesi diye arsamıza sıkışan boş toprak parçasından ayda binlerce lira kira almaya başladı SON REFERANDUMDAN sonra.. Sokaktaki vatandaş mahalle parklarında oturmak için ya da geceleri arabasını sokağına park etmek için kira mı veriyor ki biz Üsküdar Belediyesi'ne ayda binlerce lira kira ödüyoruz sırf site bahçesi diye.

Hayal bir proje ve hayal olarak kalmasını diliyorum..

Bu koşullarda başka olumlu işlere yatırım yapılması gerekirken, sadece Boğaz’ın emniyeti söz konusuysa klavuz kaptan filosunu on katına çıkarılıp yeni araçlarla kuvvetlendirilebilir, radarları çoğaltılır ve bu tehlikeyi minimuma indirecek görsel iletişim olanaklarından sonuna kadar yararlanılır. Ayrıca kazalar Boğaz dışında da olmuştur.

Boğaz ‘da fiyatların füze gibi artmasınIN , kalan az sayıdaki yerin de yüksek duvarlarla çevrilerek halka iyice kapalı bir bölge haline gelmeyeceğinin, Lale Devri günlerine dönülmeyeceğinin garantisi var mı?

Başbakan kaç işsiz var bakıyor mu, kaçı genç işşsiz ve çift diplomalı?

Kaç hasta var, kaç hasta devletin hastanelerinde cihaz ve yatak yokluğundan aylarca beklerken, böyle sosyal işleri bir yana bırakıp iş adamları ve çok uluslu sermayenin ekmeğine bir kaşık bal sürdüğü bu projeyi kabul edebilmek, vicdanen de çok zor.

Ayrıca sağlık ocağındaki doktorlara verilen paralar Haziran ayı itibariyle kısılacakmış. Doktorlardan sağlık ocağını geliştirmeleri de istenecekmiş. Çoğu doktor bunalmış durumda.hem para kesilecek hem de alet edevatla donatın diyorlar.mış. Bu nasıl olacak? Demek ki sağlık ocağı hekimlerine yapılan ödeme de sadece bu seçimlere kadar. Benden sonra tufan olsun.

Başbakan hangi modern kente özeniyor ya da özenmiyor bilemem ve ilgilenmem ama konu benim de kentim olan İstanbul'a gelince, Doğu yakası ve Batı yakası diye bölmek de neyin nesi? Kırk yıllık Kani olur mu Yani ya da tersi. İstanbul'un bir Anadolu, bir de Avrupa yakası varken, Doğu ve Batı ikilem gibi niye kafalara işlenmeye çalışılıyor?

İstanbul’da iktidara geldikten sonra beş yüz yıl yaşayacak ağaçlar dikip modern ülkeler standartında bir park, bir koru mu yapmışlar? Hemen şehrin içinde iki adımla girip çimlerinde güneşlenip kitabınızı okuyabileceğiniz bir çağdaş anlamında park var mı?

Şimdi o kanal açılırken, kazma kürekle açılmayacak . Belki de dinamit bile kullanılacak. Doğa, canlılar toz duman olacak. Eğer toprak çoklukla hazine arazilerinden alınacaksa çıkan toprak hazinenin mi olacak yoksa belediyenin olup da bizim mendil kadar bahçelerden alındığı gibi halk kira ödeyerek mi gezecek o toprakla doldurulmuş yerlerde. .

Büyükşehir belediyesince bütün yapılan edilen yol kenarlarını gölgesi ve yararı kendinden menkul dalsız yapraksız süs ağaçları dikmek oldu. Bilmiyorum Ataşehir’de ne kadar var malum ya oranın belediyesi Akp’den değil ama Ümraniye’de otoban kenarlarında ve çöplüklere kadar en kıyıda köşede kalan noktalar dahi lalelerle, menekşelerle bezeyen işçiler arı gibi çalışıyor? Çiçekleten de Büyük Şehir Belediyesi.

Çiçekler güzeldir, hoştur ama sağlıklı insanlar, işi olan gençler görmek çok daha güzel, çok daha mutluluk verici. Kaç üniversite mevzunu askari, ücretle dahi iş bulamıyor farkındalar mı ?

Su kaynakları deyince, su kaynaklarının korunması denince, altıyla üstüyle havasıyla tüm havzayı kapsar. İstanbul’un önemli su kaynakları olan Terkos ve Büyükçekmece göllerine dokunmasalar dahi havzayı tahrip edecekler.

Dere havzalarında HES’ler nedeniyle olan tahribatın benzeri oluşacak. Bunu Yusufeli yollarında gördüm. Kepçeler grayderler doğayı değiştirecek, ekolojiyi bozacak. Açılacak bir metrelik yol için dağlar delinmiyor, olduğu gibi aşağı indiriliyor. İki metrelik yol için dağlar indiriliyorsa aşağı artık 150 metre genişlikte bir kanal için doğanın geleceği durumu düşünmek bile ürpertici.

Oradan kanaldan geçen gemilerin bir kaza yapmayacağının garantisi ne?

Kuzeyde Karadeniz' e bakan ormanların kesilmesiyle ekoloji değişecek. Zaten üçünü köprün yan yolları nedeniyle bir çok ağaç kesilmiş. Şehrin ciğerleri sökülmüş. Kalanlar da kanal inşaatında gidecek gibi görüenmüyor mu?

Eğer Büyük Çekmece ve Terkos’a sadece su havzası olarak değil gölleri de denizle birlştirmek şeklinde yapılacak bir proje eko sistemi duman edecektir. Göl, gödür deniz de deniz. Her birinin ekosistemi diğerinden farklıdır. Göl canlıları yok olacak kuşlar gidecek. Kuş gitsin bizim için insan önemli diye düşünenler, ekolojik pramidin nasıl işlediğinden habersiz olanlardır.

Başbakan güzel duble yollar yapmış . O yolları yapmak için de tüneller açılmış. Eee artık o kadarını da yapmış olsunlar.

Karatal’dan Kadıköy’e yapıldığı söylenen metrodan ne haber? Bitecek mi 2023'e kadar?

İstanbul’da bizim semte motorlarında susturucu olmayan ya da yağlanmayan külüstür, 1950'lerin gürültülü hırıltılı kamyonlarını andıran belediye otobüslerinde asılı olan ve alay edercesine OTOBÜSÜNÜZÜ SİZİN İÇİN YENİLEDİK panolarına bakarak ıstırap içinde nasıl yolculuk ettiğimizi biliyorlar mı? Metrobus yapıldı her şey çözümlendi zihniyetindekiler, zorlukla yürüyen yaşlı insanların, yükü olanların bu araçlara binebilmek için kule gibi merdivenleri tırmanmak zorunda bırakıldıklarını da farkındalar mı? Bu metrobus istasyonlarına birer asansör koymak kanal projesinden daha acil ve önemli değil midir?

Tüp geçitler için firmalar çekildi haberleri internet'te ve fısıltı gazetesinde dolaşırken 10 milyar dolarlık yatırım için neleri kaç. senelik 50 mi, 100 sene için mi yap işlete verecekler acaba? Ayrıca proje de öyle kolay kolay bitecek gibi değilmiş diyorlar. Bu durumda onca yükü halk omuzlayabilir mi? Finansı sorun değil dense de herhalde hibe değildir. Sonuçta bir şekilde halkın sırtına yüklenmeyeceğinden nasıl emin olalım?

Binen insanlar ve sürücüler de dahil herkesin yolculuk boyunca dayanma sınırını zorlayan gürültüye İstanbul kanal şehri olsun diye katlanmaya devam mı edeceğiz? Daha söylenecek çok şey var.

Doğu'da onca olay yaşanırken, insanlar açlıktan işsizlikten bunalmışken...Açıklama tarihi 1 Nisan olsaydı, Başbakan şaka yaptı diyecektim ama diyemiyorum.

Ezgiumut 2010 4 27

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..