Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '16

 
Kategori
Futbol
 

Kanarya Nereye Uçuyor?

Ligin 7 haftasında 3. iç saha maçında 7. puan kaybını yaşayan Kanarya hızla irtifa kaybediyor. Sezon öncesi hoca ve transfer belirsizliğinin sonuçları artık çok fazla hissedilmeye başlandı. Aziz Yıldırım'ın bu takımı her geçen sene hem kalite hem fizik olarak daha kötüye götürdüğünü söyleyecek bir cesur yürek aranıyor. Artık bu işten anlamadığını karşısına çıkıp söyleyecek bir yönetim kurulu üyesi ne bileyim kongre üyesi veya camianın saygı duyduğu bir isim yok mu 100 yıllık çınarda. Artık KRAL ÇIPLAK demenin zamanı geldi ve geçti. 

Bu takımın bu sezon şampiyon olamayacağını artık 5 yaşındaki çocuklar bile biliyor. Bir güzel pazar günü erken saatte oynanan bir maça bile 20 bin kişi gelmiyor ise yönetimin şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Advocaat maçtan sonra milli maç arasında neden takımın başında değildiniz sorusuna takımın yarısı yokken ben ne yapayım yardımcılarım idare ediyor sözleşmemde yazıyor dedi. Bu açıklama bile saatlerce konuşulması gereken bir problemdir. Ne demek ben ne yapacağım. Sen bu takımın teknik direktörüsün ve 10 senedir değil sadece 2 aydır bu takımın başındasın. Ne bu ülkeyi ne de bu kulübü futbolcuları tanımıyorsun. Senin için en güzel fırsat böyle milli maç aralarıdır. Milli futbolcuların yokluğunda elinde 18'e giremeyenler ve gençleri tanıman için en güzel fırsattır. Alırsın 2 hazırlık maçı hem maç eksiği olanlar maç oynama alışkanlığı kazanır hem de sen sakat futbolcuların çokluğunda alternatif çözümler üretirsin. Gerçi bu işte Advocaat'ın çok suçu olduğunu zannetmiyorum. O'na böyle bir sözleşme imzalatan Aziz efendinindir bu suç. Zaten son 15 senede bana Fenerbahçe'nin böyle aralarda oynadığı 5 tane hazırlık maçı sayacak varsa buyursun. Tabi PAF takımla yapılanlar hariç. Yani Mustafa Denizli'den Advocaat'a kadar bütün dönemlerde bu hazırlık maçlarından hep kaçan bir kulüp olduk. Burada teknik direktörler sürekli değiştiğine göre değişmeyen tek adam Aziz efendidir.

Maça gelince sakatların çokluğunda RVP'nin 10 numara oynadığı maça hiç de fena başlamadık. Ama maalesef son vuruşlardaki beceriksizler ordusu 1-0'dan sonra bir türlü 2. golü bulamayarak rakibin direncinin artmasına sebep oldular. Özellikle Volkan Şen'in mükemmel çalımları ile herkesi gol diye ayağa kaldırıp beceriksizlik ve şut ile pas arasındaki karar yanlışlığına bir an önce çözüm bulunmazsa bu çocuk taraftaraın önüne yem olarak atılacaktır. Artık Volkan'ın da antrenmanların haricinde son vuruş için ekstra çalışmalar yapması gerekiyor. Advocaat 1-1'den sonra önce 18'e bile almadığı Aatıf'ı ilk kurtarıcı olarak görmesi takımı daha tanıyamadığının bir ispatıdır. Oyuna önce alınması gereken Stoch çıkması gereken ise Alperdi. Maalesef Alper kendisine gelen şansları tepmeye devam ediyor. Ayrıca maske ile oynayan Skirtel maskeden dolayı çevre kontrolünü tam yapamıyor. Neden Roman varken ısrarla sakat adam oynatılıyor onu da anlamış değilim. Ki takık defansı zaten kim oynarsa oynasın çok basit goller yemeye devam ediyor. Alanyaspor'un golünde önce Wiel adamını kaçırdı devamında da Hasan Ali rakibi koşuya devam ederken görmediğ halde ofsyat diye durakladı. Sen koşuna devam et hakem ofsayt vereceks verir zaten. Son dakikalarda rakip 10 kişi kalmasına rağmen rakibin ekmeğine yağ sürercesine doldur boşalt oynamaya çalışmak , sinirli hareketlerle rakibe yapılan saçma sapan fauller yapmak ancak dengesi bozulmuş bir takımın yapacağı işlerdir. 

Maçın hakemi Alper Ulusoy'a gelirsek değil hakemlik yaptırmak seyirci olarak yorum yapması bile futbola ihanettir. Futbolu bu kadar bilmeyen hakemler herhalde Orta Asya ülkelerinde falan vardır. Maçın daha ilk dakiklarında auta çıkan topa korner veren yan hakeme itiraz eden kaleci Volkan'a sarı kart gösterip kararı değiştirip aut vermek nasıl bir mantıktır. Diyeceksiniz ki aşırı itiraz. Kabak gibi görünen bir pozisyonda bırakın Volkan Demirel'i Şansal Büyüka bile itiraz ederdi o pozisyona. Arkasından Emenikenin ceza sahası içinde beline sarılıp indildiği pozisyon var ki penaltı çalmak için daha ne olması lazım acaba. Bir de ceza sahasının hemen dışında RVP'ye sallanıp kıl payı ıskalayan bir tekme var ki ona faul dememek için hem kör hem sağır olmak gerekir. Ayrıca Ba'nın daha ilk yarıda 2 sarıdan kızarması gerekirdi. Mehmet Topal'a gösterdiği sarı kartda Topal'ın rakibine teması bile yok. Ama bir pozisyon da önce Alanyasporlu futbolcu faul yapıyor devam ettiryor devamında Topal rakibini ayağına basıyor devam diyor. Sonrasında faul olmayan harekete faul veriyor. Tam bir hakemlik faciası olan bu adama değil süper ligde halı sahada bile maç yönnettirmek katliama sebep olur.

 
Toplam blog
: 227
: 240
Kayıt tarihi
: 01.02.09
 
 

1972 Antalya doğumluyum. Elektronik Teknikeri olarak bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Evli v..