Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Kanayan yara gül açar mı?

Kanayan yara gül açar mı?
 

İşte Size Yüzleşme


Tunceli’nin,  kabuk bağlamış yarasını kaşıyarak, tarihe mal olmuş doğru ya da yanlış olayları; başka sorun yokmuş gibi, günümüze taşıyarak, yapay gündem yaratan iktidar, kanattığı yaradan ne umuyor?

Kanayan yara gül açar mı?

Türkiye dersim benzeri olayı şimdi de yaşamıyor mu?

Kan akmıyor mu oluk, oluk ülkemizde?

Diyelim ki tarihle yüzleştiniz.

1936-1937 yılında vukua gelmiş tatsız, tuzsuz, acı olayları, günlerce manşette tuttunuz ve bir neticeye vardınız.

Aldığınız netice sonuç ne olursa olsun,bu gün yaşadığımız sorunların hangisini çözecek?

Dersim de yaşanan elim olaylar, durup dururken mi yaşanmış?

 Dönemin Malatya İl Emniyet Müdürü Merhum İhsan Sabri Çağlayangil diyor ki:

“1936-37. Yıllarında:

Dersime jandarma giremiyor.

Dersime tahsildar giremiyor.

Dersim’de ağa nüfuzu hâkim.

Dersim’de hükümet yok.

Dersim’de Türkiye Cumhuriyeti otoritesi yok.

Eee otorite olmayınca o boşluğu ağa doldurmuş.

Bir yandan hükümranlık Cumhuriyet’te; bir yandan otorite Kürt ağasında.”

Şimdi olduğu gibi o dönemde de Seyit Rıza adındaki eşkıya, günümüzdeki adı ile terörist; 

Fırat Nehri üzerindeki, şeytan köprüsü yanında konuşlanmış, Jandarma karakolunu basmış ve 1 Yedek subay 33 jandarma erini şehit etmiş.

Tıpkı dağlıca da yaşanan acı olay ve benzerleri gibi.

Sadece kullanılan silah, mühimmat yer ve zaman farklı.

Bir de terörist isimleri değişik.

Ne yapmalıydı devlet? 

Tunceli’yi terk edip, Seyit Rıza’ya teslim mi etmeliydi?

Türk tarihçi ve yazar merhum Cemal Kutay’ın araştırmalarına göre; 

Tunceli’de yaşayan halk Horasan’dan göç eden Türkmenler. 

Osmanlı imparatorluğu zamanında 400 yıl Osmanlı egemenliğini kabul etmemiş.

Türk olmasına rağmen, mezhep farklılığı yüzünden İmparatorluğun baskısı ve gözü hep üstünde.

Türkmenler, Türklüğünü, Türkçe dilini unutmuş.

Bu yüzden devletle hiç barışık olmamış. 

Şimdi elinizi başınıza koyun ve düşünün.

Egemenlik iddiası olan bir Devlet emniyet ve asayişi sağlamak için ne yapar?

İşte o yıllarda yapılan, devlet otoritesinin kurulması, emniyet ve asayişin sağlanması işlem ve eylemidir.

Zamanımızdan 70 yıl sonra bu gün yaşanan olayları çarpıtıp iktidarı suçlamak mümkün değil mi?

Hatta şimdi benzer suçlamaları BDP iktidar için dile getirmiyor mu?

Diyarbakır’dan Kalkan Jet’ler Kandile, Namaz Dağına ve terörist barındıran şer yuvalarına akide şekeri mi atıyor.

Devlet yönetme sorumluğu taşıyanlar akıllı olmak ve aklını kullanmak zorunda.

Devlet eşkıya Seyit Rıza’nın Heykelinin Tunceli’ye dikilmesine göz yumarak tarihle zaten yüzleşti.

Daha ne yapsın?

Mevlana diyor ki, “Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.” 

Ne güzel söylemiş Mevlana…

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..