Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '15

 
Kategori
Güncel
 

Kandil romantiklerine çağrı: Ya romantizme devam edin ya da Türkiye'den özür dileyin!

Kandil romantiklerine çağrı: Ya romantizme devam edin ya da Türkiye'den özür dileyin!
 

-"PKK'ya, hak aramak için silahlı mücadele yolunu seçen örgüt deyin ama lütfen ona terörist örgüt demeyin" diyerek PKK'ya Che Guevera ya da Nelson Mandela rolü biçenler...

-Çözüm sürecinde bile eylemlerine ara vermeyen; yol kesip kimlik kontrolü yapan ve araç yakan PKK için ekranlara çıkıp, "Bakın, şehit haberleri okuyor musunuz daha? Artık insan canına kıymamaya özen gösteriyorlar. Ama ne yapsınlar? Öcalan'a uygulanan tecridi kaldırmak için bu eylemleri yapmak zorunda kalıyorlar" diyerek 40000 insanın ölümünden sorumlu bir orgüte hümanizm destanı yakanlar... (Oysa bu konuşmanın yapılmasından bir gün önce PKK militanları bir minübüsü taramışlar ve bir kişiyi öldürmüşlerdir. Sözüm ona yılların gazetecisi ama dünyadan haberi yok!)

-Kandil'in çatışmasızlık sürecini bitirdiğini açıklayıp eylemlerine hız verdiği sırada bir tedbir olarak TSK'nın birliklerini Güneydoğu'ya kaydırmaya başlaması üzerine yine ekranlardan hiddetle, "Bana bakın, o çocuklar bizim çocuklarımız, nereye götürüyorsunuz" diyerek sözüm ona çocukları korumak bahanesiyle PKK militanlarına kol kanat gerenler...

- "Zira, HDP’nin silah bırak demesiyle de, Öcalan’ın silah bırak demesiyle de silah bırakılmaz. Neden biliyor musunuz? Kandil dağındaki insanların o dağa çıkarken, ailelerinden ve topraklarından koparken, ellerine silah alırken bir sebebi vardı. Otuzu aşkın yıl geçti, -şartlar o yıllardaki kadar kötü olmasa da-, o sebep baki kaldı. O sebebi ortadan kaldırmadan HDP’nin, Demirtaş’ın ya da Öcalan’ın PKK’ye çağrı yapmasından bir sonuç alınamaz" diyerek sandığı devre dışı bırakıp silahı meşrulaştıranlar, PKK'ya haklılık tanıyanlar...

-Türkiye'de bir devrim yaratarak tüm tabuları yıkan, Kürt sorununu kabul edip bütün hakları veren ve bu sebeple arkasına Kürt halkının önemli bir kesiminin desteğini alan Erdoğan ve AK Parti iktidarını sırf bu yüzden, yani amaçlarına ulaşmak için engel olarak gördükleri için en büyük düşman olarak gören Kandil'in dümen suyuna girerek, 6-7 Ekim olayları da dahil her olayda Erdoğan'ı suçlayanlar, onu günah keçisi olarak ilan edenler...

-Çatışmasızlık sürecinin bittiğini ilan edip eylemleri ve tehditlerini arttıran PKK'nın en son iki polisi uykularında öldürmesi sebebiyle TSK'nın operasyonlarına başlamasından sonra; bir psikolojik harekat taktiği olarak halkın zihinlerini karıştırmak için önce Kandil'in, sonra da HDP'nin, "iktidar 7 Haziran'ın intikamını alıyor" manevrası üzerine koro halinde bu manevranın kuyruğuna takılanlar ve "Bahane: Terörle mücadele; Amaç: 7 Haziran'ın rövanşı" başlıklarını atanlar...

-Hünharca işlediği kanlı eylemleri, hain pusuları PKK'nın açıkça üstlenmesine rağmen, "Ben inanmıyorum, 90'lı yıllarda ne olaylar yaşadık, kesin JİTEM'in işidir" diyerek PKK'ya masumiyet nameleri düzenler...

-İki polisin uykularında öldürülmelerinden sonra bile, "PKK misilleme hakkını kullanmış" diye yazacak kadar romantizmde çıtayı yükseltenler...

-Ülkenin bir numaralı güvenlik sorunu IŞİD'tir tespitini yaptıktan sonra, IŞİD'le en büyük mücadeleyi PKK'nın verdiğinden bahisle aslında PKK'nın 'dost kuvvet' olduğunu ima edenler ve bu yolla PKK'ya yapılan operasyonları itibarsızlaştırmaya çalışanlar...

-"PKK dünden silah bırakmaya hazır. Devlet ufacık bir adım atsa hemen bırakıverecekler" safdilliğiyle PKK'yı barış güvercini olarak gösterenler... 

-Özetle her olayda kalemlerini PKK'ya siper eden kandil ramantikleri...

PKK'nın barış sürecini fırsata döndürerek yerleşim yerlerini silah deposuna çevirdiklerinin ortaya çıkmasından, öz yönetim ilanlarıyla yerleşim yerlerini harebeye çevirmelerinden ve de çok kanlı eylemlerinden; yani 30 yıldır bilinen gerçek  yüzlerini göstermelerinden sonra sus pus oldular!

Köşelerde bir mahçubiyet, bir utangaçlık kırıla gidiyor...

-Meğer bu KCK da neymiş ya!

-Sandığa da hiç saygı duymuyormuş!

-Şimdi zamanı mıydı ki!

-Bir çuval inciri mahfetti!

Serzenişleri, imaları...

Bu öyle basit bir olay değil. Ülkenin hayat memat meselesinde bu kadar aymazlık bu şekilde geçiştirilemez...

Ya romantizme devam edin ya da çıkın mertçe özür dileyin.

Zira hatadan dönmek, özür dilemek de bir erdemdir.

***

Bu arada anti parantez bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son muhtarlar toplantısında köşe yazarlarına yönelik yaptığı eleştiri aynı akşam CNN'deki bir açık oturumda tartışmaya neden oldu. Katılımcılar, "Erdoğan ne demek istiyor? Yani HDP'yi destekleyenler suçlu mu?" gibi ifadelerle Erdoğan'ı eleştirdiler. Erdoğan bugün aynı şekilde ilgili köşe yazarlarını yine eleştirdi. Erdoğan'ın da, yukarıda çok azını ifade ettiğim ve açıkça PKK'yı savunma anlamına gelen ifadeleri kullanan köşe yazarlarını kastettiğini düşünüyorum. Başka türlü olması zaten söz konusu olamaz. CNN oturumuna katılan kişilerin bu köşelerden haberleri olmamaları ise başka bir tuhaf durum. Sözüm ona uzman kişiler ama olan bitenden bihaberler!

21.08.2015

Hasan Basri Özgen

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..