Kandil ve Mahmur'dan gelen "Kahramanlar" tutuklandı!

Bildiğiniz gibi geçen yıl PKK'nın Kandil'deki kampından ve Mahmur'dan gelen 38 kişi (4 ü çocuk) Habur’da kahramanlar gibi karşılanıp, yurdun değişik yerlerinden, özellikle militarist kesimlerden toplanan halk yığınlarına takdim edilmişlerdi.

Bu karşılama törenleri günlerce sürmüş, okuma yazması olmayan, bulundukları ortamda genellikle ya aşçı, ya da bulaşık yıkayan kişiler olan bu insanlara, göründüklerinin tersine bir konum yüklenerek halka arz edilmişti.

Halkın büyük bir kesimi bu arz-ı endama tepki gösterince, yeni kahramanların gelişi süresiz ertelenip, PKK’nın Avrupa’dan yapacağı çıkarmanın önü kapandı.

Bu kişilerin gelişi ile ülkemizde bölücülüğün suç olmadığı kanısı toplumda yayılırken, bu güne kadar terörle mücadele eden ne kadar üst rütbeli subay ve astsubay ile emekli asker varsa bir bir sorgulanıp içeri tıkılırken, kahramanların yurt gezileri devam ediyordu. Kahramanlar da kendilerini bu işe öyle kaptırmışlardı ki; Protokolde kendilerine ayrılan yerde gururla oturup, halka(!) el sallıyorlardı. Buna müsaade edenler de o ilin veya yerleşim biriminin idarecisi. Yani devleti temsil eden kişilerdi. Bu kahramanların bölücülük suçunu işlediği halde müdahale etmeden, onlarla yan yana oturup, halka birlikte gülücükler göndermek, ülke genelinde tepkiyle karşılaşırken, bu konuyu kullanan iki kanat vardı. Birisi iktidar, öbürü, o zamanki DTP, bu günkü BDP…

Ülkemiz yasalarına göre suçlu olan bu kişiler yurt gezilerine devam ederken, bir Başsavcıyı, Üniversite rektörlerini, ünlü gazetecileri, eski bakanları, eski ordu komutanlarını, çalışan onlarca generali fütursuzca gözaltına alan savcılar bir türlü faaliyete geçmiyordu. Yani devlet işi ağırdan alıp, iktidarın bu konudan yararlanmasını bekliyorlardı.

Günler, aylar geçti… Nihayet “Kahramanların” yargılanmasına başlandı. Hâkim karşısına çıkanlardan10 “Kahramanı” tutuklandı.

Tutuklanma nedenleri; “Mevcut delil durumu, delillerin karartılması ve kaçma durumunu” göz önünde bulunduran mahkeme “Kahramanları” tutuklamaya karar vermiş.

Şimdi akıllara şöyle bir soru gelebilir; Hangi delil? Bu geçen sürede karartılacak delil mi kaldı?

Evet, “Kahramanlarımızın” suçu; “terör örgütü üyesi olmak", "terör örgütü propagandası yapmak", "terör örgütü üyesi olmamak ile birlikte örgüt adına suç işlemek", "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlarından yargılanacaklarmış!

Yargılamayı protesto eden yaklaşık bin kişilik bir grup, yürüyüş yapmış. Ve polis adliyenin çevresinde geniş önlem almış.

E… Bir ülkede Anayasa raportörü iktidarı hukuksuzluğa davet ederse, bu kişilerde yargılama için gösteri yaparlar. Bu şahıslara bu zamana kadar müsamaha gösterenlere hiç kimse bir şey sormayacak mı?

Şimdi iktidar yaptığı demokratik açılımın meyvelerini yerken(!) BDP’de kullanabileceği yeni bir argüman çıktı! Şimdi sazı ellerine aldılar mı Barış ve Özgürlük türkülerini çığırırlar. Ancak Gariban, işsiz, yarı aç Kürt halkının işine yarayacak hiçbir konudan söz etmezler. Mevcut düzenin sürmesi için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü bu zamana kadar onu yaptılar ve iki halkı birbirine düşman etmeyi başardılar.

Feodal düzenin savunucuları, gariban halkın üzerinden siyaset yapmayı biran önce bırakıp, akıtılan kan gölünde yüzmeyi bıraksınlar. Yoksa o kan gölünde kol kola gezdikleri iktidar ile birlikte boğulacaklar.