Kandilimiz Mübarek Olsun

İşyerinde çok sevdiğim bir arkadaşım var. Karşılaştığı herkesin, "Nasılsınız?" sorusuna "İyi olacağız inşaallah" diye cevap veriyor. Bizim de biraz ağzımız alıştı, kendi aramızda aynı soruyu sürekli aynı şekilde cevaplıyoruz.

Önceleri gerçekten iyi olma ümidine bağlı bir söylem olarak düşünüyordum bunu. Son zamanlarda sanki artık iyi olamayacağızın bir hayıflanması şeklinde yorumlamaya başladım.

Ülkemizde yaşananlar maalesef bizi giderek umutsuzluğa sürüklüyor. Bunu kasten yapanların amaçları da bu, biliyorum. Ama etkilenmemek ve direnebilmek kolay değil...

Milliyet Blog'da yaşadığım 3. miraç kandili bu akşam. İlkinde birazcık işin dini tarafını anlatmaya çalışmışım. Aynı şeyleri okuyanlara tekrar anlatmamak için, arzu edenlere linkini veriyorum. http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=56681

Geçen yıl da gazetelerin manşetleriyle bağlantılı yazılar yazarken, günün olaylarına atıfta bulunarak farklı şeyler yazmışım. Merak edenler için onun linkini de buraya alıyorum. http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=56768

Bu yıl geçen yıldan ne yazık ki daha iyi durumda olmadığımız gibi, gelecek yılın daha iyi olacağına dair umutlarımız da oldukça az.

Halbuki bu kandil gecesine kutsallığını veren peygamberimizin çok güzel bir sözü var: "İki günü eşit olan, ziyandadır."

Sanırım yine böyle bir kandil günü lisedeyken din bilgisi dersinde hocamız bu sözü tahtaya yazmıştı. Sonraki derste sınıfa giren Askerlik hocamız Albay "Bu ne müthiş söz arkadaşlar" demişti.

Evet, gerçekten müthiş bir söz. Demek ki bugün, mutlaka dünden ileride olmak zorundayız. Bizse her geçen gün ümitsizliğe doğru gidiyoruz.

Bir ülkenin ileri gidebilmesi için, yediden yetmişe herkesin aynı istikamette enerjisini harcıyor olması gerekir. Biz ancak birbirimizi dengelemeye çalışıyoruz. Üstelik bu denge bazan sağa, sola, ya da geriye doğru bozularak yalpa yapmamıza da sebep oluyor.

Hepimiz aynı şeyleri söylüyoruz ama cephelerimiz farklı... Bizim sağımız, karşımızdakinin soluna, bizim solumuz da karşımızdakinin sağına denk geliyor. Aynı şekilde birimizin ilerisi diğerinin gerisiyle aynı istikamette...

Gülecek halimiz yok ama, yine de bir Temel fıkrasıyla yazıyı sonlandıralım. Temel'le Dursun ava gitmişler ve bir geyik avlamışlar. İkisi birer taraftan boynuzlarını tutup hayvanı sürüklüyerek götürmeye çalışıyormuş.

Bir hayli yorulduklarında bir adama rast gelmişler. Dertlerini aktardıklarında adam bunlara bir akıl vermiş. "Biraz da kuyruğundan çekerseniz rahatlarsınız ve sizin için bir değişiklik olur demiş.

Bu öneriye pek sevinen iki kafadar geyiği kuyruğundan tutup bir süre çektikten sonra, Temel şöyle bir durmuş ve demiş ki:

– Ula Tursun, sen de farkında misun, sanki biz giderek köyden uzaklaşıyruk...

*****

Gücümüzü birleştirip aynı yönde hareket ettirmemiz lazım sevgili dostlar...

Bu duygularla hepinizin kandilini kutluyorum ve yine de gelecek yıl inşaallah daha iyi şartlarda kandiller yaşamayı yüce mevlamızdan niyaz ediyorum.