- Kategori
- Edebiyat
Kanik'sanmamis bir duygu
Sonra bir gün biri çıkar karşınıza.
Ve siz O'na Dunya'nin en güzel cümlelerini kurmak, O'nunla en güzel hayallerinizi gerceklestirmek isterken karşısında tek bir kelime bile söyleyemezsiniz.
Bir ilkbahar sabahi Beykoz'da Dünya'ya gelir.
Vücudu oldukça kemikli, kollarıyla bacakları epey uzundur.
Göğsünü öne doğru eğerek hafifçe yaylanarak yürür.
Elleri gayet ince, beyazdır.
Parmakları adam akıllı uzun, tırnakları pembe, uzun ve yuvarlaktır.
Geniş bir alnı, sivri bir çenesi vardır.
Dudakları eni konu etli, burnu tümseklidir.
Yüzü gençlikte çıkardığı ergenlik sivilceleri sebebiyle pürtüklüdür.
Yeni şiiri yaşam biçimiyle ve şiirleriyle ortaya koyar.
Konusma dilinin dogalligina, sokak Turkcesine bırakir şiirin ahengini.
Ancak ne var ki; her şeyi sokak diliyle anlatan şair,
Kanik'sanmamis bir duyguya kapilmistir.
Bir gun yureginden suzulenlere kalemi eşlik eder:
Ağlasam sesimi duyar misiniz misralarimda?
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu.
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var biliyorum,
Her şeyi söylemek mümkün.
Epeyce yaklaşmışım,
Duyuyorum, görüyorum,
Anlatamıyorum.