Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

Kanını sil de bırak, sevenin varsa silsin yaşını!

Yolların bittiği, aydınlığın karanlığa çalan noktasındaysan… Her kent aynı hüznün ve aynı yanlışın karşılığı olarak karşında öylece duruyorsa…

Sırılsıklam olup bir başına soluduğun sağanaktan geriye sen kaldıysan… Gökyüzünden alnına doğru inen ışık süzmesi yıldırım olup incitmişse seni olur olmaz vakitler. Rüzgarın kırdığı dallarına sahip çıkarken sonrasında gelen kara kışta zemheride, kendinden de olmuşsan azar azar…

Uçurumları dimdik görüp her seferinde aynı boyutlu ve aynı kalansızlıkla uçuvermişsen kafa üstü ve kayalara taşlara çarparak… Ürkünce sevi düşlerin, sen kalbinin darağacının gölgesine teslim etmişsen kendini…

Kaç vakit uykusuz ve tesellisiz sabahı eden gözlerine, çiçeği böceği yerine doğanın kasveti ve ıssızlığını sunmuşsan… Ağzında eriyecek tatlı meyve tatları, silinecektir belleğinden de!

Kırk kere geçtiğin yeri, kırk defa aynı yabancı ve yabani duygu kabarmasıyla karşılamışsa yüreğin… Zehrini yılanın bile süzüp almışsa gözlerinin eskiden ak olan sarısı…

Baş eğmezliğin boynunda eğriliğe ve kafanda tuhaf bir sarhoşluğa yol açmışsa… Zararı ziyanı ömrünün merdivenlerinde yığılı duran yaşına baksana… Gözyaşına ve yağmur bulutlarına varan yaşına başına…

İlacını dermanını yitiren hasta duyguların, yeryüzünde sararıp solan ekinlere bile denk gelemiyorsa… Olsa olsa, kımıl giren tarlanın sahibinin ciğerinin yanmasıdır bu, bildin mi?

Bereketini yitirmişsen toprağın, kavgana da yabancısındır o halde… Sonra masum dinlencelerine halkının ve tüyleri diken diken eden zılgıtına da…

Açlık ve dil bilmezlik kaç vakit daha ufkunu karartacak diye artık düşünme ve düş düşünün peşine… Kanını sil de bırak sevenin varsa silsin yaşını…

“Bir ‘ şiir’ ki narin yükü altında kırılmış bilekleri/ inilder/ huysuzlanır/ Bir ‘ şiir’ ki perçemleri yolunmuş telaşından/ gözyaşını kurda kuşa kaptırmış…/ Bir ‘şiir’ ki şefkati sığlar/ laneti azgınlaştırır/ Bir ‘şiir’ ki sızısı yürekçil değil/ anca dil yarasıdır/ mavi yüzün mahzun gözün/ kırgın tenin kabası/ Bir ‘ şiir’ ki yanan dala darılmış/ yılların en kekremsi tadını karalamıştır/ ……………../ Susun! Koşarak geliyorum…/ O ‘şiir’den geri aldım acımı”

( KENDİ ACISINA YABANCI BİR ŞİİRİN KARALAYAN SESİNE ÖZELEŞTİRİ, Nihat Behram )

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..