Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

11 Ekim '15

 
Kategori
Güncel
 

Kanlı kalem

KANLI KALEM…

Doğrusu hayatım boyunca “okumaktan” ve yazmaktan” aldığım hazzı hiçbir şeyden almadım.

Her türlü kitabı “okumaktan” korkmadığım gibi “doğru” bildiğim ve inandığım her şeyi de söylemekten “yazmaktan” hiç kaçmadım…

Kalemim işte bu kadar “temizdir” aklım ve zekam “özgürdür”

Kanım bu yaşıma rağmen delişmendir…

***

1980 ihtilaline kadar yaşadıklarım “düşüncelerimden” dolayı oldu, bir gazete taşıdığım için dayak yedim, yürüyüşlere katıldığım slogan attığım için göz altına alındım,

Ve ne tuhaftır ki “saçım uzun” olduğu için, bıyıklarım farklı olduğu için “ötekileştirildim” aklımın ucundan bile geçmeyen “örgütlerle” özleştirildim…

Gün geldi istemeden seçtiğim “mesleğim” yüzünden de “emperyalist ve kapitalist düzenin uşakları” olarak suçlandım…

***

Maruz kaldığım, suçlandığım “onlarca” haksız akıl dışı eylemleri tek tek yazmaya gerek duymuyorum, çünkü benim yaşadıklarım bana özgü değil, benim yaşımda olanların çoğu yaşadı…

***

Yaşadığım onca haksızlığa, onca zorbalığa rağmen demokratik ve çağdaş normlardan uzaklaşıp kendi ideolojilerimi ne dayatmaya kalktım ne de benim gibi düşünmeyenleri dışladım…

Ve çok daha açığı bu yaşıma geldim hiç kimseye kendi “inancımı” ve mezhebimi dayatmayı, dinimizi siyasete ve ideolojik düşüncelerime alet etmeyi aklımın ucundan bile geçirmedim…

Ancak bugün ülkeye yaşatılan ve yaşatılmak istenenler, izandan, sevgiden ve sağduyudan uzak, kişiliksiz ve beceriksiz yönetenler yüzünden, hiçbir şeye, başka bir zamana benzemiyor…

***

Şu hale bakın; ne ülke bizim ülkemize benziyor ne de bazı vatandaşlarımız bizim vatandaşlarımıza benziyor, kadınlarımız kızlarımız bizim kadınlarımız, kızlarımız değil…

Sokaktakilerin kılık kıyafetlerine, yaşam biçimlerine lütfen dikkatle bakın!

Bunları mı Türk Milleti, bunlar mı atamızın milletin efendisi dediği çiftçi, esnaf ve gençlik, bunlar mı gençliğe yol gösterecek “emekli” aydın sanatçı akademisyen…

***

Ne oldu bize, nereye gidiyoruz, sorusunun ne ilimsel ne bilimsel ne de sosyolojik bir cevabı yok…

Tüm kararlar ve sonuçlar bir “tek kişinin" ağzından çıkacaklara kalmış…

***

Aslında bugün hiç yazmak istemiyordum, dünden bu yana bir vatandaş bir “ehil” ve her şeyden önce biricik evladını bin yüz km uzakta bir kentte eğitim için göndermiş bir “baba” olarak, Çektiklerimi, hissettiklerimi yüreğimin içine düşen ateşi “akıl ve mantık” ışığında nasıl toparlayacağımı,

İsyandan, kinden nefretten uzak hangi cümleleri kuracağımı bilemedim…

Çünkü yüreğim paramparça, sinir katsayılarım tavanda, inanılmaz derecede üzgün ve öfkeliyim, haliyle de elimde “kanlı kalem”

***

Ankara’daki patlamanın müsebbiplerini “tanımlamanın” hiçbir işe yaramayacağını çok iyi biliyorum.

Yıllarca bu tür olaylara ve müsebbiplerinin “pişkinliğine alışığım ben…

Oradaki patlama benime “kulağımı sağır” etti,

Bombanın etrafa saldığı dumanlar “benim evimin” ortasında tütüyor,

Orada hayatını kaybedenlerin ruhu ile benim de “ruhum” da uçtu, parçalanan her bedenin bir parçası da benim” bedenimden” koptu gitti…

***

Ve şu anda adım gibi eminim;

Kendi siyasi çıkarlarının devamı için terörün “pis ellerine” sarılanların, o bombaları patlatanların ve emri verenlerin, kendilerine katılmadığım, kendileri gibi düşünmediğim için;

“Gözleri” benim de ”evime” bakmakta,

“Kulakları” benden gelecek sadece “aykırı sesleri” dinlemekte,

Barut ve kan kokan elleriyle “boğazıma” sarılmak,

Küf ve örümcek bağlamış yüreklerinde “ölüme” mahkum etmek,

Kin ve nefret bürümüş kiralık “beyinlerinde” elimi ayaklarımı kırmak için can atmaktalar…

***

Ülkenin başında şu yaşananlarda zerre kadar payının olmadığını düşünen, bencil kendini beğenmiş ve hala “kabadayı” tavırları ile ülke idare edeceğini sanan, timsah gözyaşları döken, riya dolu taziye ve üzüntü mesajlarını paylaşan biri var…

Yaşanan bu büyük katliama, hayatını kaybeden yüze takın ya da yüzün üzerinde insana hastanelerde can peşine düşmüş yüzlerce yaralıya rağmen “istifa” etmemekte direnen,

Gerekli istihbaratın temin edilememesinden, güvenliğin sağlanamamasından sorumlu bir “bakan” var…

***

Sorumluluğu üzerinden atmaya çalışan, partisini ve efendisini aklamaya çalışan, acılara ve ölümlere rağmen “muhalefet” suçlamaktan geri kalmayan sözüm ona bir başbakan var…

Ve bu olayların neden ve nasıl buralara geldiğini çok iyi bilmesine rağmen olay saatinden itibaren ve anlaşılmaz bir hızla, hala “iktidarı” ve özellikle Cumhur’Başkan’ı “yalakalık” seviyesine varan şekilde savunan avukatlar, akademisyenler ve ne idüğü belirsiz araştırma ve anket şirket sahipleri var…

Kurdukları her cümle sonrasında yüzlerine her bakışımda midem bulanıyor, insanlığımdan bu ülkenin havasını bunlarla solumaktan dolayı “utanıyorum…”

***

Doğduğu, büyüdüğü ve ailesinin etnik yapısına bile bakmadan, ısrarla vurgulanmasına inat “ben Türküm” diyebilen bir bilim adamının aldığı Nobel ödülüne,

Ve gerçekten çok zor günleri yaşayan Milli Futbol Takımızın deplasmanda aldığı 0-2 lık galibiyetin üzerine “kan” düştü…

Sevinemiyor, kutlama yapamıyor, kahramanlarına övgüler düzemiyoruz…

***

İşte bu bağlamda “parmaklarım” iyi bildiğim tanıdığım, katillere hırsızlara ve beyinsiz kişilere, onlara fütursuzca destek verenlere alkışlayanlara “şimdilik” dönmesin, saf ve temiz duygularım daha fazla kirlenmesin diye;

İlan edilen “üç günlük” yas boyunca yazılarıma ara veriyorum…

Bu vesile ile “Ankara katliamında” hayatlarını kaybedenlerin tamamına “Allah'tan rahmet kederli ailelerine sabırlar” yaralı olanlara acil şifalar dilerim…

İyi pazarlar efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 10.10.2015 14.30

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..