Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '07

 
Kategori
Tiyatro
 

Kanlı Nigar

Kanlı Nigar
 

Ankara'da sanat, bir başka güzeldir.Kış gelince, ''Şimdi Ankara'da olmak vardı anasını satayım'' diye söylenirim.

Başkent'in ''Ayazını '' özlediğimden mi ? Hayır!.. O, muhteşem, insanın içini ısıtan tiyatro oyunları gelir aklıma...

Özellikle kış aylarında, devlet tiyatrolarının ''Tiyatro Şöleni'', insanı büyülüyor...

İzmir'de bu açlığı çoğu zaman hissediyorum. Güzelim İzmir'de, daha çok'' tiyatro oyunu'' aramışımdır...

Aralık Ayında, İzmir devlet Tiyatrolarında oynanan oyun sayısı: 3 adet...

Ankara'da ise aynı ay içinde :19 oyun... İzmir'in altı katı... Başkentte Tiyatroya doyuyorsunuz...

Bir dönemde, ikiyüz civarında oyun... Ne kadar güzel... Başkente de bu yakışır...

Ankara'da tiyatro sahnelerine ulaşmanız da oldukça kolay. Hemen her semtten, tek vasıtayla gidebilirsiniz...

Örneğin :Ulus'ta, Küçük ve Büyük Tiyatrolar. Oda Tiyatrosu ve Opera, adeta yan yana...

Şinasi Sahnesi ve Akün Tiyatrosu da Kavaklıdere'de.İrfan Şahinbaş Atelye Sahnesine ulaşım bedava...

Gelir düzeyi düşük insanların oturduğu bölgelere de tiyatro hizmeti götürülmüş.

Örneğin, Altındağ Tiyatrosu, 50 yıldır, adını aldığı semte sanat aşkını aşılıyor... Hem de en seçkin eserlerle...

Ankara'da , Tiyatro adına en üzücü olay :Yeni sahne'nin ''Rant uğruna'' yıkılması...

Hem de bir devlet kuruluşu tarafından... Orman Bakanlığı , ''Sanatın içine, apartman dikmiş...''

Yeni Sahne'nin yıkılışı , benim gibi yaşamının yarım asrını Ankara'da geçirmiş sanatseverler için çok üzücü olmuştur...

Tıpkı ''Ankara Sinemasının'' yıkılıp, üzerine devasa iş hanının konuşlandırılması gibi...

Sanki sanat yok edilmek istenmiş gibidir... Belediye başkanlarının da sanata bakışı tartışılır olmuştur...

O devasa iş hanlarının altına, yine o tiyatroların adını yaşatacak sanat merkezleri kurulamaz mıydı ?

Çayyolu'nda şahane bir tiyatro binası yapanları da kutluyorum.

Bayram vesilesiyle gittiğim, Başkent'te Kanlı Nigar Oyununu izlemek istiyorum. Bilet bulmak mümkün değil...

Yer bulamamanın üzüntüsünü yaşarken bir taraftan da halkın, tiyatroya olan ilgisine çok seviniyordum...

Her zamanki '' Seyirci kurnazlığım'' geliyordu aklıma... Demokrasilerde hal çaresi tükenmezdi...

Ankara'da Harp Okulu ve Polis Akademi Öğrencileri, birer tiyatro aşığıdırlar. Yıllardır buna tanık olurum...

Toplu yer ayırtırlar... Bazen, bu çocuklardan çeşitli nedenlerle o günkü gösteriye ''Gelemeyenler '' olur.

Yoksa Çayyolu'na kadar , boşuna ''Topuklamak '' pek akıl işi değildir. Yine öyle yaptım. ''Ser'de''tiyatro aşkı var...

Oyun başlamak üzere... Üç öğrenci, iki sivil gelemediler. Ben de böylece ta İzmir'den gelip izleme şansını elde ettim.

Bir sanat şöleni , muhteşem dans gösterileri; harika müzik konseri izledim..Tekmili birden...''Kanlı Nigar'da''...

Sinemamızın bir efsanesi... Sadık Şendil yazmış... Bir dev sanatçı: Kazım Akşar, yönetmiş...

Gölge oyunlarından, Karagöz'den tanıdığımız, Kanlı Nigar, Adviye Öztürk'ün fiziğiyle ve üstün oyun gücüyle bütünleşmiş...

Kadının yıllardır ezilmişliğini ve geri plana atılışını, sahnede , en acı biçimiyle yansıttı bizlere...

Çoğu yerde gülerken, içimdeki çocuğun ağladığını hissediyordum...

Toplum dışına sürüklenen kadının, aldatılışını, cinsel sömürü malzemesi olarak kullanılışını anlatıyordu oyun...

Aşık olduğu gençten olan bir kızı vardı Nigar'ın ...Ve kızını ''Kurttan, kuştan '' korumaya çalışan dişi bir kartaldı o...

Oyundaki Abdi rolünü oynayan, Ünsal Coşar da ayakta alkışlandı... Bitmek tükenmek bilmeyen bir perfonmans...

O, anlatıyor... Oynuyor ve şarkı söylüyor... Dinlenmeden... Tam iki buçuk saat süren oyun boyunca bizleri büyülüyor...

Dile kolay... İki buçuk saat boyunca oyunun içinde hissediyorsunuz kendinizi...

Sanatçılar, sanatlarına aşık olduklarını her tavırlarıyla sergilerken bizlerin de gönüllerinde taht kuruyorlardı...

Oyundaki hicivler, taşlamalar da çok ustaca doğaçlamalarla süsleniyordu...

Tiyatro sanatçılarının ücretlerini alamayışları, ''konuşanların'' tiyatrolarının kapatılacağını çok güzel vurguluyorlardı...

Diğer oyuncular da rollerini mükemmel yapmışlardı. Bu güne kadar izlediğim en güzel, ''Kanlı Nigar'' dı bu oyun...

Orkestranın aşırı yüksek sesinin zaman zaman oyuncuların sesini perdelemesi; bir kaç oyuncunun aşırıya kaçan kostümleri dışında eleştirecek bir husus bulmakta zorlanmıştım...

İki oyuncunun, yüksek ateşle sahneye çıktıklarını; perde arasında ''İğne olarak'' rollerine devam ettiklerini, oyun sonrasında öğrendiğimde gözlerim yaşarmıştı...

Düşük ücretlerle ''yaşamları pahasına'' rollerine devam etmelerinin bir tek sebebi vardı...''İnsanı sevmek !..''

Tıpkı dev sanatçı ''Savaş Dinçel '' gibi ölümsüzleşerek...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..