Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '14

 
Kategori
Sağlık
 

Kanser nedir? Risk etkenleri nelerdir?

Kanser nedir? Risk etkenleri nelerdir?
 

Çağımızın gün geçtikçe ve yaş ortalaması büyüdükçe artan en büyük hastalıklarından birisi olan kanseri gelin beraber tanıyalım.

Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor ki, vücudumuzun tüm doku ve organlarının herhangi birinde kanser oluşabilir. Yani organa ya da bir bölgeye özel değildir. Genel olarak vücudu oluşturan hücrelerin tamamen bağımsızlığını kazanması, ‘ölümsüzleşmesi’, kontrolsüz ve anormal şekilde çoğalması şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Normalde hücrelerimiz, belli bir aşamaya kadar büyür ve apoptozis dediğimiz bazı mekanizmalarla büyümeleri, çoğalmaları sınırlanır. (Apoptozis, hücrenin ölümü, intiharı demektir.) Ancak kanserleşen hücrelerde,  apoptozisi düzenleyen bazı genlerdeki mutasyon denilen değişikliklere bağlı olarak bu mekanizmalar sekteye uğrar, bozulur. Hücreler bu sayede öncelikle bulundukları yerde sınırsız bir çoğalma yeteneği kazanır, ardından daha uzak yerlerde çoğalma yetenekleri gelişir. (Bu durum metastaz olarak adlandırılır.)

Kanser sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması bakımından dünyanın en önemli halk sağlığı sorunlarının başında gelmektedir. Cinsiyete göre en sık görülen kanserler arasında, erkekte; prostat kanseri, akciğer kanseri ve kalın barsak yada rektum kanseri iken, kadında; meme kanseri, akciğer kanseri ve kalın barsak ya da rektum kanseri görülmektedir. (Ülkemizde erkeklerde akciğer kanseri, prostat kanserinden daha sık görülmektedir.)

Ülkemizde her yıl ortalama 150 bin kişinin kansere yakalandığı tahmin ediliyor. 1970li yıllarda sebebi bilinen ölümler arasında 4.sırada yer alıyorken kanser, son yıllarda kalp-damar hastalıklarından sonra 2.sıraya yükselmiştir. Yaklaşık tüm ölümlerin yüzde 20 kadarını kanserler oluşturur.

Normal hücrelerin, kanser hücrelerine dönüştüğü o anarşi sürecine ‘karsinogenez’ diyoruz. Karsinogeneze çevresel, bireysel, sosyal, genetik  diyebileceğimiz çok çeşitli etmenler neden olabiliyor. Bu nedenler, bir kanser türünden diğerine çok sayıda farklılık gösterebilirken, etkenin kesin olarak saptanabilmesi, kanserden korunma adına yapılan uygulamaları geliştirebilecektir. Çünkü bütün kanser türlerinin %60’dan fazlasının ÖNLENEBİLİR ÇEVRESEL NEDENLERe bağlı olduğu kabul ediliyor.

Kanserde risk etmenlerine bakacak olursak, çevresel faktörler başlığı altında sayabileceğimiz;

-sigara ve bütün tütün ürünleri (Kanserlerin üçte birinden sorumludur. Akciğer kanseri riskini %80’lere kadar çıkardığı kanıtlanmıştır.)

-alkol kullanımı,

-kimyasal maddeler (benzen, asbest, radon, polivinilklorür-PVC, katran gibi),

- uzun süre güneş altında kalma (Cilt kanseri riskini arttırır. Ozon tabakasının giderek incelmesine bağlı olarak vaka sayısı da artmıştır.) 

- bazı virüsler (Rahim ağzı kanserine neden olan HPV, Karaciğer kanserine neden olan Hepatit B virusu, retroviruslar gibi),  -çevre kirliliği (sanayi atıkları, kaynak işleri, ilaçlamalar gibi),

- radyasyona maruziyet (nükleer santraller, teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, nükleer denemelerin yapıldığı ortam ve olaylar) ,                                                                                                                                                  - yanlış beslenme( Küflü ve toksinli besinler, direk ateşte pişen yemekler, salamura edilmiş besinler, kızartılmış yiyecekler, tütsüyle yapılan yemekler, besinlerdeki katkı maddeleri  risk oluşturur.) Bu faktörler kanser zemininin %85’ini oluşturuyor.

Kişisel faktörler başlığı altında ise.

-hormonal nedenler,

- kalıtsal mutasyonlar,                                                                                                                                               - yaş etmenlerini sayabiliriz. Bilindiği gibi yaşın artması ile beraber  kanser riski de artıyor. Kişisel faktörler ise kansere %15 oranında zemin hazırlıyor.

Görüldüğü gibi kanser tedbir alındığı takdirde  önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur.  Toplum olarak risk etkenlerinin bilincinde olmamız ve bu bilinci tutum olarak davranışa dönüştürüp hayatımızda uygulamamız gerekiyor. Çünkü sağlıklı bir gelecek, ancak bu şekilde inşa edilebilir.

 
Toplam blog
: 10
: 510
Kayıt tarihi
: 24.02.14
 
 

1993 doğumlu, Kocaeli Üniversitesi tıp fakültesi mezunu, kitapsever, sinemasever, seyahatsever, y..