Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '14

     
    Kategori
    Tarih
     

    Kanunî dünyadan bihaber yaşadı

    Kanunî dünyadan bihaber yaşadı
     

    Kanunî Sultan Süleyman


    Kanunî Sultan Süleyman' ı nasıl bilirsiniz?

    Büyük ecdadımızdı. Büyük Osmanlı padişahıydı. Viyana' ya kadar gitti. Tayyip' in deyimiyle, 46 yıllık saltanatının 30 yılı at sırtında geçti. Viyana' dan Mısır çöllerine kadar geniş bir imparatorluğu yönetti. Çok hayır eserleri yaptırdı. Adaletli ve merhametli bir padişahtı. Süleymaniye gibi büyük bir cami yaptırdı... Değil mi?

    Sokaktaki sıradan ve cahil insana sorsan, kulaktan dolma, böyle cevaplar verecek. Kendisi gibi birini de tuttu, başına geçirdi. O da bir şey bilmiyor.

    Bir kere, Kanunî' nin askerî seferleri toplam 10 yıl 7 ay sürmüştür. Bunun dışındaki süreyi İstanbul' da sarayda, haremde geçirmiştir. Öyle 30 yıl falan at sırtında dünyayı fethetme olayı yoktur. Esasen rahata, lükse, konfora çok düşkün bir adamdı. Seferlere sadrazamlar, devlet adamları komuta ederlerdi. Hele 1555' ten sonra, Kanunî, bırak sefere çıkmayı, ata bile binmedi.

    Viyana' ya kadar gitti de, n' oldu! Şehri alamadı, tırıs tırıs İstanbul' a döndü. Doğru düzgün hazırlık bile yapılmamıştı. Avusturyalılar küçümsenmişti. Turistik seyahate çıkar gibi, Viyana' yı kuşatmaya giden Osmanlı ordusu çok sayıda kayıp verdi, kafasını Viyana surlarına çarpıp geri döndü. Sonra Avrupalılar bizi Sakarya nehrine kadar kovaladılar. Orada onları zor durdurduk. Cumhuriyet böyle kuruldu.

    Büyük ve gösterişli cami ve külliyeler yapıldı. Ne pahasına ? Anadolu halkının sömürülmesi, aç ve susuz kalması, sürünmesi, yosulluğa ve sefalete düşürülmesi pahasına... Sonra büyük hayır (!) eserleri yaptırıp milletin gözünü boyadılar.

    Kanunî adaletli miydi ? Sanmam. İstanbul' un bir mahallesinde hırsızlık olayı olmuştu. Bir söylenti çıktı= Güya seyyar yoğurt satıcılarından biri hırsızlık yapmış... Sonra padişah bir emir yayınlıyor= İstanbul sokaklarında bundan böyle seyyar yoğurtçular gezmeye... Hırsızlık failini de bulamadılar.

    Hem Kanunî, dünyadan bihaher yaşadı. Kendi devrinde, Avrupa' nın yaptığı coğrafî keşifleri, bilimsel icatları, kültür- sanat gelişmelerini hiç merak etmedi, takip de etmedi. Ha bire savaştı, durdu. Sağa sola ordular gönderdi. Toprak alıp verdi. Fethettiğin ülkeler sanki seninle birlikte ahirete gidecek...

    Allahı' nı seversen, ne biçim padişah bu?

    Sarayında güya üçyüz tane cariye var. Televizyon yok. Bilgisayar yok. İnternet yok. Cep telefonu yok. Buzdolabı bile yok. Anadolu' nun dağlarını eşkiyalar sarmış. Onlar izin verirse, saray görevlileri, dağların doruklarından buz kalıpları toplayıp, İstanbul sarayına getirebiliyorlar. Dağ başlarını tutup haraca kesen Celalî eşkiyaları ile, koskoca devlet anlaşma yapıyor. Yoksa saraydaki bütün yiyecek ve içecekler sıcaktan bozulacak. Saray halkı açlıktan ölecek. Öyle ki, sefere çıkan ordu, eşkiya saldırısına uğramasın diye, Bursa' dan sonra tedbir alınıyor, yavaş gidiliyor. Yol güvenliğini sağlamak bile meseledir.

    Koca sarayda televizyon, bilgisayar, cep telefonu, internet bağlantısı, elektrik, buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi yoktu. Kanunî ve saray halkı bunlardan habersizdi. Kanunî bir kere bile yurt dışında tatil yapmadı. Anca savaş çıkardı. İstanbul' daki bilgisayarından, facebooka girip, mesela Hırvatistan' daki bir valisiyle, paşasıyla görüşemedi, konuşamadı.

    Oysa biz, şimdi modern çağda Kanunî' nin sahip olmadığı her şeye sahibiz. İnsan gibi yaşıyoruz.

    Kısacası, Kanunî Sultan Süleyman Hazretleri, üç kıtayı yöneten bir imparatorluğun başındaydı. Ama dünyadan ve medeniyetten haberi yoktu. Çok ibişçe yaşadı.

     

     

     

     

     

     
    Toplam blog
    : 1
    : 226
    Kayıt tarihi
    : 11.12.12
     
     

    Hacettepe Sanat Tarihi 2006 Fotoğrafçılık, Edebiyat, Tarih, Sanat Tarihi, Genel Kültür, ..