Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '13

 
Kategori
Tarih
 

Kanuni Sultan Süleyman’ın müthiş mektubu…

Kanuni Sultan Süleyman’ın müthiş mektubu…
 

Kanuni Sultan Süleyman


Kanuni Sultan Süleyman ve bir anne

Birine yardım etmek çok yerinde bir karardır.

Yapılmalıdır.

Darda kalana mutlaka yetişmeli, aman diyene koşmalı, bana yardım et diyene de ne olur ise olsun yardım edilmeli.

Elbetteki bunun içinde dürüstlük olacak.

Yoksa sokakta dilenenleri kast etmiyorum.

Bakıyorsunuz genç, sağlıklı kadın ya da erkek sizden para istiyor.

Ben bu işin çok zor olduğuna inananlardanımdır. Birinden bir şey istemek ne kadar zor iken bu insanların işi bu, meslekleri bu...

“Allah Rızası için “

Demiyorlar mı, beni kızdırıyorlar.

Allah’ın adını anıyorlarki verme zorunda olalım.

Çoğu zaman soruyorum genç bir kadın kucağında bir çocuk dileniyor.

“Sen niye çalışmıyorsun?”

O zaman sinirleniyorlar, kızıyorlar, hatta laf söylüyorlar. Hızla yanınızdan uzaklaşıyorlar.

O zaman anlıyorsunuz ki çalışmak istemiyor.

Son zamanlarda da kucağında bebeklerle yanınıza geliyorlar.

“Abla ya da abi çocuğumun karnı çok aç bana para vermeyin bakın şurada eczane var mama satın alın.”

Bunda bile bir art niyet olduğunu düşünüyorum. Açıkçası inanmıyorum yâda ne biliyim inanamıyorum.

O hale gelmişiz.

Oysa sadaka sevaptır.

Sadaka başınızda olan belaları defeder.

Herşeyi bir yana bırakın sizin içinize huzur doldurur.

 

Yaşadığımız zamanda inanmak, birilerine güvenmek ne kadar zor!

Birilerine yardım etmek!

 

Birine yardım etmek bu kadarmı zor?

 

Son zamanlarda özellikle İstanbul’da bir şey var.

“Benim o işten menfaatim yoksa kredimi niye kullanayım da filancaya filanca için istekte bulunayım.”

 

İşte bunlar beni üzüyor.

Oysa biz yardımsever bir milletiz.

Biz vicdanı olan bir ulusuz.

Çok sevdiğim mutlaka çoğunuzun bildiği bir hikâyeyi aktaracağım.

Bir anne darda kalıyor, Kanuni Sultan Süleyman’a mektup yazıyor, yardım istiyor.

 

Buyurunuz okuyunuz lütfen…

 

&

 

Alman İmparatoru Şarlken'le, 24 Şubat 1525'de yaptığı Pavye Savaşı'nda yenilerek esir düşen Fransa Kralı Fransçois ve annesi Düseş Dangolen, büyükelçi Kont Jan de Franjipan ile Kanuni'ye birer mektup gönderirler.

 

Kraliçenin mektubu şöyledir:

 

Şimdiye kadar oğlumun kurtuluşunu Şarlken'in insafına bırakmıştım. Fakat Şarlken oğluma hakaretler etmektedir. Dünyaya geçen hükmünüz, cihanın bildiği azamet ve şanınızla oğlumun kurtulmasını temin etmenizi zat-ı şahanenizden niyaz ediyorum.

 

Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman Kraliçe ve esir François'ya birer mektup gönderir.

Mektupta kısaca şunlar yazılmaktadır:

 

Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Françesko'sun. Sarayıma elçin ile mektup gönderip ve bazı ağız haberi dahi ısmarlayıp, memleketinize düşman girip, hala hapiste olduğunuzu bildirerek, kurtulmanız hususunda tarafımdan yardım ve meded istida eylemişsiniz. Padişahların mağlup olması ve hapsolması tuhaf değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Gece gündüz atımız eyerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Allah hayırlar müyesser eyleyip meşiyyet ve iradatı neye müteallik olmuş ise vücuda gele (Allah'ın istediği gibi olur.)

 

Mohaç Savaşı sonucunda dersini alan ve Viyana kuşatması ile de iyice gözü korkutulan Alman İmparatoru Şarlken, François'yı serbest bırakmak zorunda kalmıştır.

 

Kanuni'nin mektubunda dikkati çeken nokta, Fransa Kralı'na

"Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Françeskosun"şeklindeki hitabıdır.

Bu, Kanuni'nin Fransa'yı küçük bir vilayet, Fransa Kralı'nı da bir vali olarak görmesinin bir ifadesidir.(alıntı)

 

 

Allah kimseyi darda bırakmasın…

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....