Kapadokya Unesco Dünya Mirasında Yer Alıyor

Çok yakın bir tarihte Kapadokya Bölgesindeydim. Yine hayranlıkla gezdim, yine şaşırarak inceledim ve yine kendimi orada oldukça huzurlu hissettim.

değişik bir dünyada hissettiğim bu yerlerle ilgili yıllar önce Turizm adına birçok kitap yazmıştım. Bir hayli ilgi göreni;

‘KAPADOKYA – BEYAZ ATLAR ÜLKESİ’ ydi.

Orada sadece Turizmden söz etmemiştim, bu bölgenin tarihini de bildiğim ve araştırdığım kadarı ile anlatmıştım.

Burası gerçekten bir hayli önemli bir yer.

Gidenler bilirler, değişiktir burada yaşam! İnsanların hayalleri de farklıdır, tavırları da, düşünceleri de. Buranın insanı misafirperver, vefakâr ve bir hayli de kültür düzeyi yüksektir.

Burada ne zaman yaşam başlamış diye merak ederseniz

Paleolitik döneme gidersiniz. Aslında Hititler burada bayağı isim sahibi olmuşlar ama asıl farkındalık  

Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olduğunda ortaya çıkmış.

Kapadokya Bölgesi denildiğinde öyle küçük bir yer gelmesin aklınıza. Birçok şehir ve yerleşim yerleri bu bölgenin içinde yer alır. Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray ve elbette ikinci memleketim dediğim Kayseri de bu bölgede…

Burası yani Kapadokya bölgesinin oluşumu da ilginç!

Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ ki, bunlar volkanik dağlar 60 milyon yıl önce coşmuşlar, lavlarından ve küllerinden oluşan yumuşak tabakalar milyonlarca yılda; yağmur, fırtına, rüzgâr, kar, dolu ve aklınıza ne gelirse doğa olaylarından bu bölgede aşındırmalara sebep olmuşlar. Hiçbir aşındırma böylesine güzel neticeler vermediğinden! Bu bölge görenlerin inanamadıkları tablo gibi görüntülere sebebiyet vermiş.

İnsanlar oluşan bu tabakaları oymuşlar, evler, işyerleri yapmışlar, bununla da yetinmeyip yer altı şehirleri kurmuşlar.

O zamanlar Roma İmparatorluğunun baskısından kaçan Hristiyanlar için inanılmaz bir yer olmuş. Saklanmışlar, ibadetlerine devam etmişler ve muhteşem oyuklarda dışarıdan daha emniyette oldukları için de uzunca süre yaşamışlar.

Bu bölgeye gelenlerin, mutlaka yeraltı şehirlerini gezmeleri gerek.

Yerin altında bir dünya oluşturmuşlar. O kadar ki;

Manastırlar yapmışlar, kiliseler, şapeller, keşiş odaları ve daha birçok şey!

Orada yaşadıkları için yaşamın gerektirdiği yemekhaneler, depolar ve şarap yapım yerleri, yaptıklarından bazılarıymış.

Manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve keşiş hücreleri, depo ve şarap yapım yerleri bulunan mekânlar oyulmuş, duvar resimleri ile süslenmiştir.

İnanılmaz bir tarih, inanılmaz görsel şölen…

Dünyada eşi benzeri olmayan bu yer UNESCO Dünya Mirasında yer almış.

Düşünün lütfen; Göreme ve Kapadokya 1985 tarihinden bu yana doğal ve kültürel varlık olarak Dünya Miras listesine girmiş.

Muhteşem değil mi?

Nazan Şara Şatana