- Kategori
- Deneme
Kapanmayan acılar
Hani evine girer kendini koltuğa atarsın
Sıkıntılar, dertler, felaketler kapının dışında kalmıştır
Orası senin evindir kendine geldiğin güç topladığın,
Ama bazen tam kafanı yastığa koymuşken
Bir telefon çalar derinden acı, acı
Fırlarsın yerinden bakarsın telefona
Açmaya korkarsın içine bir yangın düşerse gecenin yarısı
Ürkek bakışlı suçlu gibi bakarsın
Aniden isyan eder üzülürsün, ağlarsın
Toparlanır hazırlanır gidersin bazen cenazeye
Bazen hapishaneye ya da bir meydana
Bir ölüm sessizliğinde, kelepçe veya bir sedye içinde
Haksızlığın adaletsizliğin parmakları
Kapı zillerinin üstünde dururken
Duyarsın seslerini sanki seninki çalmış gibi
İçimize bir yangın düşer kapanmayan acılarda
Güneşin ilk ışıkları gününü aydınlatınca
İçinde doğan nedensiz sevinci ve acıyı
Paylaşmak isteyince pencereni aç yeter
Ben o tatlı sessizlikte seninleyim.
Aslan Bağcı