Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '11

 
Kategori
Mizah
 

Kapat

Kapat şu telefonu kız. Dur dur baksana bir şey daha söyleyeceğim. Ben var ya ben, ben… Seni çok seviyorum. Sende beni mi seviyorsun. Tamam, haydi kapat şu telefonu. 

Dur dur bir dakika bak aklıma geldi. Ben yine işsizim kızım. Ne yapıyım adam az maaş veriyordu. Hem sigortada yapmadı. Hem onun küfrünü tafrasını kim çeker. Sonradan görme deyyus ne olacak. Hem ne demişler akrabayla ye iç alışveriş yapma. Akraba değil mi akrep soksun. Günlük on beş liraya eşek mi çalıştırıyor. Ki eşek bile günlük on beş liralıktan fazla arpa yer. Üzerine de yirmi defa gaz yapar. Hem eşek yol parası da vermiyor; sonuçta eşek bu yürüyerek gidiyor. Ha birde ben bu eşeğin neyini seviyorum biliyor musun? Çok uyanık hayvan, yolu hiç boş gitmiyor kesin üstüne birini alıyor. Uyanık işte arpa parasını bedavaya getiriyor. Tamam, öptüm haydi kapat şu telefonu artık. 

Dur bir Dakika bir şey daha söyleyeceğim. Ben var ya bu eşeğin birde neyini seviyorum biliyor musun? Gözlerini! Ama senin gözlerin onun gözlerinden daha güzel. Bir tanem benim, her şeyim, dünyadaki tek sevdiğim. Benimki de mi güzel, sen var ya sen bu dünyanın en melek kalpli kızısın. Seni var ya seni, neyse. Tamam, geç oldu. Haydi kapat artık şu telefonu, haydi öptüm gülüm. Kontör de pahalı değil mi? 

Dur dur kapatma bir şey daha var. Songül odada tek başına mı yatıyorsun. Öyle mi! Bende olsaydım sıkılmazdın değil mi? Tamam haydi kapat şu telefonu, öptüm canım hoşçakal, iyi geceler bir dakika bir dakika bir şey daha diyeceğim. Az önce bir şeyden bahsetmiştik ya, yok akraba değil. Yok yok alışverişte değil. Yok ya akrepte değil. Ya eşeği de geç zaten eşek muhabbetin içine girince birbirine karıştı. Ya gözde değil gözünü de geç. Yoook senin odanda değil. Ayıp ettin şimdi bak benim aklıma öyle şey gelir mi? Hele dur bakalım zamanı var bir evlenelim konuşmaya fırsatımız olmaz. Ne oldu Songül baban mı uyandı. Boş ver senin odaya gelmez. O kesin tuvalete kalkmıştır. Tuvalete mi girdi. Bak nasıl bildim. Nerden mi bildim. Kızım baban basur değil mi? Nerden mi biliyorum? Basur olduğunu geçen sen söyledin ya. Babam basur oldu demedin mi? Dedin. O zaman ne konuşuyorsun. Yok, kızmadım. Tamam kapat artık şu telefonu. 

Dur dur senin baban var ya. Ne mi olmuş babana. Baban mayasıl olmuş kızım. Gülme kız ne var bunda bu kadar gülecek. Çok doğal bir rahatsızlık. Her halde zamanın da acıyı çok yemiş. Sen demedin mi babam isotu çok sever diye. Songül az sonra çıkar senin ki orasını kaşıya kaşıya gider yatar. Ha bak ne diyeceğim eğer ki baban pırt diye bir ses çıkarırsa sakın korkma, doğaldır. İnanmazsan yavaşça kapıyı aç bak. Orasını kaşımazsa birde pırt yapmazsa şerefsizim. Kaşıdı mı? Ha, ha, ha… Başka ne yaptı? Utanma söyle ya, birde ondan mı yaptı. Nasıl bildim ya. Nasıl mı bildim. O da bende sır kalsın. Ne? Neyi anlatıyım? Nerden bildiğimi mi? Bırak ya gece gece… Tamam tamam sus anlatayım. Benim amcamda basurdu. O’da sürekli geceleri tuvalete kalkardı. Birde amcamda dört tane meme vardı. Ne memesi mi? Gülüm basur olunca birde meme çıkıyor. Nerden mi biliyorum. Neyi? Boş ver ya. Tamam tamam sus kız anlatıyorum. Amcam kahvede okey oynarken arkadaşlarına anlatıyordu kulak misafiri olmuştum da oradan biliyorum. Tamam, kapat artık şu telefonu. Haydi, boynundan öptüm gülüm. 

Of ne var niye kapatmıyorsun ne soracaksan sor hadi. Para mı? Evet bizim paramız yok Songül. Çalış çalış aynı işte, mücadelemiz bir kuru ekmek, ev kirası falan işte, yok kızım yok işte olmadı doğru düzgün paramız olmadı insan gibi yaşamımız. Songül baksana baban tedavi oluyor değil mi? Ne tedavisi mi? Şey tedavisi işte, basur. İyi iyi aman olsun. Para çok sizde. Songül baksana sana çok önemli bir şey diyeceğim. Alo niye sustun ne oldu. Alo Songül alo! Heyecanlandın mı? Yok, gülüm heyecanlanacak bir şey yok. Hani Songül Taa en başta biz bir şey konuşmuştuk ya Yok o değil, amcam da değil, yok kız ne basuru, yok kız ne memesi, meme nerden çıktı… Gülmesene. Eşekte değil, yok ya gözde değil, ayıp ettin Songül o da değil. Hem ben dedim ya evlenmeden asla olmaz diye. Akraba mı hah ondan önce evet evet iş. 

Songül bana iş lazım, arıyorum, arıyorum iş bulamıyorum. Tanıdık az, bu işler artık torpille oluyormuş. Bana şöyle asgari ücretli bir iş lazım. Hem baksana iş bulursam evlenmemizde kolay olur. Şimdi seni istemeye gelsem vermezler işi gücü yok diye. Hem bizimkilerde utanır işsizken seni istemeye… İş bulursam Songül hemen bizimkileri gönderirim. Songül nasıl desem, şu, şey, yani babanın yani sizin çorap fabrikasın da bana göre bir iş var mıdır acaba? Yani baban bana bir iş verebilir mi? Affedersin kendileri bana göre bir iş, yani işçi olarak yanlış anlama da sadece bir iş verebilir mi? Yani istiyorum. İş istiyorum. İşsizim kızım! Alo, alo, niye sustun ki? Neyse… 

Songül baksana benim şoförlüğümde iyidir. Songül yarın bir gitsem iş başvuru formu doldursam, yani biliyorum baban başından beri benimle görüşmene karşı ama ne yapabilirim. Çarem kesik kızım. İş bulamıyorum. Torpilim olmadan dayım olmadan kimse işe almıyor. Alo, alo, Songül sende istemez misin babanın yanında çalışmamı yani iç güveysi olarak değil sadece işçi olarak Songül, alo, baksana yarın bugün durumumuz biraz düzelirse yani evlendikten sonra, başka bir iş bulurum babanın fabrikasından ayrılırım. Alo Songül. Alo niye ağlıyorsun ki, neden seni anlamıyormuşum. Songül şimdi bana iş lazım. Tamam haklısın fakat çaresiz kaldım. Evet anlıyorum seni ama alo, alo Songül. Ne ne diyorsun? Biz hiçbir zaman evlenemez miyiz? Babana boyun eğmek mi? Seni kaçırmak mı? Ben seni nasıl kaçırırım. Alo Songül kapatma! Alo! Kapatma telefonu. Alo! Tamam, kapat kapat, kapat da ben arayayım. Kontörüm de yok ama. Songül Alo! Alo! Songül! 

Koray Yalçınkaya 

Tamamen hayal ürünüdür. :) 

 
Toplam blog
: 7
: 815
Kayıt tarihi
: 24.07.10
 
 

1980 yılında Ankara'da doğdum. Hayatımın büyük bir kısmı farklı şehirlerde farklı insanlarla geçti. ..