Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kapılar, filmler ve mutlu sonlar...

Kapılar, filmler ve mutlu sonlar...
 

O kapıdan geçebilirdim.

Ah ne korkunç oyunudur aklın, olan bir şeyin binlerce versiyonunu tekrar tekrar kurmak. Sürekli konuşur kafanda bir ses: Eğer şöyle olsaydı, eğer böyle olsaydı, eğer şunu söyleseydim, eğer bunu söyleseydim... Eğer, eğer, eğer... Ve bu eğer ile başlayan cümleler sürer gider. Hiç bir zaman bilemezsin o eğer'ler gerçekleşmiş olsaydı, ne olacağını. Ve hayat tahminler üzerine kurulu değildir.

Koş Lola Koş...

Nedir bu sorumluluk duygusu mu? Yoksa yaptığın hatayı telafi etme kaygısı mı? Tıpkı Lola'ya benziyorum. Deliler gibi koşuyor Lola. Yardım etmek ve birinin hayatını kurtarmak için koşuyor da koşuyor. Peki ben neden koşuyorum? Vardır bir sebebim içten içe bildiğim ama dillendiremediğim. Lola ile tek fark onun 3 farklı çekim denemesi sonunda herkesi mutlu eden bir sona ulaşmış olması. Ne yazık ki benim filmim tek ve provasız çekilmek zorunda. Hata yaptığımda biri "Keeees... Sahneyi yeniden alıyoruz." dese ne güzel olurdu.

Dur artık Lola...

Bu sebepsiz ve gereksiz koşmanın sonu olmalı. Olmak zorunda. Kim bu kadar koşabilir hiç durmadan. Arada bir durmak ve soluklanmak gerekmez mi? Durursam düşmekten mi korkuyorum? Ya da durmanın rahatlığına kavuşmaktan mı? Korkmadan durmayı bilmek gerek bazen... İyi ama neden yapamıyorum? Dedim ya hayat bir kerede çekilmek zorunda olan bir film. Bir kaç kez o sahneyi çekme şansımız olsa eminim hata yapmazdık. Çünkü yeni bir şansın daha olduğunu bilmek kaygıyı siler ve kaygı olmayınca genellikle hata da yoktur. Acaba böyle bir düşünme sistemi mi geliştirsem? Yani sanki bir çekim hakkım daha varmış gibi. İyi ama kendi yalanıma kendim nasıl inanacağım? Biri bana bu konuda yalan söylesin lütfen...

Lola: mutlu son...

Bütün filmler mutlu sonla bitmeli bence. Zaten hayatta yeterince acı son var. En azından, o sinema koltuğunda geçirilen iki saatin sonunda, mutlu son sarhoşluğunda ve kısa süreli yanılsama ile çıkmalıyız. Eğer böyle olsaydı tüm filmler sinemanın çıkış saatlerini izlemek ne keyifli olurdu. Onlarca gülümseyen insanı bir arada görme şansı. Bunu sevdim.

Gelecekte başka kapılar olur mu dersin?

O kapıdan geçebilirdim ama geçmedim. Ve tüm yaşananların ardından bana kalan sadece eğer ile başlayan cümleler oldu. Şimdi hazırlanmalıyım geleceğin sisleri ardındaki o gizemli kapılara. Ve doğru kapıları arayıp bulmalı bu sefer korkmadan, derin nefesler alarak geçmeliyim. Sırf eğer diye başlayan cümleleri kurmamak için bile olsa...


Fotoğraf: http://www.deviantart.com/print/1025366/

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..