Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kapımın Önüne Park Etme

Kapımın Önüne Park Etme
 

Yaşımı net olarak hatırlamıyorum. Belki 13 bile yoktu. Yazları geçirmek üzere teyzemlerle, anneannemle beraber gittiğimiz Çandarlı’daydık. Tüm aile hep beraber serin serin oturup bir şeyler yiyip keyif yapıyorduk. Bir ara teyzemin birini uyardığını duyar gibi oldum. Daha sonra ise hafiften bir tartışma… Adamın biri evin penceresinin önüne park etmeye çalışıyor, teyzemde evin önüne park etme diyerek onu uyarıyordu. Adam ters cevap verince önce babam sonra eniştem paldır küldür çıktılar dışarı, adamın üzerine yürüdüler. Adamla küfürleşmeye başlayınca adam bastı gaza kaçtı, arkadaşlarını toparladı. İş ciddiye binmeye başlayınca ayağımda terlik dahi olmamasına rağmen koşturmaya başladım; gittim jandarmaya haber verdim böyle böyle diye. Babamın sinirlendiğinde ne derece delirebileceğini bildiğimden işin sonu da kötü bir yere varmadan birinin dur demesi lazımdı. Plakasını verdiğim araba jandarma tarafından durduruldu, adam ve arkadaşları gözaltına alındı…

***

O günden beridir de uyuz olurum şu park meselelerine. Evin önü, dükkanın önü, tezgahın önü, bakkalın önü!

Herkeste kendince bir kural yaratma çabasıdır gidiyor. Kimi koca bir kaldırım taşını koyuyor evinin önüne, kimi plastik bir reklam panosu ile dükkanının önünü kapatıyor. Maksat yabancı araç park etmesin.

İşi olanı düşünen yok. Park etme özgürlüğü açıkça kısıtlanırken vatandaşa, devlete ait olan yol birtakım kişilerce apaçık işgal ediliyor.

***

Bugün, yaşadığım ilçede, arabadaki bir bebek arabasını apartmana bırakabilmek için iki sokak arasında tam 4 defa turladım. Amacım arabadaki bebek arabasını apartmana bırakıp sonra eve geri gelmekti. Ancak yol boyunca sıralanmış arabalardan park edecek yer bulamayınca sokağın başına yöneldim. Sokağın başında yeni açılmış pastanenin reklam tabelaları sayesinde 3-4 araçlık yer ayrıca işgal edilmişti. Aslında boşta duran ancak reklam panoları ile ihtisaslı müşterilere ayrılan bu alana giremeyince üstüne bir de daracık sokakta arkamda beliren arabaları da görünce fırıldak gibi döndüm durdum.

Daha öncede kısacık işleri halletmek için esnaf takımının işgalindeki yerlere araba park etmek yüzünden karıştığım sayısız tartışmanın ürküntüsüyle garip bir hal alan ruhum, içten içe dertlendi. Belediye ne iş yapar, vatandaş kimdir, bu kişiler nasıl bir psikolojiye sahiptir diye sordum sordum durdum.

En sonunda bebek arabasını bulduğum ilk fırsatta apartmana bırakıp tekrar yola çıkıp rahatladım.

***

Bu derece kapısının önünü sahiplenen insanlar biraz da kendi kapılarının önlerini süpürseler olmaz mı acaba?

A.Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..