- Kategori
- Dostluk
Kapını çalmaya geldim...
Yüreğim tarumar figanlarda , ruhum özgür olma çığlıklarında bocalarken , bir bardak sıcak çayın demine ihtiyaç takiplerindeyim…
Güzel kokan bir bardak çayın deminde yoğrulmak , tüm sıcaklığını ruhuma sızdırmak , son yudumlarında ruhumu ısıtma hallerinin özlemindeyim…
Devrik cümleler uçuşurken beynimde , kanatırken devrikliği , kilit vurduğum , yoğrulduğum , beyin karmaşası yaşatan sıkışık zerzeniş titremelerimde , ben bir bardak çayın hayallerinde ruhumu çevirip sana , dosta ilerleyen kalbin rotasındayım…
İçimi dökmenin , boşalmanın sınırlarında dolanırken , ben dostun sıcak sesinde , ikramı hoş demli çayında kaybolmak isteğindeyim…
Evinin kapısını açık tut bana , her yıkılışımda , kapının önünde bitiveren , ısınmaya muhtaç , bir yüreğim…
Aman !...bugünlük kapını benden başkasına açma , ben senin sesinde boğulmayı tercih edenlerdenim ,
inandığım yüreğin etrafında , tarumarlığımı sergileme hevesinde , bencilliğimin ise ; en üst yüzdelerindeyim…
Bir bardak sıcak çayın serabıyla , peşmurde gecelerin seyrinde ilerlerken , dostta kaybolacağına inandığım yüklerimden , feragat etme hafifliğindeyim…
Biraz daha geç kalsam ; yoğunlaşıp , yoğunluğuna dayanamayıp , sokak ortalarını sırılsıklam yapan , boşalmaya ihtiyacı olan bulutların özelliğine bürüneceğim…
Ortada ; ne sıcak demli çayın hayali , ne yüklerimden feragat etmenin hafifliği kalmayacak , caddeler ıslanacak , sokaklar selime engel olamayacak , telkin etme heveslisi de değil sokaklar dost gibi , beni şuracıkta çevreye verdiğim ıslaklıktan dolayı yargılayacak …
Ahh !....bir yetişsem , şu tarumarlığın altında boğulmadan , demli çayının hazzına bir ulaşabilsem, elimi uzatabilsem kapının ziline , o sesi bir duyabilsem , aceleciliğime gereksinim saflarında gezinmeyeceğim…
Ben ; dosta atılan adımlarda , ulaşamama korkusu yaşarken , dost demli çayı Tanrı Misafiri gelir kültürüyle hazırlamış mıdır ?
Evde midir ki ? ya oda ben gibi sıcak bir demli çayın sevdasına , başka dostlara yelken açmışsa…
Yok ! evdedir… olmasaydı bende bitiverirdi oda , tıpkı benim yaptığım gibi , bizim bizden başka kimseyiz yok ki…
Dost demişiz , can bilmişiz , en dar zamanların , sabahı bulmaz karanlıkların içinde boğulurken , bir bardak demli çayın hatrına , güneşleri getirmişiz karanlık gecelere…
Ruhumuzun en hazin öykülerini birlikte ezberlemiş , o öykülere türküler bezemişiz…
Her seçtiğimiz türkü , birimizden birini yansıtan öykünün tınılarıyla hayat bulmuş , yaşam yolculuğumuzun adına bürünmüş , bizi bize hatırlatan melodiler olarak , müzik raflarımızda yer almış…
Evdedir ve ben o evin huzur kokan salonunda , sıcak bir bardak demli çaydan nasibimi almaya adamış gönlümle, yol vermişim önüme…
Kapını çalmaya geldim…
Bir yudumluk demli çayının ikramına muhtaç gönlüm , bana kapını açık tut hep , sende son bulsun yalnızlıklarım, çığlıklarım , efkarım , deli dolu haykırışlarım ve sevdalarım….
Dost kadar özel , dost kadar can , dost kadar sahi olabilmek ve hepimizin sahici dostta yelken açması ümidiyle….