Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Kapitalizmdir o…

Kapitalizmdir o…
 

Manzarayı olanca yalınlığıyla ortaya koyarsak çıkan sonuç şudur: Bir iktidar emek kesiminin haklarını elinden alan, çalışma şartlarını daha da ağırlaştıran bir yasa tasarısı hazırlar; bu haksızlığa karşı sesini çıkarmak isteyen emekçi kesimse yine aynı iktidarın polis gücü tarafından dövülür, itilir, kakılır, gözaltına alınır, kış günü tazyikli sularla yıkanır… 

Kapitalizmdir bu, başka düşman aramayın boşuna… 

O iktidar da, o polis de, o meydanda hakkını arayan emekçiler için ‘terbiyesizler’ diyen yandaş köşeci de kapitalizmin taşeronundan başka bir şey değildir… 

Artık düşmanın adını koyalım… 

Kapitalizmdir o… 

Ali Murat Özdemir, Ulusların Sefaleti adlı kitabında, ‘Güler yüzlü kapitalizm yoktur’ der, ‘kapitalizm hep bazılarına güler ve hep çoğunluğu ezer’. Bilmem ki bizim şu, kapitalizmin yüzüne gülücük kondurma derdindeki ‘solcu’larımız bir şey anlar mı bu sözden? Yoksa onları bir kenara bırakıp biz işimize mi bakalım? 

Bir kişiyi dahi kenara bırakabilecek lüksümüz var mı bugünlerde?... 

Sen aslolan insandır desen ne fayda… 

Aslolan canlılardır, doğadır; kimin umrunda… 

Aslolan paradır, gerisi yalandır diyen sistemin çizdiği sınırlar içinde dağıtılmış olan rollerimizde, bizlere hep sınırlı haklarımızın da gaspına karşı mücadele etmek düşüyor, sonra polis copları, biber gazları, tazyikli sular… 

Meydanlara dökülmeyenler farklı mı?.. 

‘Bunlar ne de olsa dindardır’ deyip de AKP’ye oy atan ve hala akşam evine ekmek alamazken, iki yakasını bir araya getiremezken, üç kuruşa üç kişilik mesai yapanla; o meydanlarda AKP karşısında hakkını arayan arasında fark var mı? 

Biri cahil, diğeri bilinçli… 

Ama ikisi de kapitalizmin çarkları arasında yaşam mücadelesi vermekte… 

Douglas Dowd, Kapitalizm ve Kapitalizmin İktisadı adlı eserinde Marks’ın o sözünü biraz değiştirerek şöyle der: ‘Her renkten ve ırktan çalışan erkekler, kadınlar ve çocuklar, birleşin!’ 

Başka çaremiz yok, birleşeceğiz… 

Bu mücadelede en öne sosyalistler düşecek… 

Onları gerçek anlamda halkçı Kemalistler izleyecek… 

Sokak sokak, kapı kapı dolaşacağız… 

Bilmeyene anlatacağız… 

Anlamayana bir daha anlatacağız… 

Çünkü biz mücadele etmediğimiz sürece, doymak bilmez o canavar daha da geliyor üzerimize… 

Ve kendisini durduracak bir güç ortaya çıkıncaya kadar bu zulme devam edeceğini de biliyoruz… 

Bu yüzden artık kendi köşelerimizden entelektüel masallar anlattığımız dönemleri arkada bırakacak, siyasi kibirlerimizden arınacağız… 

Cephe cephe diyoruz ya işte, o canavar karşısında bir tek kişiyi dahi dışarıda bırakmaksızın bir cephe oluşturacağız… 

Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı… 

Çünkü artık başka yol yok… 

Özdemir, biraz yukarıda bahsettiğim kitabının bir yerinde de şöyle der: ‘Artık hiçbir aklı başında üniversite öğrencisi, memur ya da işçi, karşısına geçip piyasa düzeninin ve onun en uygun kılıfı olarak sunulan hür demokratik parlamenter sistemin (ve bunun ‘radikal’ versiyonlarının) herkese belirli bir ölçüde ‘insanca’ yaşama imkanı sağlayacağını iddia edenlere iyi gözle bakabilecek durumda değildir. Bu iddianın sahipleri, meczup değilseler eğer, vurdumduymaz kategorisine (ve daha nicelerine) girebilirler…’ 

Ne meczubuz… 

Ne vurdumduymaz… 

Tam tersine,  

İnsanlığa, doğaya ve tarihe karşı kendisini hep sorumlu hissetmiş yurttaşlarız. 

Ve tam da bu yüzden, kapitalizme karşı bireysel yahut sınıfsal bir direncin ülkemizde yeterli olmadığını, o aşağılık canavara karşı hiçbir ayrım yapmadan halkı örgütlememiz gerektiğini görüyoruz… 

Kim bilir… 

Belki de kavga yeni başlıyordur… 

Taylan ÖZBAY 

Telgrafhane.com Yayın Yönetmeni 

 
Toplam blog
: 74
: 1874
Kayıt tarihi
: 06.05.07
 
 

Zonguldak’ta doğdu. On altı yaşından beri çeşitli yerel, bölgesel ve ulusal gazete-dergilerde, ay..