Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Kaporta, imaj, makyaj, maske, prezentablite!

Kaporta, imaj, makyaj, maske, prezentablite!
 

Malum devir “Ye kürküm ye devri”. Kaporta acaip önemli. İmaj her şey, susuzluk ise hiçbir şey. İmajın kadar varsın. Arabalar dahi Şahin görünümlü Doğan. Ne görünüyorsan o’sun. Kapitalist devirde imajı olmayana artık ne kız veriyorlar, ne iş.

Saten kumaştan elbiseler giymiş eşekler dolaşıyor piyasada.

Nice insanlar görüyoruz, üzerlerinde doğru düzgün giysisi yok. Nice giysiler görüyoruz içerisinde doğru düzgün insan yok.

İnsanın kaynak olarak görüldüğü bu devirde insan kaynakları fonksiyonuna göre işe alım mülakatları yapılır. Adayların kılığına, kıyafetine, boyuna, posuna, endamına, imajına, dişlerine bakılır.

Bu devirde “Prezentabl” olmak in!

Sevgili potansiyel köle adayları,

Rakiplerinizin arasından nasıl sıyrılacaksınız siz kuzum? Niye sizi işe alsınlar?
Binlerce aday var, niye sizi seçsinler?

Ürün sizsiniz. CV’niz reklamınız. Sosyal ortamlarda “business card”ınızı verirsiniz, namınız ortamdan ortama yayılır. Hadi, kendinizi pazarlamaya hazır mısınız?

Sizde ne numaralar var? Hangi bilezikleri taşıyorsunuz? Kaç diliniz var? Kişisel gelişime inanıyor musunuz? Sinerji, takım çalışması, beyin fırtınası, konsept, inovasyon, kreativite nedir bilir misiniz siz?

Neyse efendim, bu hamur daha çook su götürür. Bari ben işi geyiğe sardırayım yoksa bu işin içinden çıkamayacağım.

Mülakattasınız. Unutmayın imaj her şey. Prezentabilite önemli tabii. Sakın ha, tevazu göstermeyin; sonra gerçek sanırlar.

Kişiliğinizin eksik yönlerini kapatmanız lazım. Sizin de bir imajınız olsun. Bu acımasız kapitalist sistemde eksik yönlerinizi güçlü yönleriniz olarak görmeyi ve göstermeyi bilmelisiniz. Peki nasıl olacak bu?

İşte aşağıda sizin için mülakat stratejileri:

Her olmazın bir oluru vardır. Yapacağınız iş çok basit arkadaşlar: Madalyonu ters çevireceksiniz: Her zayıf yönünüz aslında güçlü yönünüz. En azından mülakat boyunca: )

Çaktırmayın. Tevilden kim ölmüş? Biraz makyaj cildi bozmaz dostum!

Hangi durumda ne söyleyeceğiniz aşağıda yazılı, hazır. Haydi kendi kişiliğinizi ve eksik yönlerinizi bulun. Ve böylece eksilerinizi sihirli imajınızla artılara çevirerek sinerji yakalayın!

Bilmeyene hatırlatalım, bunun adı “image management”.

İŞ MÜLAKATINDA GİZLİ YETENEKLERİNİZ!

TAKINTILI:

Eğer takıntılı derecede titiz iseniz (dolabınızda her şeyi alfabetik sıralıyorsunuz, sabunu da defalarca yıkıyorsunuz ? )

“Organizasyon ve planlama yeteneğim çok iyidir. Detaylara önem verir ve yaptığım her işte mükemmeli yakalamaya çalışırım.”

TEMBEL:

Eğer aşırı tembelseniz, işleri sürekli erteliyor ve son geceye bırakıyorsanız:

“Baskı ve stres altında çalışabilirim, acil yapılması gereken işleri hemen yetiştiririm.”

İNATÇI:

Eğer dik kafalıysanız ve yanlışınızı asla kabul etmiyorsanız:

“Çok kararlıyımdır. Hedefime varmak için sonuna kadar mücadele ederim. Projeyi mutlaka sonuca bağlarım.”

TUHAF:

Arkadaşlarınız size biraz kafadan çatlak, kaçık diyorlarsa:

“Sıradışı bir perspektifim var. Herkesten farklı ve yenilikçi olmayı severim. Kreatif düşünürüm, özgür bir sanatçı ruhum var.”

KAVGACI:

Bam güm her doğruyu her yerde söylüyorsanız, lafa bodoslama dalıyorsanız ve herkes sizden korkup kaçıyorsa:

“Ben samimi iletişim kurmayı severim, açık sözlüyümdür. Hep doğruyu söylerim. Kendime çok güvenirim Zorluklarla başedebilme konusunda yetenekliyim.”

ÇOK HAVALI:

Herkesin sürekli dikkatini çekmeye çalışıyorsanız, sürekli kendinizi ve başarılarınızı anlatmaya bayılıyorsanız:

“İletişim ve pazarlama yeteneğim çok güçlüdür. Herkesle kolayca iletişim kurarım. Kendimi rahat ifade edebilirim.”

GEVEZE:

Ağzınıç hiç durmuyor, vır vır sürekli nefes almadan konuşuyorsunuz, etrafınızdakilerin başı ağrıyorsa:

“Topluluk önünde konuşmayı severim. Çok iyi hatibimdir, kendimi dinletirim. Sunum yapma ve sözlü iletişim becerilerim çok güçlüdür. Herkesi kolayca ikna edebilirim.”

GAMSIZ VE KARARSIZ:

Canlı cenaze gibi iseniz. Hemen hiçbir olayı önemsemiyorsanız. Heyecanlandığınızı gören olmamışsa, dünya yıkısa umurunuzda olmayacak sanki:

“En stresli durumda bile sakin kalabilirim. Sükunetimi ve metanetimi hep muhafaza ederim. Her koşula uyum sağlayacak kadar esnek bir yapım vardır. Ancak harekete geçmeden önce meseleyi etraflıca düşünürüm ve tam hazır hissetmeden harekete geçmem.”

ALINGAN:

Havadan nem kapıyor ve hemen herkese küsüyorsunuz. Aşırı duygusalsınız, zırıl zırıl ağlıyorsunuz:

“İnsani duygularım çok kabarıktır. Merhametli ve sevgi doluyum. Çok hassas tabiatlı ve şair ruhluyum. İncelik ve nezaket benim için çok önemlidir.”

GERGİN VE AŞIRI CİDDİ:

Her şeyi gereğinden fazla ciddiye alıyor ve hayatı hem kendinize hem de etrafınızdakilere çekilmez hale getiriyorsunuz:

“Çok dikkatli ve titiz bir insanım. İşimi sevmemin göstergesi işimi ciddiye almamdır. Bütün seçenekleri değerlendirir ve projeyi mükemmel bir biçimde tamamlamayı amaçlarım. Ayrıntılar, takip, ölçümlemeler konusunda bana güvenebilirsiniz.”

DRAMATİK VE MARJİNAL:

Kendinizi bir dramada başrol oyuncusu gibi görüyorsunuz. Her olayı ajite ediyor, aşırı tepki veriyor ve dramatize ediyorsunuz:

“Hayal gücüm çok geniştir. Kreatif düşünme yeteneğim çok güçlüdür. Harika ve sıradışı fikirler üretirim.”

KAFADAN ÇATLAK:

İşkoliksiniz. Çalışa çalışa kafayı yemiş, balatayı sıyırma noktasına gelmişsiniz:

“Yaptığım işi delicesine severim. İşime tutkuyla bağlıyımdır. Bu konuda çalışmak için yaradılmışım sanki.”

AŞIRI UTANGAÇ VE İÇİNE KAPANIK

Yeni biriyle tanışmak size zulüm geliyor. Topluluk önünde konuşmak ise sizin için tez savunması kadar sancılı. Her işinizi yalnız yapıyorsunuz:

“Ben içten motivasyonu yüksek olan biriyim. Bağımsız olarak ve kimsenin yol göstermesi olmadan çalışabilirim. Yazılı iletişimim çok güçlüdür.”

AŞIRI KÖTÜMSER:

Bir damla yağmur yağsa başınıza düşeceğine inanıyorsunuz. Bardağın hep boş tarafını görüp etrafınızdaki insanların moralini çökertiyorsunuz:

“Risk yönetiminde çok iyiyimdir. Bana güvenebilirsiniz, her tür olumsuzluğa karşı tedbirli ve hazırlıklı davranırım. Kriz durumlarıyla rahatça başedebilirim.”

İşte böyle dostlar. Kim demiş kendiniz olun diye? Herkes maske takıyor, siz takmışsınız çok mu?

Bu devirde çok ses çıkarın, sizi adam sansınlar. Bir yapın, on satın! İmajınız kadar varsınız, bunu unutmayın! Rakiplerinizden üç adım öne geçin! Gerekirse çelme takın!

Vahşi kapitalizmin acımasız çarkları arasında ezilmeyin, kendinizi ezdirmeyin, siz başkalarını ezin.

Güler misiniz, ağlar mısınız bilemem ama artık böyle bu işler!

 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..