Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Kar Kırmızı Hocalı- Hocalı Katliamı

Kar Kırmızı Hocalı- Hocalı Katliamı
 

@oyatekin o gece biz ilk kes ermeninin turke nefretinin boyutunu gorduk,anladik ve sarsildik,bu vahset idi.

@oyatekin 1992 ci-ilde hocali katliyamida cocuklari kaz borularina doldurub sonra onun agzini baglayib oda atirdilar diri-diri yanirdilar

Bu sözler Hocalı Katliamı’na dair iki okurumun sözleri. İsimlerini kendilerine sormadığım için vermiyorum ama cümlelerini aynen veriyorum.

Yakın tarihimizin kanlı katliamını dile getiren bu sözleri. Bugün 21. yılında Hocalı Katliamı.

Birçok yerde acıyla hatırlanarak, unutturulmamaya çalışılıyor bu katliam.

Bizde bilmeyenlere yakın tarihimizin bu ayıbını anlatalım ya da unutanlara ısrarla unutturmaya çalışanlara hatırlatalım.

Sovyetler Birliği’nin son günlerini yaşadığı 1988’de Azerbaycan-Ermenistan arasında patlak veren altı yıl süren savaş sonrasında Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etmiş, 1 milyondan fazla Azerbaycan vatandaşı iç kesimlere göç ederek hayatını zor şartlar altında sürdürmek sorunda kalmıştır.

Ermeni güçlerinin 1991’in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 2 bin 605 ailenin, toplam 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasabaymış o zamanlar. Aralık 1991’de Karabağ’ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenililerin bir sonraki hedefi, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı’yı ele geçirmektir.

Hocalı’nın etrafındaki bütün köy ve yolları tek tek ele geçiren Ermeni güçleri, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını da keser. Diğer bölgelere tek ulaşım bağlantısı olan helikopter ulaşımını da 28 Ocak 1992’de, Şuşa Ağdam seferini yapan helikopteri vurmalarıyla ortadan kalkar.

Bu olayda, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybeder.

Ocak ayının başlarından itibaren elektrik enerjisi de kesilen Hocalı’nın savunması, sadece hafif silahlarla silahlanmış yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerlerinden ibarettir. 25 Şubat 1992’den itibaren Hocalı’ya saldırıya başlayan Ermeniler, bölgede bulunan Sovyet ordusunun Zırhlı Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak, şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tutar. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek olan “Hocalı Katliamı” yaşanır.

Bu savaşın, hafızalardan silinmeyen en acı olaylarından biridir Ermeni güçlerinin 26 Şubat 1992’de Hocalı’da yaptığı katliam.

Resmi verilere göre, Hocalı Katliamı’nda savunmasız durumdaki 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetmiştir.

Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulurken, Ermeni güçleri bin 275 kişiyi rehin almıştır. Bunlardan 150’sinden haber alınamamış, esirler yıllarca uluslararası kurumlardan gizli olarak köle gibi çalıştırılmış, hatta esir kadınların fuhşa zorlandığı haberleri bile alınmıştır.

Katliamdan sonra bölgeye giden yabancı basına yansıyan görüntülerse şu şekildedir;

14 Mart 1992 tarihli Fransız “Le Monde” gazetesi katliama dair, “Ağdam’da bulunan basın mensupları, Hocalı’da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi görmüşler. Bu, Azerilerin propagandası değil bir gerçektir” ifadelerini kullanmıştır. Rus “İzvestiya” gazetesi ise 4 Mart 1992 tarihli sayısında “Kamera kulakları kesilmiş çocukları göstermiştir. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu” ifadelerine yer vermiştir. Benzer tasvirler İngiliz, Ukrayna, Bulgaristan ve daha birçok yabancı medya organında da yer almıştır.

Katliam sonrasında ise Ermeni çetecilerin yaptıklarından bir kesit.

İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdir. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı: -Asixn ma/, çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek... (Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...) Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa, başı da orta yere düşmüştü...

Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu olay ve benzerleri Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 21 yıl önce yaşandı. Bu olay Ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır. İfadeleri aynen verdim.

Tüm dünyanın gözleri önünde meydana gelen Hocalı Katliamı’na, uluslararası kurumlar ise sessiz kalmayı tercih etmişlerdir.

BM Güvenlik Konseyi 1993’de 4 karar kabul etmiş olsa da, bu kararlar Hocalı Katliamı ile ilgili değil, “Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiğine” yöneliktir.

Ünlü Ermeni yazar Zori Balayan, kendisinin de bizzat katıldığı katliamı, “Ruhumuzun Dirilişi” isimli kitabında ayrıntılarıyla anlatmakta bir sakınca görmemiştir.

Azerbaycan ise, Ermeniler tarafından yapılan bu katliamın “soykırım” olarak tanınması için dünya çapında kampanya başlatmışlardır. Meksika Senatosu, Pakistan Senatosu, Kolombiya Parlamentosu, Çek Cumhuriyeti Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, ABD'nin Teksas, New Jersey, Massachusetts, Georgia eyaletlerinde kabul edilen kararlarda Hocalı Katliamı “soykırım” olarak nitelendirilmiştir.

Peki, bu yeterli midir?

Ermenilerin bizlere karşı yürüttükleri lobilerle soykırımı kabul ettirmek için verdikleri mücadelenin yanında maalesef ki yetersizdir.

Onlar kendilerine yapılanı bir soykırım olarak nitelerken, yakın tarihte kendilerinin bizzat yaptıkları bu eylemi bir gurur göstergesi olarak kitaplarına almaları iki yüzlüğüne ortak olanlar ise başka bir ayıbın parçasıdırlar.

Resmi rakamlar 613 kişi dese de o gün ölenlerin sayısının 1300 olduğu bilinmektedir.

Hocalı kana bulanırken sessizliğe gömülenler bugün yine aynı sessizliktedirler.

BM bu konuda bir şey yapmamıştır. Peki, Türkiye? Türkiye de havanda su dövmüştür. Bu soykırımı kabul ettirmek için Türkiye de bir şey yapmamıştır.

Yani Azerbaycan bu haklı mücadelesinde 21 yıldır tek başınadır. Siyasi arenada göstermemiz gereken birliği bu olayda yeterince gösteremedik ve dünya gündemine oturtamadık bu soykırımı.

Şimdi Hocalı Katliamı’nın 21. Yılında düzenlenen etkililiklerle hatırlıyor, hatırlatıyoruz peki yarın 27 Şubat olduğunda Hocalı Katliamı’na dair ne olacak elimizde? Soykırım olduğunu kabul ettirmeden orada ölenlerin ruhları rahat edecek, kalanların acıları dinecek midir?

Yapılan etkinlikler buna yetecek midir?

AB projesi kapsamında Aydın ve İzmir’de kalkınma ajanslarını ziyaret eden Kosova Belediye başkanlarından oluşan bir heyet ve “Sözde Ermeni Soykırımı, Karabağ sorunu ve Hocalı” konulu panel için İzmir’e gelen Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu da ziyaret etmiştir.

İzmir bu anlamda fazlasıyla duyarlı panelde bir kez daha katliam konuşulacak, hatırlanacak ama yine biz kendimiz söyleyip kendimiz dinleyeceğiz.

İşte bunu aştığımız gün tüm dünyaya dinlettiğimiz gün Hocalı’da rahat uyuyacak. Ogünlerin biran önce gelmesi dileği ile Hocalı Katliamı’nda ölenleri anıyor ruhları şad olsun diyorum. Sizi unutmayacak, unutturmayacağız bir gün dilerim bu zulmü tüm dünyaya da soykırım olarak kabul ettireceğiz…

 

oyatekin@gmail.com                

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..