- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kar yağarken
Savaşta yan yana çarpışan askerlerden biri kurşunu yiyip ölünce, onun yanında sağ kalan askerin ilk hissettiği duygu, sevinç ve mutluluk olurmuş, bilinç altı olarak.
O ilk ana ait duygu insan psikolojisinin garip özelliklerinden biri işte…
Öncelik ölene üzülmek değil, ölmediğine sevinmek.
İnsanevladının fıtratı, egosu, doğal dürtülerinden biri. “Önce can” misali…
* * *
Sıcak evde, kaloriferin yanında pencereden dışarıyı izlerken bir an yazının başında bahsettiğim savaşta sağ kalan askerin durumuna düştüm.
Yağan kar, oluşan beyazlık, hissettirdiği soğuk, yarattığı birçok mahrumiyet benden uzak olduğu için anlık olarak mutluluk hisettirdi. Sonra da acı acı düşündürttü ve içimi soğuttu…
Evet yağarken kar,
Kimileri bundan eğlence, neşe, sevinç, mutluluk arar…
Ve içlerine benzer güzel duygular dolar.
Fakat ne var ki…
Birçoğuna ise dert olur, bela olur, acı olur, yoksunluk-mahrumiyet olur;
çaresizlik, isyan ve mutsuzluk olur yağar.
Karın beyazı kapkara bir kabus olur dünyalarına.
Yani kimine beyaz yağar, kimine ise kara.
Çoğuna güzellik yaşatan bu mesim özelliği, bu kışın kışlığı; birçoğunda da nefret oluşturan düşman gibi algılanır, çeşitli silahlarıyla kendisini yok edeceğini hissettirir.
Isıtılamayan ev, mevsimsel bulunamayan iş, pişirilemeyen aş, soğuktan korunamayan ayak, beden, baş… Daha da ötesi, beden üşümesinden ziyade hissettirdiği iç soğukluk ve donan yürek…
Yoksulluğun ve yoksunluğun kahreden ezikliği…
Hele çok şeye sahip olanları görerek, etrafında kendisinden farklı ve iyi yaşamlara şahit olarak…
* * *
Bunları düşününce,
Camdan dışarı bakıp, iyi ki sıcak evim, işim, aşım var diye hissettiğim o ilk andaki huzur ve keyif, sanki utanıp biryerlere saklandılar..
“ Bunu yaşayamayanlara ayıp olur.” der gibi…
Sonra da aklıma, C.S.Tarancı’nın şiiri takıldı :
………….
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun…
……………….