Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kar

Kar
 

Zar zor açabildiğim gözlerimle camdan dışarıya baktım dün sabah. Gökten kar yağıyordu sanki hiç dinmeyecekmiş gibi. Bir süre camın önünde durdum ve beyaz, akışkanlığını kaybetmiş yağmur tanelerinin evin önündeki ağaçları kardan bir örtüyle sarıp sarmalamasını izledim.

Beyaz rengin insanda yaptığı çağrışımlar ne kadar güzel değil mi? Masumiyet, temizlik, saflık gibi… Sıcak yatağıma dönüp gözlerimle hiç es vermeden akan beyazlığı izlerken keşke dedim, keşke yeryüzünde ne kadar karanlık ve pislik varsa hepsini temizlese kar; tüm saflığı ve beyazlığıyla dezenfekte etse yeryüzünün her noktasını, insanın burnunun direğini sızlatan kekremsi kokunun üzerini doğanın mis ve amber kokularıyla yok etse.

Dilekler… dilekler…. Hep bir şeyler diliyoruz tüm içtenliğimizle. Ne zaman dıştan gelen bir uyarıcı bizi etkilese ve içimizde nefes alıp veren o hassas noktayı titretse adeta şair kesiliyor konuşup duruyoruz kendimizle. Neden çoğu kez sadece bir hezeyandan ibaret kalıyor ki bu iç seslerin söyleşileri? Neden gerçekliğe dönüşemiyor tüm kalbimizle dilediklerimiz?

Kar yağmaya devam ediyordu ben bu düşünceler arasında "surf" yaparken ve ben kendimi yorgun, bir şeyleri sorgulamak içinse çok ama çok bitkin hissediyordum. Sonunda uykunun uyuşturucu etkisine teslim etmeye karar verdim hezeyanımı. Üzerime çöken ağırlıkla gözlerim git gide kapanırken yine de son bir gayretle bir şeyler dilemekten geri durmuyordum: “Beyaz kar tüm güzelliğinle ve temizliğinle alıp götür dünyada ki tüm kötülükleri. Ört üstünü acıların, haykırışların, savaşların, felaketlerin. Ama sadece kamufle etmek için çekilmiş bir örtü olmasın bu, kökünden yok etsin her ne varsa insanoğlunun içini acıtan. Tüm acılar bitsin, her şey yeniden başlasın. Beyaz kar hadi bir gayret ört üstünü her şeyin: Savaşları ört, yoksulluktan bir deri bir kemik hale gelmiş insanların bakışlarını ört, ört sel sularında boğulmuş çocukların çamurlu bedenlerini, bunları gören gözlerimizi ört. Ört; her şeyi ört ki hayat yeniden başlasın”.

Zihnimde beyaz kar tanecikleri dans edercesine dönüp dururken uykuya daldım yeniden. Düşler dünyasının kapıları ardına kadar açıldı, içeri girdim hiç çekinmeden. Düşler dünyasında beyazlığın, saflığın ve güzelliklerin hüküm sürdüğü bir hayat yaşanıyordu. Hiç bir acı ve kötü koku girmiyordu içeriye. Doyasıya izledim düşler dünyasındaki dünyayı gönül perdemde. Hiç ama hiç istemedim yeniden uyanmayı.

Blog resim: http://thomashawk.com/hello/209/1017/1024/Snow%20and%20Clouds.jpg

 
Toplam blog
: 130
: 5076
Kayıt tarihi
: 08.08.06
 
 

Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümü mezunuyum. Şu anda Marmara Üniversitesi ..