- Kategori
- Deneme
Kara benizli çocuk
Kara benizli bir çocuktum; büyüdüm ve hayallerimi sığdıramadım şu yüreğime. Bilemediğim nedenlerim vardı. Cevabını şu an bulamadığım bir sorun için gelmiş olmalıydım şu dünyaya. Tanrıyı aradım önce sonra yüreğimde buldum her gün daha çok sevdim. Tanrım sevgiydi, aşktı, merhametti... Paylaştıkça çoğalan sadelikti benim gözümde. Kır çiçeğim, toprağım, özümdü her geçen zamanda ona gidiyordum. Beni unutup bize gitmek istiyordum. Bizlikten gelen tekliğin doğruluğuna inanıyordum çünkü. Varoluş sebeplerimizi anlayamadığımız şu hayatta sorunlarımız, çözümsüzlüklerimiz olacaktı; kaçınılmaz olan budur zaten. Varoluşumuzdan korkup egomuzu daha fazla güçlendiriyorduk.Ego ise ona yenik düşmüş olmamızın zevkiyle sırıtıyor.
Havva ve Adem’in ilk günahı gibi hayatımız. Benliğimiz,isteklerimiz ve günahlarımız… İsteklerimiz olacak fakat özümüzü yok saymadan; açlığımızı egonun kurbanı etmeden bir çözümü olmalı. Sevmenin bizi nasıl büyüttüğünü ve güzelleştirdiğini görememek sadece egonun karanlığında olmakla ilgiliydi. Hayat hırçındı verdiklerini almak istiyordu.Almak istedikçe kendini unutuyordu. Unutulan hayatın hikayesiydi yaşadıklarımız.
Yılların tortusu var üzerimde şimdi;silkelenmek istedim. Kolay değil elbet yaşanılmışlıklar birer bellek oluşturmuştu hayatımda. Öğrenilmişlikten kurtulmak için güçlü bir irade gerekiyordu;yaşadığım her an ben’i çağırıyordu.Özüne gel ne olursa olsun özün ol. Doğruya gidiyordum ve yalnızdım; korkuyor muydum evet biraz fakat ya cesaret.... Korkularımın ruhumu zincirlemesine daha fazla izin veremezdim. Gerçeklikler, korkular, bilinçler hepsi birer yanılsama mıydı hayatımızda. Adı geçen şu zamana ihanetim büyüktü; yeterince anlayamadığım için. Oysa dünyam ne büyük ve de sonsuz bir sevgiydin sen... Sen’i görmeye geldim... Sende kaybolmaya geldim...