Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kara çarşaflı CHP

Kara çarşaflı CHP
 

CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın bazı çarşaflı hanımların CHP’ye katılması nedeniyle kendilerine törenle parti rozeti takması çok tepki çekti. İzleyebildiğim kadarıyla CHP’nin bu yöndeki "açılımını" alkışlayanlar çoğunluktaydı. Başta da Recep Tayyip Erdoğan. Ben başbakanın CHP’yi neden alkışladığını biliyorum.

Bu arada, bu "açılım" kelimesine yabancıyım. Yenilik, değişim gibi bir şey sanıyordum, şimdi sözlükten baktım "bakış açısı" demekmiş. Değişim olsaydı CHP için daha iyiydi bence. CHP kadroları o kadar uzun süredir değişmiyor ki, aynı liderlerin sadece "bakış açısı" ile yeni bir heyecan yakalamaları zor gözüküyor.

Neyse konumuza dönelim; kara çarşaf giymeyi tercih eden bir hanımın CHP’ye üye olması itiraz edilebilecek bir durum değil. Hatta o hanım açısından belki ümit verici bir "açılım", karadan beyaza doğru bir yeni bakış açısı bile olabilir, ki bu sevindiricidir. Bu nedenle CHP’nin bu tür bir başvuruyu kabul etmesi, yani en muhafazakar kesimden bireylere bile kapısını kapatmaması alkışlanabilir.

Ancak konu kılık kıyafet özgürlüğüne ulaşamamış birisinin siyasi fikir özgürlüğününün ifadesi falan değildir, keşke öyle olsaydı.

İşin doğrusunu gösteren iki detay şudur:

Birincisi, üye olan çarşaflı hanım, yerel seçimlerde bir mevkiin aday adayı olan eşine destek amacıyla üye olmaktadır. Yani "beyim en doğrusunu bilir" cinsinden, ataerkil, erkek egemen bir ilkel davranış biçimi, üstelik adaylık karşılığında şu beldenin bu aşiretinin topluca 800 oyu için yapılan pazarlığın aile boyu benzeri bir alışveriş sözkonusudur.

İkincisi, o gün sayın Baykal, parti üyesi olmuş olan 8000 kişiyi temsilen seçilmiş 6 kişiye rozet takmıştır. Sekiz bin yeni üye arasından ilk 6’ya türbanlı ve kara çarşaf giyen hanımların seçilmiş olması tribünlere oynamanın somut göstergesidir. Biz son çare olarak muhafazakar oyların peşine düştük demektir.

Her siyasi partinin oylarını arttırmak gibi bir misyonu olmasını doğal karşılıyorum. Ama lütfen hatırlayalım, üniversitede türban serbest isine karşı çıkanlar ne diyordu: "bu sadece bir örtü ya da bir giyim kuşam biçimi değil, bir siyasi simge, o yüzden kabul edilemez." Peki partinize katılan binlerce kişi arasından onore etmek için türbanlı ve kara çarşaflıları seçince bu kıyafet tercihlerini siyasi simge haline asıl siz getirmiyormusunuz? Oy peşinde koşacağım derken, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

CHP’nin bu "açılımı" ile kitlelere verdiği mesaj özetle şudur; yok aslında AKP’den farkımız! İyi de madem yok bir farkınız, muhafazakar kesim neden kendi çizgisinde başarılı olan, zaten iktidar olduğu için devletin olanaklarını sonuna kadar kullanıp, en populist politikaları gütmekten çekinmeyen AKP’den vazgeçsin ki? İllaki bir "açılım" peşindeydi iseniz, senelerdir bölünerek azalan sol oylara yönelik, oraları toparlayacak bir açılım yok muydu? CHP ola ola AKP’nin kötü bir taklidi olmaya mı özendi?

Bugüne kadar eksikleri ne kadar büyük olursa olsun CHP’nin tutunduğu ve kuşaklardır CHP’ye oy verenler için manevi önemi büyük bir söylem vardı; "CHP, Atatürk’ün partisidir, CHP Cumhuriyet devrimlerinin mirasçısıdır." Bugünden sonra, sayın Baykal’ın kara çarşaflı hanımlara rozet takarken çekilmiş fotoğraflarına bakıp da aynı söylemi tekrarlamak mümkün olmayacaktır.

Bunun doğal sonucu olarak CHP, muhafazakar oyların peşinde koşarken o fotoğraf ile kendisini özleştiremeyecek olan kemikleşmiş tabanında ciddi bir erozyon yaşayacak, yazık ki mahalli seçimler öncesinde Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacaktır.

9 Ocak 2009 – aklagelen.blogspot

 
Toplam blog
: 7
: 457
Kayıt tarihi
: 03.01.09
 
 

Eğitim: Hukuk, lisans ve yüksek lisans. İş tecrübesi: Yaklaşık 20 yıl hukuk danışmanlığı. Aklagele..