Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '21

 
Kategori
İnançlar
 

KARA DAVUD'TAN BAZI SÖZLER

KARA DAVUD’UN KİTABINDAN  

 

          BAZI SÖZLER                                         

 

 

Saygıdeğer Okurlarım,  öncelikle hepinize selam ve sağlık dileklerimle merhaba diyorum. Bazı okurlarım ara sıra beni arıyorlar,  Kadir Bey Hocam, genelde sanat, edebiyat ile ilgili yazılarınızı keyifle okuyoruz. Elinize sağlık. Mübarek Ramazan içinde biraz da dini konularda bir şeyler yazar mısınız” diyorlar.  Ben de “hay hay “ dedikten sonra ( BİSMİLLAH ) diyerek bir şeyler yazıyorum.

 

Masamın üzerinde çok kalın bir dini kitap vardır.  Bu kitap 1088 sayfadan oluşuyor. Adı KARA DAVUD ( Delail-i Hayrat Şerhi), adını taşıyor. Yazarı Kahramanmaraşlıdır. Kahramanmaraş şairlerin, yazarların âlimlerin harman olduğu yerdir.  Yazarın asıl adı: Merhum Ebu Abdullah’tır. Kitapta müellifin doğum ve ölüm tarihleri yazılmamıştır.

 

Yazar sözlerine Rahman, Rahim, Allah’ın adı ile Allah’a hamd ( şükür ) diyerek sözlerine başlıyor. Yüce Allah bizatihi, Resullülah Efendimize salat verdi. Resulüllah Efendimize selam olsun dedi. Yüce Allah, meleklerin ona, yani Resulüllah (S.A.) efendimize salat-ü selam getirmelerini emretti. Sonra Yüce Allah şöyle dedi: Ben,  bütün cinleri ve insanları bana kulluk etsinler diye yarattım. ( 51 / 56 )

 

  •  Şüphesizler, Allah ve melekleri o Peygambere çok salat ederler.  Ey iman edenler, siz de ona salat ediniz, tam bir teslimiyetle selam veriniz. ( 33 / 56 )

 

Burada KARA DAVUD’UN yazarı Ebu Abdullah Bismillah’ın çok önemli olduğunu ifade ediyor. Konuşurken,  yürürken, iş yaparken,  yemek yerken BİSMİLLAH deyiniz” diyor.

Yazarın NUR konusunda bazı sözleri:

 

Allah’ım, bu ismin sahibi zata salat ve selam olsun.  Yüce Peygamberimiz Hazreti Muhammed ( S.A )  NUR konusunda şöyle diyor: Yüce Hak, Kelam - ı Kadim’inde şöyle buyuruyor¨

 

  • Allah tarafından size gerçekten bir nur geldi.(5 / 15) Bilinmesi gereken bir husus var ki,  şudur: Her şeyden önce, Resulüllah efendimizin nurani ömrünün ve geliş şeklini bilmek icap eder. Bunu bilmekle, yüce şanının nasıl olduğu, mertebesinin ne kadar yüksek olduğu, bakımından makamının ne kadar üstün olduğunu bilmek gerekir.  

 

Yüce Peygamberin hazır olduğu bir sohbeti sırasında hazır olanlardan biri aynen şöyle dedi:

 

  • Ya Resulellah, ( A.S. ) anamı, babamı sana feda ederim, Bana haber ver.  Sübhan olan Yüce Allah, cümle mahlûkatından evvel Peygamberimizin nurunu kendi nurundan yarattı. O nur ile Allah’ın dilediği kadar o hali ile kalıcı kaldı. O nurun yaratıldığı zaman, mahlûkatın hiçbir mevcut değildi, Lev-hü mahfuz, kalem, cennet, cehennem, melekler, sema, yer, güneş, ay. İnsan ve cin yaratılmış değildi. Hak Taâlâ mahlûklarını yaratmayı murat ettiği zaman, o nurdan dört kelime ayırdı:
  • Birinci bölümden kalemi yaratı,
  • İkinci bölümden Levhü yarattı,
  • Üçüncü bölümden arş- azimi yarattı.
  • Su üç bölüm, Rasüllüllah Efendimizin (A.S.) nurundan ayrılan kısımlardır.

         

            Bir haberde şöyle anlatıldı:

 

Allah-ü Taala kalemi yüz boğumlu yarattı. Bir boğumda diğer boğum arası, elli yıllık bir zaman yolu vardı. Allah-ü Taala kaleme şöyle burdu: Levha yazmaya başla.

-Ne yazayım ya Rabbi?

 Diye sorunca, Yüce Hak buyurdu:

LA İLAHE İLELALAH,MUHAMMEDD’İN RESULELLAH ( Allah’tan başka İlah yoktur, Muhammed  ( S,A.) Allah’ın elçisidir, resulüdür.

 

Kalem şöyle dedi: Ey Muhammed, ( A.S. ) ismin ne kadar güzeldir ve ne kadar ulu bir isimdir.

Yüce Allah bir daha dile geldi ve şöyle buyurdu:

 

  • Ey kalem, edeple yaz, O isim benim habibimin adıdır. Arş-ı Levhi ( bütün kainatı ) onun için yarattığım gibi seni de onun nurundan yarattım.

 

  • Bu hitap karşısında, kalem Yüce Allah’ın heybetinden ikiye ayrıldı. Kalemin o sözü söyleyen kısmı kesildi.  

 

Büyük alimler ve Hazreti Muhammed’in ( S.A.)  sohbeti sırasında onu görenleri şöylece tanıtıyorlar:

 

Mübarek alnını görenler adli beylerden ( Adil ) olurlar,

Mübarek gözlerini görenler: Hafız-ı  Kur’an  olurlar,

Mübarek kaşlarını görenler, nakkaş olurlar,

Mübarek kulaklarını görenler,  vaaz-ü nasihat kabul ederler,

Mübarek yanaklarını görenler, akıllı ve iyi amel işlerler,

Mübarek dudaklarını görenler, vezir olurlar,

Mübarek dilini görenler, padişahlar arasında elçi olurlar,

Mübarek boğazını görenler, vaiz ve nasihatçi olurlar.

Mübarek ellerinin içini görenler, ahi ve cömert olurlar.

Mübarek göğsünü görenler, Âlim, Zahit ve müştehit ( bilim adamı olurlar).

Mübarek boynunu görenler, tacir ve bezirgân ( ticaret adamı ) olurlar.   

 

Evet, fazla zamanınızı almak istemiyorum aziz okurlarım.  Yazımda ve kurulan cümleleri yazarın sözlerine, eserine savdık kalarak dikkat edilerek yazıldı. (KARA DAVUD) eserinin sahibi Ebu Abdullah’ı rahmetle ve saygıyla anıyorum. Mekânı cennet olsun.

Ben bir Cumhuriyet öğretmenim. Cumhuriyet okullarında okudum, onurla bu günlere geldim. bu yıl TBMM’nin 101.Yılı kutlanacaktır. ”HÂKİMİYET KAYITSIZ, ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile onun tüm silah arkadaşlarını rahmetle ve saygıyla anıyorum. Cümlesinin mekânları cennet olsun.  

 

Hoş ve esen kalınız aziz okurlarım…  

 

------------------------------------------------------------------------  

 

NOT: Bir öğretmen arkadaşımızı daha öbür âleme uğurladık. Bu öğretmen arkadaşımız, Savuca beldesinin  eski İlkokul müdürlerinden Behçet ÇELEBİ idi. Allah rahmet eylesin, dost ve arkadaşlarına ve ailesine baş sağlığı diliyorum.  A.GÜLER  

 

 

 

    Abdülkadir  GÜLER 

   20  NİSAN  2021-  SÖKE

     

 

           

         

 

     

 

 

  •             

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..