Kara dul ağını örüyor

Konu güncel ama tarihi Osmanlıya kadar uzanır. Eminim o kadar eskilere gitmek isteyen araştırmacı yazarlarımız olacaktır ama bu yazıda güncel kalmağa çalışacağım, çünkü yakın tarihe bakınca bile konu zaten Kara Dul’un örümcek ağı gibi hem derin ve hemde geniş. Önce Kara Dul örümceğinin bir özelliğinden başlıyayım, zaten konunun ana hatları da bu özellikte gizli. Söylentiye göre, belkide hakikattir (araknoloji uzmanı değilim), Kara Dul cinsi dişi örümcekler çiftleştiği erkek örümceği çiftleştikten sonra afiyetle yermiş. Bu durumdan kurtulan ancak çok maharetli ve fakat pek az erkek Kara Dul örümceği olurmuş. Pek iç açıcı bir durum değil ama erkek örümceklerde bu vaziyeti bile bile, sadece bir kaçabilme umudu içinde, bu duruma katlanırlarmış. Zannederim konunun ana hatları açıkça ortaya çıktı. Şimdi yakın tarihimizden başlayarak gelelim güncel konumuza, mesela Saddam Hüseyinden başlayalım ve güncel Katar durumuna bir göz atalım.

Sene 2003 ler, Kara Dul o zamanın küresel politika ortamında ve belkide daha mühimi Amerika Birleşik Devletleri halkını ikna edebilmek için, Kitle İmha Silahları (Weapons of Mass Destruction) diye bir algı operasyonu başlattı. Bizim Kara Dul zaten kendi ağı içinde olan Birleşmiş Milletlere gitti ve o zamanın inandırıcı bürokratlarından biri olan Gen. Colin Powell’ın (ABD) ağzından bu masala dünyayı inandırmağa çalıştı. İnananlar inandı inanmayanlarda inanmadı ama işin orası mühim değil, zaten Kara Dul ağına yaklaşan erkek örümceği gözüne kestirmişti bile. Konu Orta Doğunun Enerji kaynağı ve erkek örümcekte Irak ve Saddam Hüseyin. Tabi Saddam Hüseyin’in de bir hata yapması gerekiyordu. Yine o zamanın ABD Dış İşleri Bakanı Madeleine Albright, bütün dünyanın gözü önünde (TV arşivlerinde bu konuşma ve el sıkışma bulunabilir) Saddam Hüseyin’e bir çok taltif arasında şöyle dedi ”Eğer Kuveyti işgal ederseniz biz (ABD) olarak buna sizin iç işleri sorununuz olarak bakarız.” Vay canına, ne büyük yem Saddam için, erkek örümcek artık işin tam tavına getirilmişti. Sonuç malum. Irak parçalandı, Sadam Hüseyin kaçamadı, milyonlarca Irak’lı sivil halk öldürüldü, Irak’ın enerji deposu boşaltıldı, hala da boşaltılıyor ve sene oldu 2017 savaş da hala devam ediyor. Bu durumdan memnun olan olmayan, işine gelip susan, işine gelmeyip sesini yükseltenler devletler var ama işin orasıda mühim değil. Aslan payını alan Kara Dul hayatından memnundu. Biraz hazmı zor bir erkek örümcek olsada, Kara Dul için bu plan yüzde seksen başarılı sayılabilirdi.

Terihten ders alsaydık belki tekerrür etmezdi diye bir söz vardır ama bu algı operasyonları ve ortaya atılan yemler öyle değişik şekillerde ortaya çıkıyorki herkezi ters köşe yapıyor, çünkü adamlar endüstri ve slikon devriminin bittiğini ve yeni tür bir devrimin gerektiğini görmüşler, bu işin  de ilmini yapmışlar ve ismini de Politika Bilimi (Political Science) olarak koymuşlar. Ucu bucağı olmayan, bir şey üretmeyen fakat sahibine çok faydalı sonuçlar getirebilen, basit kuralları bulunan bir bilim dalı. Bu bilim dalında üretme ortamları artık fabrikalar değil Düşünce Üretme Kurumları (Think Tank). Etraftaki cahil erkek örümceklerde Nasrettin Hoca’nın ”Ya bir tutarsa...” misali üretilen yeme hemen oltaya takılan balık misali atlıyorlar. Saddam’dan bu yana bunun örnekleri çok, “Ukranya (Portakal Devrimi – Orange Revolution), İran (Atom Enerjisi ve Kitle İmha Silahı masalının tekrarı), Kuzey Afrika Devletleri (Arap Baharı), Mısır (Sisi), Somali, Chad, Suriye (Esed), Türkiye (Recep Tayyip Erdoğan – 15 Temmuz 2016).” Her bir olayda aktörler ve yem değişik ama amaç aynı. Böl, parçala, yönet, Enerji Kaynaklarını kullanmak ve küresel hegemonya kurma hevesi. Başarılı olanlar var, başarısız olanlar var. Kurtulanlar var, kurtulamayanlar var. Çöken devletler ve milletler var. Ders alanlar var, almayanlar var.

Gelelim Katar üzerinden oynanan oyuna. Enerji ve küresel hegemonya kurma hevesi işin hala ön planında. Ama yeni erkek örümceğin Irak gibi hazmı zor büyük bir lokma olmaması da gerekiyor. Çünkü bu tür büyük bir lokmanın ekonomik masrafı çok oluyor. Buna da gerek yok. Yem olarak ne kullanılmalı? Artık Kitle İmha Silahları, insan hakları veya az gelişmiş ülkelere Demokrasi getiriyoruz masallarına da kimsenin pek inanacağı yok. Geriye ne kaldı? Terör!

Hani bu bizim Kara Dul’un kurduğu ve desteklediği terör örgütleri varya, işte o kavramı kullanıp yine bu dünya cahillerini ters köşe yapabilme düşüncesi ve hevesi. Hem bu terör örgütlerini besleyelim, silahlandıralım, kullanalım ama suçu başkasının üzerine atalım. Mesela Katar bu terör örgütlerini destekliyor diyelim. Çalışırmı? Belli olmaz belki çalışır. Türkiye için çok öncelerde aynı algı operasyonu yapılmıştı ve hala da yapılıyor. Hemde bak teröre destek veren iki devlet birleşti deriz. Böylece bu algı operasyounu biraz daha kök salar. Oltaya balıklama atlayacak cahil de çok. Suudilere Katar enerji kaynaklarını veririz, tabi bize çok ucuz fiata satmaları şartı ile. Zaten öyle yapıyorlar ama kendilerine yeni bir kaynak daha tanımış oluruz, böylece daha da ucuza satamalarını isteriz. Birleşik Arap Emirlerine ve Mısır a da Höt! Otur oturduğun yerde deriz olur biter bu iş. Ayrıca Katar a da döner size de yardım edelim kayıplarınızı azaltalım deriz, onlarda topraklarında bize daha büyük askeri üstler kurma izni verirler. Böylece Orta Doğuyu daha rahat kontrol ederiz. Malum, İncirlik elden gidecek gibi gözüküyor.

Bu startejinin bir adım arkasında 15 Temmuz 2016 Türkiye operasyonu ve Türkiye yi bölüp parçalama planı vardı ki, Türkiye bu Katar operasyonuna sesini çıkaramasın. Ama Türkiye operasyonu başarılı olmadı, fakat Kara Dul kendinden o kadar eminki veya kazanç  kadar büyük ki, başarısız adımlarda bile Kara Dul geri adım atmağa pek niyetli görünmüyor. Trump’ın bir sözüne dikkat çekelim burada: “Erdoğan ve Putin güç politikası kullanmağa yonelik politikacılar, benim bunda bir sorunum yok!” Yani adam diyorki kim en güçlü ben biliyorum, ve bu konuda bir sıkıntım yok, ben bildiğimi okurum.    

Ne dersiniz Kara Dul için yeni KAZAN, KAZAN, KAZAN startejisi hazırmı? Yoksa dünya devletleri bu sefer tarihden ders alacaklarmı? Türkiye bu olaya reaksiyon olarak dünya çapında bir aktör olma planına girdi. Bu plan geri teper mi? Yoksa yola devam mı? İşte burada tekrar Politik Bilim dalı teorilerine ve algı operasyonu yönetme ve dünya devletlerini ikna etme enerjisine ve bilgisine ihtiyaç var. Türkiye’nin işi zor ama yapmaz sa zaten kaybedecek, dolayısı ile riski göze alıp yola devam.