Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '06

 
Kategori
Eğitim
 

Kara kazanlar

6. yüzyılda 2. Beyazıt için manzum “ selatinname ” yazan Sarı Kemal, bu “ methiye kılıklı ve tarih değeri oldukça kıt ” vakayinamesinde dil bakımından güçlük çekince, kendi beceriksizliğine bakmayıp; “ bu Türki dil be-gayet sert dildir. Söz ehli işbu dilden key hacildir ” demiştir! “ Dest-i endişe, heyzüm-pare-i mülahaza ile tahrik-i ateş-dan-ı efkar ettikçe ” diye bilgiçlik taslamıştır...

“Acemlerin, Arapların edatlarını almışız, bunlar dile öyle yapışmış ki; ayrılmaz parçası olmuş; bunları sökmeye kalkışmak, ağzımızın dişlerini sökmek gibi tehlikeli bir iştir” diyen Halit Ziya Uşaklıgil, yazdığı romanlarının dilini sadeleştirmek gibi “tehlikeli” bir işe kalkışmış ama yabancı dil hayranlığından bir türlü vazgeçemediği için dili gene de anlaşılamamış, romanları eskisi gibi okunamamıştır.

“Bütün ilmi faaliyetin temerküz ettiği nokta metindir” diyen günümüzün ilim adamlarından biri; “Şehzade hocalarının bayramlarda huzura kabul edildiği zaman padişahların ayağa kalkması ‘kanun-i Osmani’ olmadığı halde, 3. Murad , Nev’i’ye kıyam edecek kadar itibar gösterir, ara sıra onun ile müşaare etmekten hoşlanırdı” diye yazıyor...

HUKUK: Hukuk fakültesinde ders yapılıyordu. Profesör öğrencilerine bir hukuk problemi sormuştu. Ama öğrenciler hangi çözüm yolunu önerseler profesör kabul etmiyordu. Sonunda öğrenciler pes ettiler: “Bütün çözüm yollarını söyledik, kabul etmediniz. Siz söyleyin de öğrenelim” dediler. Profesör, “Tabi kabul etmem, diye gürledi. Hepiniz falan lehinde, filan lehinde dava açarız, diyorsunuz. Bir hukuk adamı sarı çizmeli Mehmet ağa gibi konuşmaz. Dava ikame eyleriz, diyeceksiniz!”

İşte olay. İşte anlayış! Zaten halktan kopuk bu tür kişilerin dilinden anlamayan halk böyle kişilere ukala demiştir. Ukala aslında akıllı demektir ama bilgiçlik taslayan kişi anlamında kullanılmıştır bu yüzden. Şimdi de bir hukuk kitabından bir alıntı yapalım:

“Alelıtlak zevalinin isbatı(...) ve hukuku ammeye müteallik gayri menkul mükellefiyetleri müstesna...”

Gelelim Tıp’a! “Diğer piperazine- phenothiazinlere nazaran(...) ekstra-premidal tezahürlere ancak genç yaşta ve nadir olarak rastlanabilir.” İlaç “prospektüs”ünde böyle yazıyor. Ne demek istediğini anladınız değil mi!

Geçenlerde hastaneye gittim. Polikliniğin bölümleri dikkatimi çekti. “Hariciye, dahiliye, bevliye, asabiye, nisaiye...”

Çarşıya gittim. Tezgahtar, “Şu petikarelileri alın. Şunlar epengle, şunlar terilen. Mallarımız muhayyerdir. İsterseniz bu döpiyesliklere bir bakın” dedi..

Bu konuda daha birçok örnek verebiliriz ama şairin dediği gibi “dert çok, hemdert yok.” Lafla peynir gemisi yürütülüyor da eyleme geçen yok...

 
Toplam blog
: 776
: 600
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Emekli edebiyat öğretmeniyim. Yazı ve şiirlerim çeşitli gazete ve dergilerde çıkmaktadır. 20 kita..