Kara liste yaptım!

Küresel krizin bizi gıdıklayıp geçtiğinden beri çok gülüyordum! Kriz geçiriyordum yani!

“Dokunsanız gülerdim!”

Fakat arkadaşlar, son günlerde bazı yolun diğer yarısı blogdaşlarımız gülümsememi zehir ettiler!

“Zalım felek vurmuş!” bir de onlar vuruyorlar.

Burada açık açık yazacağım isimlerini!

Biri Emine Supcin Hanımefendi!

Biri de Dr. Murat Hacıoğlu!

Emine Hanımın ismini nezaketen önce yazdım! Yoksa Alfabetik olarak yazsaydım sondaydı!

Denizli canım Türkiyemin şirin bir ilidir. Tanışıklığım horozuyla başladı! Bir tane horozumuz vardı. Çil horoz derdik ona! Sabah ezanından beş dakika önce ötmeye başlardı! Fundamentalist horozu kesmeye kıyamadım! Tilki de yok ki çevrede yesin! Komşumu çağırdım!

"Al bunu kes! Eti senin, kemiği kedilerin!"

Yurtdışında Denizlili işdaşlarım vardı.

“Ömer senin ağır vasıta ehliyetin var mı lan! Nasıl veriyorlar sana Koca Man’ı?”

“Len ehliyeti olmayana gocamanı veriler mi len?”

“Ömer, grev olursa ne yapacağız lan?”

“Napçeez! İyip içip yatçeez!”

Denizlilere özel bir husumetim yok! O İki sene önceydi! Zaten şimdi “yolun*diğer*yarısı “hocamız Denizli’yi en has şekilde temsil ediyor! Barışmıştık!

Dr. Murat Hacıoğlu kadehli bir yazı yazdı geçen gün! Emine Hanım da hemen yorumu yetiştirdi! Belki de şehiriçi aramıştır.

“Yaz yaz! Yorumun benden!”

Çok üzüldüm!!

Fenerbahçe aleyhinde yapılan hiçbir espri komik olmuyor! Gülmek gelmiyor içimden arkadaşlar! Ki gülmek için küresel gıdıklamayı bile bahane yapan biriyim! Yukarıda yazdım!

Emine Hanım’ı ve Murat Bey’i kara listeye aldım! Yazılarını dikkatli okuyacağım!

Esprilerine gülmeyeceğim!

Ya da evde gülerim!