Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

07 Ağustos '08

 
Kategori
Kültürler
 

Kara tren gelmez mola!

Kara tren gelmez mola!
 

Türk milletinin tarih sahnesinde yer alışıyla birlikte varolagelen, yaşamını simgeleyen demir, her zaman önemli bir yer tutmuştur.

Ergenekon’dan çıkmak için demir dağları eriterek yol açılmış, savaşçı ve savaşan bir mill etolarak da bazen kılıç olmuş, bazen örs olmuş, bazen de kargı, kalkan olmuş demir bu milletin elinde.

Zaman içersinde ve gelişen teknolojiyle birlikte demir ağlarla ülke toprakları örülerek, ulaşımın vazgeçilmezleri arasına girmiş, buharlı kara trenlerle de bir yaşam biçimi olarak hayatımızda yer almıştır.

Kara tren sevdalara, hasretlere konu olmuş;

Kara tren gelmez mola,

Düdüğünü çalmaz mola,

Gurbet ele yar yolladım,

Mektubumu almaz mola; dizeleriyle türkülere konu olmuştur.

Bugün yaşları elli atmış üzeri olanlar kara trenin insan hayatında nasıl bir yeraldığını çok iyi hatırlarlar. Mektup bekleyen yavukluların mektuplarını getiren, askere giden fidanlarımızı “sülüslerle” askere götüren; uzak diyarlara gidecekleri yine ulaştıran hep bu kara trendi.

Kara tren Osmanlı içinde, cumhuriyet içinde çok önemli ve gerekliydi. Özellikle Osmanlı döneminde ve kurtuluş mücadelesi verildiği yıllarda kara tren; mühimmat, cephane taşımada asker sevkıyatında önemli görevler üstlenmiştir.

Demiryolu tarihi 1856 yıllarında başlar, Osmanlı ise demir yoluyla 1860 yıllarında tanışır.

İlkdemir yolu hattı 130 km İzmir-Aydın arasında yapılır. Bu hattı Osmanlı tarafından imtiyaz verilen İngilizler yapar. 1866 da bu hat ulaşıma açılır.

1876 dan 1909 akadar geçen 33 yıllık süre zarfındaysa Osmanlı padişahı ikinci Abdülhamit damgasını vurur.

Abdülhamit hatıralarında “ Bütün kuvvetimle Anadolu demir yollarının inşasına hız verdim. Bu yol Mezopotamya ve Bağdat ı Anadolu’ya bağlayacak. “

Abdülhamit Anadolu’yu Mezopotamya ve Bağdat’a bağlama çabaları yanında İstanbul a da demiryolu yapılmasını ister ve Şehreminine ( İstanbul eski belediye başkanı ) talimat verir. Yapılan çalışmalar sonucunda tren istasyonunun ilk ayağı olarak Sirkeci karar kılınır. Tren yolu da Topkapı sarayının bahçesinden geçecektir.

Ancak ortada bir sorun vardır. Bu hattın yapıla bilmesi için Topkapı sarayının bahçesinden hattın geçirilmesi mümkün değildir. Durum Abdülhamit e anlatılır.

“Paşam gar yerini tespit ettik ama bir hata var. İstasyonu sirkecide kurucağız, lakin demir yolu hattı Top kapının bahçesinden geçiyor.”

Demiryollarının önemini iyi bilen Abdülhamit tereddüt etmeksizin cevap verir. ”Tren Topkapı sarayının bahçesinden değil, gerekirse Şimendifer benim göğsümün üzerinden geçsin “ diyerek İstanbul da demir yolu açılmasını sağlar.

1876 –1909 yılları arasında geçen bu 33 yıllık süre zarfında Abdülhamit’in demiryollarının yapım ile ilgili büyük emek ve çabaları görülmektedir.

1856–1922yılları arasında toplam 8619 km lik demir yolu ağı örülmüştür.

Cumhuriyetle birlikteyse Atatürk demir yollarına büyük önem vermiş demir yolları Cumhuriyet ideolojisinin en simgesel anıtlarından birisi olmuştur.

10. yıl marşına da konu olmuş “ Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan “ dizeleriylede milletimizin övünç ve gurur kaynağı olmuştur.

Atatürk, demiryollarına verdiği önemi de konuşmalarında sık sık vurgulamıştır:

—İktisadi hayatın faaliyet ve zindeliği ancak münakale vasıtalarının, şimendiferlerin (şimendifer; şimdilerin tren sürücüleri, makinist) limanların hali ve derecesiile mütenasiptir. Memleketin bütün merkezleri yekdiğerine az zamanda şimendiferlerle bağlanacaktır.

Osmanlının büyük önem verdiği, Atatürk’ün ise, Cumhuriyetle birlikte atılım hamlelerininen önemli unsuru saydığı demiryollarımızın bugün ki mevcut durumu ise içler acısıdır.

Atatürk döneminde ulaşımın demir yollarıyla çözülmesine büyük önem verilmiş, 15 yıllık sürede 3337 km demiryolu için yabancılara para ödenmiş, ulusal ağa dâhil edilmiştir.

Yine aynı dönemde 2815 kmdemir yolu ağı yapılmıştır. Böylece 1923 de 4112 km olan demiryolu ağı1938 yılına gelindiğinde 6927 km ye ulaşmıştır.

1938 den günümüze kadar ise 1500 km demiryolu ağı örülmüştür. Bu rakamlara bakıldığında ise Atatürk’ün demiryollarına ne kadar büyük önem verdiğini göstermektedir.

Bugün Türkiye’de TCDDY yolcu ve yük taşımacılığındaki payı her geçen gün biraz daha düşmekte, taşımacılığın tamamına yakını ise daha pahalı ve riskli olan karayoluyla yapılmaktadır.

Devlet son elli yıldır ulaştırma konusunda tercihini küresel güçlerin de etkisiyle karayolundan yana yapmış, demiryollarına ise gereken önem verilmemiştir.

Bugünlerde ise demiryolu güzergâhlarındaki “nitelikli istasyonlar ki bunlar Cumhuriyet trenlerimizin geçtiği kasabalarımızın “çağdaş uygarlık anıtlarına “göz dikilmiştir.

Bu istasyon binalarımızın “Kültür mirası” olarak korunması ve onarılması beklenirken; Hükümet çıkardığı 21.04.2005. tarih, 5325 sayılı torba kanunla bu binaların satışına karar vermiştir.

Cumhuriyettrenlerinin geçtiği bu tarihi istasyonlar “işletmecilik fazlası”sayılarak yine birilerine pazarlanma aşamasındadır.

Atatürk’ün büyük önem verdiği, Türk milletinin tarihinde ve kültüründe önemli bir yer tutan ve adına”Cumhuriyet ideolojisinin en simge anıtları” denilen bu anıtlar gözden çıkarılmaya karar verilmiş gözükmektedir.

Bugünkü yazımı günümüz gençliğinin de severek dinlediğine inandığım bir şarkıyla, kültürümüzün vazgeçilmezi olan kara trenin insanımızdaki “ak umutlarıyla” sizleri baş başabırakarak sonlandırıyorum.

Gözüm yolda, gönlüm darda,

Ya kendin gel, ya da haber yolla.

Duyarım yazmışsın, iki satır mektup, Vermişsin trene halini unutup.

Kara tren gecikir belki hiç gelmez.

Dağlarda salınırda derdini bilmez,

Dumanın savurur, halimi bilmez,

Gam dolar yüreğim, gözyaşım dinmez.

Yara bende, derman sende,

Ya kendin gel, ya da bana gel de.

Duyarım yazmışsın iki satır mektup,

Vermişsin trene halini unutup.

Sonsuzluk Osman Özeker.

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..