Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

Karaciğerden kara haber var

Karaciğerden kara haber var
 

İş risottoyla bitmiyor.

Hadi herkes duydu ben sadece haber özeti yapayım.
İç işleri bakanımız kendisine şaraplı Risotto ikram eden bir Valiyi azletmiş.
Hani ayıptır söylemesi bakanımız sanki Risotto ile alkol komasına girmiş. Risotto malum şarap katılarak yapılan bir yemek.
Artık şalgam suyu ya da kımız denenecek.
Böyle bir Risotto Türk mutfağına İslamiyetin
zındıkları protesottosu olarak girecek, listelere şefin tavsiyesi hatta ısrarı ile yazılacak...
Yemeyen valiyse valilikten atılacak;. yok sadece bir veliyse yavrusunun okuldan kaydı silinecek; dini bilgiler için İmam hatiplerin hazırlık sınıfı olan bir kuran kursuna yazdırılacak.
Veli ya da vali değilse zaten mesele yok,
deli olup tedaviye alınacak.

Bu risotto suikastının failler yanı.
Gelin bir de bu suikastta ebediyen yara alan , Risottozedelere bakalım.
Onların durumu vahim. Aslında bu zedeler işi karıştırmasaydı bazı gerçekler açığa çıkmayacak, zedeler daha az zedelenecekti…
Hatta bakanımız gördüğü büyük zararın farkına bile
varmadan bu rezalet peçete altı edilecek,
o peçeteler de kireçlenerek gömülecekti...
Vee sayın bakan artık hiç Risotto yemese bile alkol alarak yaşamına
devam edecekti.
Şaşırdınız değil mi…heh heh heh ! !
İşte işin en dramatik hatta alkolik yanı bu cümlede.
İçişleri bakanımız zaten alkol alıyor.
Hem öyle böyle değil, tarlalar, dallar dolusu. Kabzımallar , manavlar, kasalar dolusu…
Nedir bu saçmalık, nedir lafın doğrusu…
Uzattık ta canın mı sıkıldı ? Pop star alaturkayı kimin azandığını öğrenme anını beklerken çocuğun ilkokulu bitirdi; orta okula KAYDINI yaptırdı.

Neyse; olay kısaca şu:
İç işleri bakanımızın kendi iç işleri alkolle tanışmış durumda.

Uzun yıllardan beri. Hatta doğduğundan üç ay sonrası itibariyle…
Çünkü ülkemiz meyve cenneti.

Tıp bilen ya da bilmese de şimdi öğrenecek olan her mümin bilir ki meyve karaciğerde alkole dönüşerek sindirilir.

Yani karaciğer kendisi bizzat alkol üretir.
Bu Tekel kadar değilse de kadehlerde birkaç parmak demektir…

Kaç promil onu bilemem burada bir başkadır trafik !

Mideden yola çıkıp karaciğer sapağında bir AK_YUVAR tarafından yolu kesilerek direk işkembeyi kübraya gönderilmezse alkole dönüşür; elma, armut , ayva, erik…
Durum Nahoş…yani sadece elma değil bütün meyvalar yasak meyva…ister tatlı ister mayhoş !

Misal Portakal…İki Waşington ismiyle müsemma bir johny walker viski !
Bu günahı silemez bütün sularını abdest
suyuna çevirse de ASKİ…

Bir elma yarım bardak şarap. İki tane yediysen halin harap.

Hele muz, hele muz…Ondaki alkol Allah affetsin yarım domuz !

Peki Üzüm ! Hadi kara üzüm kara kafalara torpil olsun, adı da , günahı da silinsin kara listeden…
Ama öbür üzümler GERÇEK şarap…Taa çekirdekten !
Sorarlar adama; Hangi bağın bağbanısan gülüsen ?
Bu arada parantez: Çankaya artık şarap markası
olamaz; Doluca desen bu kadar bardağı tek başına dolduramaz.

Şarabın nesli tükenecek, çek küreği güzelim uzanalım HİSAR’A !
O da olmazsa halis Tekirdağ...Yansın isterse

nerede varsa o kadar bağ !
Devam edelim mevzuya: Meyvalar alkole dönüyordu
ya; şimdi bir üzüm yedin, oldun kafir. Başımıza taş yağacak. Yıkılacak evimiz ister
beton ister kagir…
Depremin yerine Cenabı hak oynatacak kader fayını.

Yer misin üzümü, TATİLE ÇIK TA SEVDİKLERİNLE GEÇİR
KALAN ÜÇ BEŞ AYINI…
İncir ! Vurun sapını…. İncir yiyeceğine edep yerine
incir yaprağı tak, sokağa çık.

Daha az günah.
Tanrı haline gülüp der ki “ulan ben seni ne zaman
Adem baba yaptım insan- ı sapık !

Yani İncir öyle bir meyve; öyle münafık.

Karpuz karaciğere yararlıdır derler. Külahıma anlat, karaciğer karpuzla kafayı bulur,
safra sarısı işe karışır suratın kara sarı olur.

Kavun zaten rakıyı arar, rakı olmazsa karaciğerde; elmadan kalan alkolü de zıkkımlanır, kanındaki alkol değil polisin, trafik ışıklarının bile dikkatini çekecek kadar tırmanır.
Sen yeşil sanırsın; tam gaz !
Oysa kırmızıyı senden iyi ayırt eder promilsiz kaz !

Yani Risotto bu kadar günahın yanında bir
hoca efendi kadar masum !
Vali’ nin de cezası biraz ağır.

Asıl meyva salatası ikram etseydi bence işinden

atılmak değil, sınır dışı edilmeliydi.

Vatandaşlıktan da çıkarılıp tarafsız bir bölgede

kaderine terk edilmeliydi.

Yalova tekrar ilçe yapılıp o da Yalova kaymakamı olmalıydı. Bu arada kendisine Sarı bir çizme yollanıp tayini anlam
kazanmalıydı.

Bütün bunlar mecburi hafif cezalar…Az üzücü, az acılı…

Oysa İdam cezası kalkmasaydı sonu mutlaka
dar ağacı.
Hatta dar ağacı iyi meyve veren bir ağaçtan

olmalıydı ki bu arada fırsat bu fırsat meyve

veren ağaç taşlanmalıydı.
Bir milli geleneğimiz daha tarihteki yerini almalıydı.

Şimdi sayın bakanın oturup o sofrada meyva yiyip yemediğini düşünmesi lazım.

Kendi iç işlerine dönüp sormalı karaciğerine:

- O gün Risottodan başka bir şey yedim mi ben?

-Yediniz sahip. İki dilim hurma, üç dilim sarığı

burma, hepsinin üzerine de elmayla armut.

- Peki bunlardaki alkol ne kadar ediyor ?

- Bilemem sahip…çok iyçmişim başım dönüyor dönüyor.. Haa birkaç tane de erik !
-Bana bak artık sen bu meyveleri alkolsüz erit…
Senin yüzünden cennette yüzüm kara çıkacak. Kime anlatacağım karaciğerimin oyununa geldim diye…
-Öyle deme sahip. Biz karaciğerler çoyk önem..liyiz annadın mı…
Senin hani o çok sevdiğin sarı paşa var ya…onun karaciğeri sizin tarafınıza geçtiydi…İ
ki duble rakıyı Paşaya haram etti. Annadın mı…
Karaciğerini iyi tanı. Hadi bir karciğar fasıl koyy emi…
Ak diye ak ciğerine güvenme hani!
Gönül bu ak da der, altı ok ta der yani…çok içmiyşim başım, dönüyor, dönüyorrr!
-Osmancım biraz elma soydum alır mısın?
- Getir sahibimin refikası getiyirr..Elmanın anasını da,
Amasyasını da getiyrrr; anasını da getiyir..sonra da götürrrr !

-Osman bey ne diyorsun sen ?
Ay yoksa Risotto sarhoş mu etti seni…
Tabi üç tabak yedin. Oldu bi şişe.

- Getiyir sahibimin refikası…ben de şaştım bu işe… Burası karaciğer meyhanesi…
Burada yaşanır aşkların en şahaneysiii…

- Ah Osman bey…git yat uyu sen. Artık bütün seyahatlerinde yemek listesine önceden bak.

Risotto varsa, aşçıyı defet, valiyi aşçılığa tayin et !

-Evet evet. Sen de eve meyva filan alma artık. Sebze, sadece sebze. Kara üzüm; bi nebze…
-Çoyk içmişim başım dönüyooor,
alıştım sahibim alıştım artık.
Bi yolunu bulur sebzeden de alkol yaratırım.
Sen yarın kuru fasulye ye bir miktar. Ben şiyimdi diyorum ki; kuru fasulye gazından alkol nasıl çıkar…çoyk içmiyşim…başım
dönüyyorr...

 
Toplam blog
: 94
: 608
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

1950'lerden sonra doğan her dünya insanı gibi, ardında pek çok takıntıyla gelen geçmiş zamanı, bilim..