Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '13

 
Kategori
TV Programları
 

Karadayı, içimi kararttı !..

Karadayı, içimi kararttı !..
 

Karadayı ilk başladığında yazmıştım. Demiştim ki, konu çok kısır, eğer bu konuya yeni karakterler ve olaylar eklenmez ise, bir süre sonra kendini tekrar etmeye ve sıkıcı olmaya başlayacaktır.

Nitekim korktuğum başıma geldi. Her ne kadar, oyunculuk, ışık, kurgu vs... konusunda gerçekten başarılı olsalar da, bir mahkeme daha fazla ne kadar uzatılabilir mantığıyla, konu dağılabildiği kadar dağıldı ne yazık ki. Farkında mısınız bilmem ama Nazif babayı son bölümlerde fazlaca göremez olduk. İsmi cismi unutuldu adeta. Olay Mahir’in Feride ile olan aşkı ve bu aşkın getirdiği sıkıntılar noktasına geldi. Zaten, bence ekrandaki diziler arasında en uzun yayınlanma süresine sahip dizilerden biri olan Karadayı, böyle giderse tadı erken kaçmış dizilerden biri olacak ne yazık ki.

Son iki haftadır doğru dürüst bir gelişme yok farkındaysanız. Mahir-Feride kavgasını İbrahim-Necdet kavgası ile süsleyelim derken, Mahir-Necdet kavgasına dönen olay örgüsü, dışarıda devam eden karmaşa ve karışıklık, kötülerin sürekli olarak işin içinden sıyrılıvermesi, seyircinin her umutlandığı sahnenin boş çıkması, sizi bilmem ama beni yordu gerçekten.

Mahir ile Feride aşkına sözüm yok. Ama bütün odak noktasının bu tarafa kaydırılması, zengin kız-fakir oğlan edebiyatının gözümüze sokulması, Feride’nin gel-git halleri, Mahir’in artık bizim bile tam olarak bilemediğimiz babasını kurtarma planları, uzun uzadıya bakışmalar, susmalar, bir konunun koskoca bir bölüme yayılması, yavaş yavaş yaşanan ve bunaltan gelişmeler, Turgut savcının her olaydan sıyrılıvermesi. Feride’nin Mahir’in tek bir yalanını affetmemesine karşın, Turgut’un gözünün içine baka baka söylediği her yalanı sineye çekmesi beni benden alıyor söylemeden edemem.. Hele hele Ayten kızımızın uğradığı tecavüz, diziyi içine düştüğü rutinlikten kurtarabilmek adına yapılan bu olay da beni diziden soğuttu ne yalan söyleyeyim.. Üstüne üstlük bir de İlknur’un kocasının, sevgili muhabbeti çıkmadı mı, tam kapak oldu artık bu kadarı.

Dizinin en sıkı karakterlerinden minik Nazif’in de çok fazla görünmemesi, o saf dünyayı görmemizi sağlayan pencereyi de kapattı..Setlerde çalışan çocukların zor şartları malum. Onların minicik bedenlerinin yorulmasını kim isteyebilir. Ve fakat yine de, o kadar karanlık ve kötü karakterin arasında, masum ve temiz birilerini seyretmek te istiyor insanın gözleri. Dilerim çocuklar için, hatta sadece çocuklar değil tüm oyuncular için setlerdeki olumsuz şartlar giderilir, onlar keyifle oynarlar, bizde keyifle seyrederiz.

Sevgili Mesut Yar, geçenlerde köşesinde, seneye Nazif babayı oynayan Çetin Tekindor’un dizide olmayacağı haberini verdi. O yazmışsa doğrudur diye düşündüm ve açıkçası Nazif babanın asılması gibi bir durumun, seyircinin öfkesini fazlasıyla artıracağı kanaatindeyim. En azından bu kadarını hak etmiyor seyirci onu da söylemek lazım. İşin, iyilerin kaybettiği, kötülerin kazandığı bir noktaya çekilmesi, ne derece cazip duracak onu bilemem. Ayrıca Mahir’in babasını kurtarma çabası bir intikam macerasına dönüşecek olursa, çok ta keyifli olmaz gibi geliyor bana..

Bu kadar olumsuzluk yazmışken, dizinin en sağlam karakteri Mahir için birkaç güzel söz edelim. Baştana aşağı berbat bile olsa, Kenan İmirzalıoğlu’nun o derin bakışları için bile seyredilir bu dizi.. Her ne kadar hayal kahramanı bir karakter bile olsa Mahir karakteri, yine de ekranlara çok yakışıyor sevgili Kenan… Ayrıca dün akşam yayınlanan bölümde hüngür hüngür ağlaması da, iyi ağlayan erkekler kategorisinde kendisine epey puan kazandırdı benim gözümde..

Dizinin en tatlı karakterlerinden biri olan Bahar ise, çok ama çok şeker.. En azından sevimli ve güleç bir karakter. Süslü püslü ama delikanlı bir kız Bahar. Üstelik çok iyi bir dost, Mahir için yaptığı her iyilik gözlerimi yaşartıyor izlerken.. Dizinin genel havasının tamamen karamsarlık ve suratsızlık üzerine kurulduğunu düşününce Bahar’ın o şen ve güleç yüzü çok daha önem kazanıyor elbette.

Son birkaç haftadır Safiye ile Kader hanımın annelik mücadelesi de, gerçekten etkileyici.. Biri dünyaya getirmiş, diğeri büyütmüş Mahir’i. Hangisi daha anne derseniz inanın seçim yapması da zor. Bazen insanlar, hayatın kendilerine getirdikleri şartlar sebebiyle de, evlatlarından ayrı kalabiliyorlar.. Bu noktadan hareket ile, Mahir’i ve Nazif babayı kurtarsa kurtarsa, el ele veren bu iki kadın kurtarabilir gibi geliyor. Zaten Nazif babanın davasının olumsuz sonuçlanması halinde, dediğim gibi dizinin benim açımdan hiçbir cazip yanı kalmayacak.

Yine de erken konuşmayalım, bekleyelim de görelim bakalım senaryo nereye doğru gidecek…

 

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42 

 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..