Karadeniz'den bir Yıldız daha kaydı / Türkücü Hüseyin Erbaş'ın ardından ..

Müzik, edebiyat veya resim.. Hangi sanat dalı olursa olsun onu başarıyla icra eden kimi sanatçıların değeri sağlığında pek anlaşılmaz. Badem gözlerinin, sırma saçlarının kıymeti onları yitirdiğimizde ortaya çıkar. İşte 9 Eylül pazartesi günü kaybettiğimiz Karadenizli türkücü- kemençeci Hüseyin Erbaş'da bunlardan biriydi. Müziği adı fazla duyulmuş veya başka bir deyişle meşhur olmuş Karadenizli sanatçılardan pek aşağı kalmadığı halde hep ikinci plandan öteye gidememiş, hakettiği yerlerde icrayı sanat yapamamıştı.

1961 yılında Rize'nin Güneysu ilçesi Yeşilyurt köyünde doğan Hüseyin Erbaş; genç yaşlarından itibaren kemençe ve Karadeniz türküleriyle haşir neşir olmuş, memleketten uzakta yaşayanlara, gurbet kahrı çekenlere uzaktaki o dağların sesi, derelerin şırıltısı gibi gelen türküler söylemişti. O Karadeniz gecelerinin, Karadenizli düğünlerinin aranılan sesi, vazgeçilmeziydi. Birçok albüm yapmış ancak onu sevenlerden dahi çok fazla ilgi görmemişti.

Müziği bir yana adam gibi adamdı. Güler yüzünü kimseden esirgemez, büyükle büyük, küçükle küçük olurdu. Dostluk, akrabalık ilişkilerine çok önem verirdi. Nur içinde yatsın, ricamı kırmayarak kızımın hem nişan, hem de düğün törenine bizzat ekibiyle gelerek bizlere nefis bir Karadeniz müziği ziyafeti çekmişti. Bir sohbetimiz esnasında diğer ünlü Karadeniz türkücüleri gibi ulusal kanallara neden çıkamadığını sorduğumda başını öne eğmiş " İyi bir sponsor bulamadık " diye dert yanmıştı.

Evet, belki Hüseyin Erbaş sağlığında hak ettiği yerlere çıkamadı ama türküleri hep dillerimizde, o sıcak tebessümü gönüllerimizde olacak.