Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Karadeniz taka’sı/böyledir bu işler…

Karadeniz taka’sı/böyledir bu işler…
 

Sarsılıyorum yatakta, biri, hala halaaaaa diye bağırıyor, Cem Yılmaz’ın şaşı gözleri gibi. Nnne nnee noolduu. Yangınmı var imdaaaattt ölen mi var bi şeymi oldu söylemleriyle tek gözümü açıyorum. Ohh hadi ama yürüyüşe gideceğiz kalk hadi kalk!

Kalkıyorum çaresiz, elimde eşofmanlar salonda diyeliyorum; yeğenime baktım o da odanın içinde diyeliyor veeee hadi yatalım deyip yataklarımıza zıplıyoruz.!!!

Böyledir bu işler…Kış aylarında tembellektus olmaktan, bahar geldi geçti yürüyemiyorum.

Hani böyle en ve boy farkının hızla kapatıldığı, en’in boyuna yetişmeye çalıştığı aylardan sonra bahar yağmurları gibi enimin akmasını, boyumun uzamasını istemişimdir. En son spor salonuna gittiğim tarihten itibaren üç yıl geçti. Ve bu zaman zarfında her yıl mart-nisan aylarında yürüyüşe başlar 40-45 gün yürür, sonrada yaz aylarının sıcaklarına karışırım.

Bu bahar öyle olmadı! Öleceğim yahu. Eşofmanlar bana bir garip bakıyor, ben onlara bir garip.

Akşamdan bir karar alıyoruz sabah yürüyelim diye… Sabahı akşama erteliyoruz.

Hoş aylardan Nisan, bu yıl Boztepe’nin başından duman, sis eksik olmadı. Güneş bir görünüyor görücüye çıkmış kızlar gibi anında kayboluyor..Aaa canım geldin dur biraz öyle değil mi?

Yatak yorgan havalanacak, boya- badana yapılacak… Hehehe halı yıkama mevsimi açılacak. Belediye sokakta halı yıkayana ceza kesecek. Çokk iş var çokkk.

Neyse, atsan atılmaz, satsan satılmaz bir eşyaya sahibim. Araba!!

Daha önceleri arabayı işyerimin parkına bırakıyor, eve yürüme gidip geliyordum. İşe yarıyordu biraz. Park kapandı, bizim yürüme işi yattı. Evin önü ne güne duruyor diyeceksiniz. De, evin önü bahçeli, araba parklı değil ne yazık ki. Onu Beyaz Atlı Prensim alacak. Ayy ne fenayım. Neyse, sabah arabayı park ettiği yerde bırakıyorsunuz, akşam iş çıkışı bakıyorsunuz ki, arabanın yan aynaları ters dönmüş, isimler yazılmış, top izleri bir daha gitmemecesine kazınmış!

Böyledir bu işler… atsan atılmaz, satsan satılmaz…satılırda daha borcu bitmedi.

Daha sevgili Seyran Aksoy gibi bir portakal görünüm giderecek cihaz alamadım.

Hani bir çılgınlık vardı; ap şepır diye (bilerek böyle yazdım) Sümerbank onu getirmişti ve 100 Marka satıyordu! Sıraya giriyordunuz almak için. Efendim bu salak girdi sıraya aldı bu aleti. O zamanlar 100 mark 30 milyondu! Benim için büyük paraydı. Olsun zayıflayacaktım.

Böyledir bu işler… vallahi de billahi de atsan atılmaz, satsan satılmaz evin arka terasında çürüyor!

Şimdilerde her sabah elma sirkeli su içiyoruz aç karnına... Tık yok. Evde ikinci şişe bitti. Akşam giderken yine alacağım.

Zayıflama çayları, prebiyodik yoğurtlara, bitki karışımlarına hiç girmiyorum. Karadenizli olarak yeşili çok tüketiriz biz! Bahçede ineğin yediği her otu yiyoruz… Tamam burası abartı fakat, hep yeşillik… Evde bizim pezik, sizin pazı dediğiniz yeşilliğin yemeği var. Kara lahana ve pırasa sırada pişmeyi bekliyor… Geçende kaldirik yedik. Tiken ucu yedik. Sakarca yedik. Merak edenlere adres vereyim efendim: Derin dondurucuJ) Annem her gelemeye bizimkinin içini doldurdu. Yani iki buz bırakmaya yerim yok! Halbuki kendisinin dolabı vaaar! Sahiplendi her yeri…

Yeşillik yiye, yiye Hababam Sınıfının hocasına dönecek tenimizin rengi de… insan bir gram azalır. Tık yok! Ayıptır söylemesi işyeirne giderken simitten vazgeçip salatalık, elma alayım diyorum. Salatalık ters etki yapar diye alamıyorum! yani öyle... elma desen sabah sabah geç kızım bunları diye simide sarılıyorum, yuh bana yuh!

Böyledir bu işler… Yataktan kalkmazsın, akşam tv başından ayrılmazsın. Sana ne ulan sana ne şehrazatın geriliminden, tanrıverdinin aşkından, aslının ayrılığından. Kalk ta bir yürü değil mi? Hayır mekik çeksen ne olur?

Acaba diyorum şu 3-5 mm incelten kremler nasıl?

Pahalı biliyorum. Böyledir bu işler!

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..