Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Karadeniz Turum II

Karadeniz Turum II
 

Kayabaşı Yaylası.Fotoğraf alıntıdır.


Önceki yazımı Samsun’da noktalamıştım. Şimdi Samsun’dan anlatmaya devam edeceğim.

Samsun tarım cenneti. Yurdumuzun en büyük akarsularından Kızılırmak ve Yeşilırmak arasında kurulu. Atatürk Anıtı’na doğru gidiyoruz. Ağırlık ve denge bakımından dünyanın 2. anıtı. Anıt önünde fotoğraflarımızı çektirip Bandırma Vapuru’nun birebir örneğini görmeye gidiyoruz. Gerçeğini korumayıp örneğini yapmak bizi düşündürüyor. Yabancılar tarihlerine ne kadar bağlılar. Tüm değerlerini ilk günkü gibi koruyorlar.


Samsun’dan sonra Terme’ye geçiyoruz. Terme M.Ö.1200 yılında kadın savaşçı gurubu Amazonlar tarafından kurulmuş. Şaşırarak Ünye’ye doğru ilerliyoruz. Burada Yunus Emre parkında dinleniyoruz. Anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. Mavi ile yeşil buluşmuş. Güzel bir sahil kasabası.


Manzarasına doyamadan ayrılıyoruz Ünye’den. Fatsa’ya geliyoruz. Kolbastı ve Horonlar Kurtuluş Savaşı’ndan sonra oynanmaya başlamış buralarda. En güzel tarafı gençlerin bu oyunları bilip her zaman oynamaları. Garsonlar servisleri bitirdikten sonra hemen oyuna geçiyorlar. Bunlar bizim çok hoşumuza gitti. Fatsa diyince Eceler Eyvanı (Yalnız bayanların sohbet ettiği yer), Efendiler Eyvanı(yalnız erkeklerin sohbet ettiği yer ), Gençler Eyvanı (karışık) akla geliyor. Bunları sevgili rehberimizden öğreniyoruz. Kale köy, Yalıköy’den geçiyoruz.


Akasya ağaçlarının arasından Perşembe’ye doğru ilerliyoruz. Perşembe balık cenneti. Balık çiftlikleri çok. Fındık bahçeleri arasından ilerleyerek Ordu’ya giriyoruz. Aziziye Cami, Paşaoğlu Konağı, Etnografya Müzesi kentin tarihi değerleri. Karayemiş veya taflan ağaçları var. Taflan reçeli yapılıyormuş. Bunun şeker hastalığına da iyi geldiği söyleniyor. Buradan Boztepe’ye çıkıyoruz. 450 m yükseklikteyiz. Muhteşem manzara eşliğinde çaylarımızı içip tekrar yollara düşüyoruz.


Kirazın anavatanı Giresun’a giriyoruz. Fındığın anavatanının Doğu Karadeniz olduğunu da öğreniyoruz. Giresun Hükümet Binası Anıtkabir’e benziyor. Merkezden fındıklarımızı alıyoruz. Ayrıca Atatürk’ün koruması, en yakın silah arkadaşı Topal Osman bu bölgede yaşamış.


Akçaabat’a doğru yola düşüyoruz. Aksu Deresi, Keşap, tüneller, Yağlı Dere’den geçip Giresun’un ilçesi Tirebolu’ya geliyoruz. Görele’den geçiyoruz. Karadeniz sahil yolu insanların denizle ilgisini kesmiş. Sahilde oturup çayını yudumlayacağın bir yer yok. Ağarsar deresinin üzerinden geçiyoruz. Yemyeşil dağları seyrederek Beşikdüzü, Vakfıkebir üzerinden Akçaabat’a giriyoruz. Nihat Usta’nın yerinde köftelerimizi yiyoruz. Gerçekten her şey çok güzel.


Akçaabat’tan ayrılıp Kayabaşı yaylasına geçiyoruz. Yayla 1890 m yükseklikte. Gece orda uyumak bir başka oluyor. Her taraf yemyeşil. Toprak göremiyorsunuz. Yayla evleri de çok güzel. 5 yıldızlı otellere değişmem doğrusu.


Bir gece Kayabaşı Yaylası’nda konaklayıp ertesi sabah Trabzon’a doğru ilerliyoruz. Trabzon ve Doğu Karadeniz’i diğer blogumda anlatacağım. Görüşmek üzere…

 
Toplam blog
: 49
: 816
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

Emekli matematik öğretmeniyim. İzmir'de yaşıyorum. Okumayı çok seviyorum. ..