Karagöz Oyunu

Eğlence... Televizyonlar ve diğer medya harikalarının bizi sürekli yönlendirdiği ve- belki de bu kadar çok ihtiyacımız olmamasına rağmen- yaşam kaynağı gibi sunulan eğlence faktörleri... Çoğu zaman seviyesiz ve bir o kadar da ihraç fazlası olup, içi bomboş, afili paketlenmiş GDO'lu ürünler... Kara bir gözlük olarak nitelendirirsek, çok pahalı, iyi süslenmiş ya da pazar işi olması gözlüğün yarattığı etkiyi, zerre kadar değiştirmeyeceği gün gibi ortadadır.

Aslında hızlı koşabilmen değil, yürüyebilmen önemlidir. Uzağı görebilmen değil, görebilmen önemlidir. Yaşaman değil, düşünebilmen önemlidir. Gerçek özgürlük, düşünmektir. Sınırsız ve sana özgü olmalı. Hor görülmeye aldanmadan, zorlanmadan düşünebilmeli. Nasıl düşünmen gerektiğini ve seni neyin güldüreceğini söyleyen, senin nelerden hoşlanman gerektiğini dikte eden hatta nasıl yaşaman gerektiğini empoze etmeye çalışan, edebiyattan ve gerçek görgüden yoksun, hayhuylarla yoğrulmuş bir süperpopüler çağ canavarı var.
Olmamız gereken insan modelini her yıl kutlamalarla çizen ve sergileyen bir sanat. Güzel ekinlerimizden biri olan karagöz oyununun amaçlarının farlılaştırılarak, sürekli sahnelenmesi gibi bir perde oyunu… Her an değişen karakterler, tuluat yöntemi ile değil, basma- kalıp ve etkili sözler öğretilen robot kuklalardan ibaretler.

Biz perdenin karşısındakiler, perde arkasındaki karagözcüyü seçemeyiz. Önemli olan maksimum faydamızdır. Gülmek… Kara gözlü Türk halkı, her an uyutulduğu karagöz oyunlarında, satın aldıkları kara gözlüklerinin altından ağız dolusu gülmeye devam edecektir.